islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
13°C
İstanbul
13°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
20°C
Pazartesi Az Bulutlu
21°C
Salı Az Bulutlu
23°C

DÜNYEVİLEŞTİKÇE UHREVİYETTEN UZAKLAŞAN MÜSLÜMANLAR!

DÜNYEVİLEŞTİKÇE UHREVİYETTEN UZAKLAŞAN MÜSLÜMANLAR!

Ramazan rahmetin sağanak halinde ruhumuzu yıkadığı bir arınma ayıdır. Bu dikkat noktasına bağlı kalarak tutulan oruç, kuşkusuz insanların hayatlarında önemli bazı manevi değişimlere zemin hazırlar.

Ancak zaman zaman böyle bir manevi atmosferi zedeleyen adeta duyguların virüse yakalanmış haline de şahit olmaktayız. Bu, hayatın dünyevileşmesine bağlı bir sosyal değişim midir, manevi bir çözülme midir bilemiyorum?

Konforu din haline getiren insanların gösterişte kalan suni dindarlığıyla, kanaati takva halinde yaşayan insanların dindarlığı arasında büyük farka var, ne farkı, gizliden gizliye bir çatışma var. Hatta bunu açıktan yapanlara bile şahit olmaktayız: Oruç tutmadığını halde, iftar sofralarında boy gösterenlerin, bununla da yetinmeyip iftar sonrasında seccade üzerinde ayakkabısıyla poz verenlerin bizi yönetmeye talip olmalarını neyle izah edeceksiniz? Böyle bir sorumluluğun yükü altında olan bir insan kendini anlamamışsa, başkalarını nasıl anlayacaktır? Böylesiler insanları yönetmeye hangi değerler manzumesiyle talip olacaktır? Müslüman toplumun hassasiyetine nasıl saygı gösterecektir?

Refah toplumu; kimliğinden koparılmış, sürü halinde, zevkine tapan, bağlandığını sandığı değerlerinin sulandırılmasına aldırış etmeyen, böyle bir dikkatin takipçisi olmayan toplum değildir, olmamalıdır! Türkiye’yi böyle bir yöne doğru sürüklemek isteyenlerin oyununa dikkat etmemiz gerekiyor. Dindar kesim ile dini dar kesimin keyfiyetini dikkate almaz isek, bu gizli ayrışma zamanla çatışmaya dahi dönüşebilir.

Allah’ın Resulü, isteseydi ölürken arkasında devasa miras bırakırdı, ama yapmadı böyle bir şeyi. Mütevazı yaşadı, göze batacak bir servet bırakmadan öldü. Şimdi onun yolunda olduğunu söyleyenlerin önemli bir kısmı; daha çok nasıl servet sahibi olabiliriz yarışındalar. Gündüz oruç tutuyor, akşamları kebaplı, ballı-kaymaklı sofralarda iftar açıyorlar. Birkaç yıldır, iftar davetlerine sırf bu yüzden gitmiyorum. Çünkü o sofralarda israf edilenlerden yüzlerce ailenin karnı doyurulabilir. Buna şahit olmanın ıstırabıyla içim sızlayarak evime dönüyorum. Şu mübarek zamanda, lokanta çevresindeki çöp bidonlarından yiyecek toplayan insanların görüntüsü Müslümanlara ‘ben ne yapıyorum?’ dedirtmiyorsa, bana göre bu, hepimizin yüz karasıdır. Çünkü kolektif ruhu kaybetmiş oluyoruz.

İslam’ın prensiplerine bağlı yaşama biçimi bu mu? Elbette ki değil. Bizlere sağlanan imkânlar, menfaat çarkına takılmış insanların sömürdüğü alan haline gelmemelidir. Dar gelirli, emekli, işsiz yığınların çaresizliği ruhumuzda deprem etkisi yapmıyorsa, yediğimiz lokmanın ne tadını ne de huzurunu alabiliriz.

Allah’a yakın olmanın yolu, insanlara yakın olmaktan geçer. Böyle bir ideal, hiçbir zaman magazin kültürüne kaydırmak isteyenlerin İslami anlayışıyla örtüşemez. Çünkü orada liberal ahlakın dayanılmaz tahakkümü vardır.

 

Muhsin İlyas Subaşı

 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.