islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3266
EURO
35,0806
ALTIN
2.297,91
BIST
8.987,35
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
20°C
İstanbul
20°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Parçalı Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

Devlet Gerekirse El Koyar

Devlet Gerekirse El Koyar

Sokağa çıkma yasağının hükümet tarafından ilan edilmeyişi, özellikle hükümet muhaliflerinin bazı kesimleri tarafından dile getiriliyor. Sokağa çıkma yasağı, virüsün yayılmaması için makul bir teklif olarak ilk etap da düşünülebilir. Bugün OHAL isteyen kişilerin sadece bu hastalık dolayısı ile bunu istediğini düşünmekde çok iyimser olur.

Bunu talep ederken, kullandıkları ifadeler, beden dilleri bize başka şeyde ifade ediyor. Peki, onlar böyle düşünüyor diye olağan üstü hal durumunun ilan edilmemesi mi gerekiyor?

OHAL nedir?

Büyük doğal afet, tehlikeli salgın hastalık, ağır ekonomik bunalım, kamu düzeninin ciddi biçimde bozulması OHAL için temel ön şartlardır. Bununla berber milli irade toplumun bazı kesimlerine kamu menfaati adına yükümlülükler yükleyebilir. OHAL durumunun yargı yoluna kapalı olması gerçeğini de belirtelim.

Corona virüsü 114 ülkeye yayıldığı söyleniyor. Bazı ülkeler OHAL eksenli tedbirler alıyor. Türkiye’nin aldığı tedbirleri güçlendiren, sağlık sektöründe Avrupa’nın çok önünde olmasıdır. Aşı konusunda, ilaç geliştirme konusunda ise Türkiye sınıfta kalmıştır.

Küresel gücün elleri konumunda olan uluslararası şirketlerin, Türk pazarına hakim olması bugün ki corona virüsü ile mücadeleyi asıl zayıflatan unsurdur. Bu ayrı bir makale konusu olup ileride bunu kaleme alacağız.

Hükümet ekonomik tedbirler hariç,  sağlık bakanlığı üzerinden aldığı tedbirler takdire şayandır. Hastalığın sürecine göre de bir takım sosyal kısıtlamalar getiriliyor. Aslında sokağa çıkma yasağı kanuna bağlanmasa da yöneticilerimiz tarafından dile getiriliyor. Halkın büyük bir kısmı da bu tavsiyelere uyuyor.

Sokağa çıkma yasağı talebinde bulunan insanlar şunu düşündüler mi?

Devletin işleyişi tüm kurumlarda daha aktif biçimde devam edecek. Burada görev alacak olan kamu çalışanları milyonlarca insan olacak. Bunlarda sokağa çıkmayacak mı?

Siz evinize kapanmış haldeyken beslenmek zorundasınız. İhtiyaçlarınızı karşılayacak tedarik zincirinde milyonlarca insan olacak. Bunlarda sokağa çıkmayacak mı?

Ülkenin temel ihtiyacı olan şeyleri üreten fabrikalar ve orada çalışanlar, milyonlarca insan olacak. Bunlarda sokağa çıkmayacak mı?

Hal böyleyken, şuanda yapılacak bir sokağa çıkma yasağı bu insanlara mı uygulanacak? Bunlar istisna tutulsa, ailelerini de kattığımızda, mevcut tedbirlerden farklı nasıl bir fayda sağlamış olacak?

Niyetiniz üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi?

Krizin bir başka yönünü olan ekonomik ihtiyaçları olumsuz tetikleyebileceği için, sokağa çıkma yasağı önerisini biz doğru bulmuyoruz. Alınması gereken tedbirleri devlet alıyor. Tedrici olarak da tedbirler arttırılıyor. Nefret ve öfke dili ile hükümetin aldığı tedbirleri yetersiz görmek başka bir şeydir, eksik görülen bazı şeyler üzerinden yapıcı eleştiri yapmak başka bir şeydir.

Corona virüsü konusunda Güney Kore’de alınan tedbirlerde hükümetimiz tarafından örnek alınmalı.

Şimdi bir senaryo; İnsanlar evlerine hapsedildi, bütün üretim durdu. Hükümetler halklarına karşı mevcut bütçelerine göre tedbirler alıyor. Ekonomik tedbirleri alamayan hükümetler istifa ediyor. İstifa etmeyen çözümde üretemeyen hükümetlerde halkın isyanına karşı teyakkuz halinde…

Sokağa çıkma yasağı, hükümetin ekonomik tedbir paketlerini de arttıracaktır. Bunun için bizim önerdiğimiz OHAL ilan etmeden ayrı bir OHAL bütçesidir. Altını ısrarla çiziyorum; bu bütçe mevcut faizli üretim sisteminin yasal bağlayıcılığının dışında tutulmalı. Yeni bir para birimi tanımlaması ile hareket edilmeli. Bunun nasıl kurgulanacağı Prof.Dr Mete Gündoğan’ın önderliğinde çalışan İktisat Hareketi tarafından paylaşılabilir.

Özerk bağımsız bir yasa ile faizli tüm işlemlerin dışında tutulmalı. Hiçbir şekilde faizi besleyici bir enstrüman da kullandırılamaz yasal tedbirler alınmalı.  Bu ölçünün miktarı Türkiye de ki toplam aile sayısı üzerinde hareket edilerek aile bazında oluşturulmalı.

Sadece bir başlangıç olarak ; Türkiye de 22 milyon 200 bin hane halkın temel ihtiyaçlarını (kıra, fatura giderleri, beslenme) bu şekilde üretimi de besleyecek şekilde karşılayabilirsiniz.

Devlet gerekirse müdahale eder. Karar alıcı milli irade tarafından talep edildiğinde detaylar paylaşılır.

Selam ve dua ile…

Yunus EKŞİ

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.