islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3107
EURO
35,0595
ALTIN
2.279,50
BIST
8.971,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
20°C
İstanbul
20°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

ÇENE MÜSLÜMANLIĞI YAYGIN GERÇEĞİMİZ OLDU

ÇENE MÜSLÜMANLIĞI YAYGIN GERÇEĞİMİZ OLDU
27 Eylül 2022 11:00
A+
A-

Yazdığınız veya okuduğunuz yazılar sizin hayatınıza dokunuyorsa etkilenirsiniz; düşünürsünüz, kendinize çekiverdiğiniz ve manen güçlendiğiniz de olur.

Bir süre önce, Mirat Haber’imiz ile yapılan hizmetimiz, ”Gösterilen maddi ve manevi fedakârlığa değiyor mu?” şeklinde bir yaklaşımla ümitsizliğe  kapılmak üzereyken bilge bir yazarımız kardeşimizin  yazısı bana güç verdi.

Bir süre önce  önce okuduğum  Çene Müslümanlığı başlıklı yazı da beni düşündürdü ve  dertlendirdi. Çünkü verilen bir örnek de vakıflar ve vakıf kurucularına/yöneticilerine ilişkindi, okuyalım:

Örneğin, bir vakıf kurulduğu için orada çalıştırılan insanların haklarının verilmesi yerine onları fedakârlığa davet ederek, haklarının bir kısmından feragat etmesi beklenmektedir. Ama o çalışan kişiler, vakıf olduğu  için çalışmamakta, iş olarak çalışmaktadırlar. Yani ilahi rıza kişinin, başkalarını mutlu kılması, onlara yardımcı olunması, onların haklarının tam olarak verilebilmesi ile sağlanabilir.”

Çene Müslümanlığını Yererken Gevezelik Yapmak

Gel de düşünme ve muhasebe yapma.

Bu ifadeleri okurken maddi ve manevi imkânlarını  vakfı için kullanan ve Mirat Haber’in yaşaması için fedakârlıktan kaçınmayan, hiçbir şekilde hiç kimseden fedakârlık istemeksizin  karşılıklı anlaşmalarla belirlenen  aylıkları  ilk gününde ödeyen ve  yapılan anlaşma dışında görev beklemeyen ve ödün verilmemesi gereken aksamalara ve de taleplere sabır gösteren sorumlu olarak  acaba kaş yaparken göz mü çıkarıyoruz demekten kendimi alamadım.

Gerçekten bu, çok laf edip  atılım yapmamak, sebeplerle sonuçlar arasında doğru ilişkiler kuramamak ve sistem ürünü sorunların çözümünü anında ve güç yetiremeyecek kaynaklardan  beklemek anlamına  çene  müslümanlığı  aramızda pek yaygındır. Daha çok da tek taraflı  şikâyetleri içerir. Bir diğer anlatımla çene Müslümanlığından şikâyet edilirken çene müslümanlığı yapılır.

Problemler Çift Taraflıdır

İslam’ı gereğince bilemediğimiz ve yaşayamadığımız için problemlerimiz çift taraflıdır. Özellikle ülkemizde sosyal ve ekonomik şartlar zorlaştığı  için örneğin  yöneten yönetilen, işveren işçi, kiralayan kiracı, öğretmen öğrenci, karı koca … arasında başlayan şikâyetler giderek de artıyor.

Daha da acısı sistemden kaynaklanan problemler tek taraflı olarak çözümlenemediği gibi gereğince çift taraflı olarak da çözümlenememektedir.

Problem büyük ve yaygındır.  Doğal olarak bizi de kuşatmakta, değindiğimiz gibi düşündürüp dertlendirmektedir.  Dert de konuşturup yazdırıyor.

Sabit Gelirle Hizmet Üretmek

Özellikle bizim gibi sabit geliriyle yönetilen vakıflarda büyük zorluklar yaşanmaktadır.

Vakfımız 2021 Temmuzunda kiraladığı ana gelirini oluşturan taşınmazına  2022 Temmuzunda ancak yüzde otuz artış yapabildi ve bu zam 2023 Temmuzuna kadar aynı kalacak.

Vakfımızın işe yeni başlayan bazı çalışanları bir yıldan daha az bir süre içinde asgari ücret üzerinden yüzde seksen  yasal zam aldı. Bazılarına  da altı – yedi aylarını  doldururlarken anlaştıkları meblağın üzerinde yüzde otuz zam verildi. Yaşadığımız ekonomik şartlar içinde yani 6-7 ay önce razı olduğu ücretle işe başlayan ve senesini doldurabilecek çalışanlarımız da zam alacak.

Diğer vakıfları bilmem ama bizim vakfımız vakfettiğimiz taşınmazımızın kira geliri ve ona yaptığımız katkılar ile ayakta duruyor. Yazarlarımızla yalnızca tebliğ  yapıyoruz. Siyası ve ekonomik bir beklentimiz olmadığı için boyun da bükmüyoruz. Gerçi bu bizim sorunumuzdur, katlanmayı  çalışanlarımızdan  beklemiyor ve bu vadide en ufak bir ricada  da bulunmuyoruz.

Gelirler giderleri karşılayamadığında iş yerleri gibi  vakıflar  da çalışmalarını durdurur  ya da  işçi çıkarır. Biz şartlarımızı zorlayarak ikisine de rıza göstermek istemiyoruz. Ama kimseye de çilemize katlan  demiyoruz. Rabbim mahcup etmesin.

Burada yeri gelmişken ifade edeyim: Geçen günlerde vakfımızın ziyaret  eden bir esnaf  örgütümüzün başkanı şimdilerde 7600 tl olan asgari ücretin  yıl başında gelecek zamlarla birlikte işyerlerine maliyeti  en az on bin lirayı bulacağı için küçük işletmelerde işçi çıkarmalar  olabileceğini  dile getirdi.

Çalışanlardan Fedakârlık Değil Görev Beklenebilir

Burada yazarın  değindiği probleme de işaret ederek bilgi verelim.

İstisnalar  bir tarafa vakıf ruhu ile çalışan insan  kalmadığı için İslami hizmetler yürüten dernekler- vakıfların çalışanlarından  fedakârlık bekledikleri tespiti  pek doğru  değil ise de, onlardan fedakârlık beklenilmemesi gereği doğrudur, tamam. Ama çalışanlar da anlaşma dışı fedakârlıklar  beklememeli, beklentilerini  hak olarak görmemeli ve çene de çalmamalıdırlar. Nasıl olsa vakıftır-dernektir   zihniyeti ile yaptıkları ile değil yapmaları gerekenleri /maaşları karşılaştığında üstlendikleri görevleri gereğince yapmalıdırlar.

Biz şahsen daha sıkı denetilmelerini istediğimiz vakıfların-derneklerin büyük çoğunluğunun halktan topladıkları dağ olarak nitelenebilecek meblağların fare doğurduğunu üzüntü ile izlemekteyiz.

Bunun bir önemli sebebi de çalışanların vakıf ruhunu taşımamalarıdır.

Borca dayalı para sistemi ve faiz düzeni gerçekten gün be gün  yaşamı zorlaştırıyor ve  tarafları bunaltıyor. Ama siyasilerimizden yazar çizerlerimize, emeklilerimizden temizlik işçilerimize kadar görülen yerici çene müslümanlığının  aldatıcı tatminden başka bir faydası yok.

Eğer bitirilen her işin ardından vakıf ruhuyla yeni ve planlı atılımlar yapılabilirse  taraflar olarak  bunaltan zorluklara karşı birlikte kolaylıklar üretebiliriz. (İnşirah 6…)

Hulasa, çene müslümanlığı Kur’ân ifadesiyle kaçınılması gereken bir Lağiv’dir:

Gerçek müslümanlar, Lağiv bir söz işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve şöyle derler: Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz size. Size selam olsun. Biz kendini bilmezlerle kaynaşmak  istemeyiz. ” (Kasas 55)

ALİ RIZA DEMİRCAN 

Yorumlar
  1. Mustafa Kavak dedi ki:

    Eyvallah sağolasın Ali Rıza hocam kalemine yüreğine sağlık.

    Rabbim sizleri ve bizleri razı olduğu kullarından eylesin.