Görüldüğü üzere Kur’an’da ve Sünnette geçen “Fedribû” emrini ibaha anlamına alıp “dövebilir” olma ile anlamlandırdık. İtirazların önemli bir bölümü de verilen “dövebilir olma” anlamındadır. Fakat itirazlar ilmi değildir ve Kur’ân ile çelişkilidir. Kanıtlamaya çalışalım.
Darabe Fiilinin Anlamı
Darabe kelimesi Kur’an’da çokça kullanılan kelimelerdendir. Türevleriyle birlikte yaklaşık 50 yerde kullanılmaktadır. Temel anlamı bir nesneyi diğeri üstüne koymaktır.
Kullanımları:
Darabe fiili Kur’anda hurûf- cerlerle kullanımı dâhil hiçbir yerde ve hiç bir şekilde ayrılmak, terk etmek, uzaklaştırmak ve boşamak manasında kullanılmamıştır. Üstelik böylesi anlamlarda kullanılmasına Kur’anî içerik engeldir. Çünkü hiç bir koca nafakasını teminle yükümlü olduğu ve kocalı kocasız bir durumda bırakamayacağı eşinden ayrılamaz ve onu terk edemez. (Nis 34,129) Ondan ancak ev içinde ayrılabilir. (İ.Mace Nikâh 3) Koca boşadığı eşini iddeti döneminde bile evinden çıkarıp uzaklaştıramaz. (Talak 1) Boşamak manasına ise Talak kelimesi ve türevleri kullanılmaktadır.
Bu mevzuu sunduğum bir ilim ve kültür vakfında Prof. Ünvanlı aksi görüşleri savunan bir hoca tam bir kabalık sergileyerek gürültü koparırken topluluktan yalnızca bir soru alabildim. Onu da cevaplandırarak konuyu bağlayalım.
Soru: Dövülebilir olma ruhsatı kullanıldığında dövülen kadın kocasının meşru emirlerine isteyerek uyma anlamına nasıl itâat edebilir. Ki Rabbimiz dövme ruhsatının verilişi akabinde فَإِنْ أَطَعْنَكُمْ “Kadınlar size itâat ederlerse” şeklinde beyanda bulunabilmektedir? Demek ki dövülme ruhsatı yoktur.
İslâm Toplumu’nda kadının şahitlerle kanıtlanan zinasına 100 sopa vurulduktan sonra yargı kararıyla ayırılacaklarına ilişkin bir hüküm yoktur. Evlilik devam edebilmektedir. Zina cezasının uygulamasından sonra itâat edilemeyecek olsaydı kadının itâat yükümlülüğü güç yetirilemez ilahî teklif olurdu ki böylesi bir teklif Kur’ân’a göre caiz değildir.(Bakara 286)
(Fe) ile başlayan “Kadınlar size itâat ederlerse” cümlesi, dövüldükten sonra da itaat ederlerse şeklinde bir kayıtla gelmemiştir. Ayet salihat ve nüşûzü olan kadınlara ilişkin hükümler beyan edildikten sonra yapılması gereken hüküm açıklamış, onların aleyhine olacak girişimler yasaklamıştır.
Kaldı ki yaralanmayacak şekilde onuru kırılmak için dövülebilir olan kadın zina yapan veya zinaya ramak kalan kadındır. Böylesi bir durumda olan kadın boşanabilir. Boşanma yoluna gidilmez de aile hayatı sürdürürse kadının pişmanlık duyarak itaatkâr olması da doğaldır.
Burada bir ilave daha yapalım:. (Nüşûzdan beri erdemli kadınlar olarak veya ilgisiz bırakılmaları veya dövülmelerinden sonra şeklen de olsa ). “Size itâat ederlerse onlara yüklenmek için asla bir sebep aramayın”. Buyrulmasının bir anlamı da “sizi yürekten sevmeleri için baskı yapmayın”dır. Çünkü buna güç yetiremezler. (Şevkânî Nisa 34)
Cevab: Dövülemez. Bu yetki aşımı olur. Kadını yetki aşımı ile dövenler dolaylı olarak kadına zinacı veya zina şüphelisi olma iftirasını yapmış olurlar. Çünkü kadın zina veya zina şüphesi dışında dövülemez. Zina iftirası ise azim bir günahtır ve suçtur.
Bazı hadislerden delil getirilerek cinsel kadınlık görevini yapmayan kadının dövülebileceğini ileri süren bilginlerimiz varsa da biz bu görüşe katılamıyoruz. ( Ayrıntılar için bak. Ebu Davud, Nikâh 43; İ. Maca Nikâh 3; Mişkâtü’l-Mes’abih No.3269 )
İlişkiye girmeyen kadının nafakası kesilebilir.
Bilinmesi gerektiği üzere kadının başlıca barınma, yeme, içme, giysi ve tedavi ihtiyacı olan Nafakasını sağlamak kocanın görevidir. (Nisa 34) Nafakası sağlanmayan veya kesilen kadın kocası ile ilişkiye girmeyebilir. Bunun gibi ay hali ve hastalık gibi meşru bir sebebe dayanmaksızın ilişkiden kaçınan kadının da nafakası kesilebilmektedir.
Ali Rıza DEMİRCAN
YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ
MİRATHABER.COM – YOUTUBE