islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3243
EURO
34,7527
ALTIN
2.392,58
BIST
10.251,64
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
15°C
İstanbul
15°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
18°C
Pazar Açık
20°C
Pazartesi Açık
21°C
Salı Parçalı Bulutlu
24°C

DİCLE’NİN KAYNAĞI HANGİ ÜLKEDE?

DİCLE’NİN KAYNAĞI HANGİ ÜLKEDE?
5 Eylül 2023 09:00
A+
A-

Dicle: Medeniyetleri Doğuran Nehir – 1

Bir zamanların bu ulu nehri, insanların tarımı, yazıyı ve tekerleği ilk kez geliştirdiği yerdir. Fakat artık antik dünyanın can damarı tehdit altında.

Dicle’nin kaynağına ulaşmak kolay bir iş değil. Toprak yolun bittiği yerde, zirveleri kemirilen tırnaklara benzeyen sarp bir dağın sırtının üzerinden küçük bir patika geçiyor. Patika, tehlikeli derecede dar bir keçi yoluna dönüşüyor, bir pınar tarafından durdurulana kadar yamacın etrafında dolanıyor. Bunlar geniş, kemerli bir tünelde kaybolan güçlü bir akıntı oluşturuyor. Yeni oluşan nehir 1,5 km sonra ortaya çıktığında, mağaranın derinliklerinde olup bitenler nedeniyle sakin akıyor.

Eski Asurlular buranın fiziksel ve manevi dünyaların çarpıştığı bir yer olduğuna inanıyorlardı. 3 bin yıl önce, onların orduları kurban sunmak için nehrin yukarısına doğru seyahat ediyordu. Tünelin girişinde M.Ö. 1114-1076 yılları arasında yaşamış Asur Kralı Tiglath-Pileser’in kabartması hala duruyor. Geçen zaman kabartmanın köşelerini köreltse de o, imparatorluğunun dört bir yanını işaret ederek dimdik ve asil kalmayı sürdürüyor.

Dicle’nin kaynağı, Toros Dağları’nın güneydoğusuna doğru aktığı günümüz Türkiye’sinde yatmaktadır. Kuzeydoğu Suriye’nin dar bir köşesinden geçip Musul, Tikrit ve Samarra şehirlerinden geçerek Bağdat’a doğru ilerliyor. Güney Irak’ta, genişleyen Mezopotamya Bataklıkları, kardeş nehir Fırat’la birleştiği yerde Dicle’nin sularını alır ve her ikisi de birlikte Basra Körfezi’ne akar.

Yaklaşık 8 bin yıl önce avcı-toplayıcı atalarımız bu iki nehir arasındaki büyük taşkın yatağına yerleşerek tarım ve hayvancılığı geliştirdiler. Bu da pek çok kişinin bu bölgeyi “Medeniyetin Beşiği” olarak adlandırmasına yol açtı. Tekerleğin ve yazılı kelimenin bulunması, Eridu, Ur ve Uruk gibi bu ilk şehir devletlerinin icadıdır. Diğer icatların yanı sıra, kanunlaştırılmış hukuk sistemleri, yelkenli tekneler, bira yapımı ve aşk şarkıları bunu takip etti.

Bununla beraber, modern Irak’ı rahatsız eden on yıllardır süren çatışmalar nedeniyle Dicle’nin ortak insanlık mirasımızı koruduğu ve şekillendirdiği gerçeği kolayca unutuluyor.

2021’de 10 hafta boyunca, küçük bir ekiple birlikte Dicle Nehri’nin kaynağından Basra Körfezi’ne döküldüğü yere kadar tekne ve kara yoluyla yaklaşık 2 bin km yolculuk yaptık. Danışmanlardan biri bana muhtemelen Osmanlı döneminden beri böyle bir yolculuğun denenmemiş olduğunu söyledi. Amacım nehrin tarihsel önemini ortaya koymak, hikâyesini kıyılarında yaşayanların ağzından anlatmak ve bir yandan da geleceğine yönelik tehditleri araştırmaktı. Jeopolitik istikrarsızlık, zayıf su yönetimi ve iklim değişikliğinin birleşimi, bazılarının bir zamanların güçlü nehrinin ölmekte olduğunu söylemesine yol açtı. Yolculuğumuzun bu topraklardan neler çıktığını ve medeniyeti doğuran nehir kurursa hep birlikte neler kaybedeceğimizi hatırlatacağını umuyordum.

Dicle Nehri’nin kaynağından 80 kilometre uzakta, Eğil’de bulunan bir Asur kalesinin surları, daha sonra nehrin kıyılarına yerleşen Yunanlılar, Ermeniler, Bizanslılar, Romalılar ve Osmanlılar tarafından değiştirildi. Daha aşağı akımda, Tunç Çağı’ndan bu yana yeniden şekillenmiş başka bir kalenin hâlâ ayakta durduğu Türkiye’nin Diyarbakır kentinde de benzer bir katmanlanma meydana geldi. Bugün Türkiye’nin büyük Kürt nüfusunun fiili başkenti olan şehirde, labirent gibi dar sokaklarında, duvarların etrafında yankılanan unutulmaz seslerle büyülenmiş bir dut ağacının gölgesindeki bazalt avluda dinlendik.

Yazan: Leon McCarron, Irak merkezli bir yayıncı ve kaşif olup, Kuzey Amerika ve Birleşik Krallık’ta mevcut olan Wounded Tigris (Yaralı Dicle) adlı yeni kitabın yazarıdır.

Çeviren: Zehra Kaya

Kaynak: https://www.bbc.com/travel/article/20230731-the-tigris-the-river-that-birthed-civilisation

 

ETİKETLER: Manşet
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.