islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5277
EURO
34,9465
ALTIN
2.440,09
BIST
9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
17°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

Enflasyon Faiz İlişkisi

Enflasyon Faiz İlişkisi
18 Kasım 2017 08:10
A+
A-

Enflasyon, fiyatlar seviyesinin yükselmesi ve alım gücünün bu yükselmeden dolayı azalmasıdır.

Peki Fiyatlar seviyesinin yükselme nedeni nedir?

Basit dil kullanarak anlatalım:

Talep yetersizliği ve üretim yetersizliğidir. Üretim azlığı malın azlığına, azlık  çok talebin tetiklemesine o da fiyatın yükselmesine neden olur.

Talebin yetersizliği ise, tüketim imkanlarının topluma adaletli biçimde dağıtılmayıp, tüketim  olanaklarının bir zümrenin elinde toplanması ile talebin kısılmasıdır. Burada talebi sağlayan para olup bu paranın topluma adil biçimde dağılmayışı fiyatlar düzeyini direk etkiler. Çünkü talep bu para ile yapılmaktadır.

Paranın toplum tabanına inmesini  engelleyen unsur nedir?

Hangi mekanizma toplam talebin yeterli düzeyde, üretimin sürdürülmesi için, tüketim yaptırmamaktadır?

Talep üzerinde en büyük baskı faiz olup, paranın piyasada halkın arasında olmasını engelleyip, bir avuç insan, sistem içinde reel sektörü etkilemektedir.

Peki maliyetlerin enflasyon etkisi nedir?

Bir malın üretim sürecinden satış anına kadar maliyetler o malın üzerine kâr koyarak satılması için bilinmek zorundadır.  Malların üretimi sürecinde, faiz maliyetleri, finansman, kredi  faizleri ana unsur  olup, üretilen malların üzerine eklenerek maliyetleri arttırmaktadır. Burada bir şey daha  eklemek gerekiyor oda devletin vergilerinin artmasının temel nedeni,  devletin bütçesindeki faiz giderlerinin bu vergilerle ödenmesi için, üretilen mallar üzerinden  halktan alınmasıdır. Bu da ürünün maliyetine dolaylı bir faiz etkisi olup maliyet enflasyonunu ciddi oranda arttırmaktadır.

Şimdi şu basit soruyu soruyoruz; talep  ve maliyet enflasyonu direk ne ile ilgilidir?

Para ile ilgilidir. Maliyet dediğimiz şey bize parasal bir  değer  olarak bilgi verir, talep dediğimiz şey, istek duyduğumuz şeyin parasal bir değeri olup onu elde edebilmemiz için önce parayı elde etmemiz gerekir.

O halde maliyet ve talep fiyat artışları parasaldır. Bizden istenilen bir  parasal fazlalık var. Hem  üretirken, hem de talep edip tüketirken.  Bu fazlalık paranın üzerinde ki faizdir.

Paranın faizli olarak üretilmesi, borca dayalı bir para kurgusu ile, bunun faizli bir taleple  üretime verilmesi, sonra tüketim için talep edenlere verilmesi, hem üretimi hem de talep edeni sürekli faizle tüketecektir.

Enflasyona neden olan faiz unsurları, doğru tespit edilmediği taktirde, oluşmuş olumsuz fiyat yükselişlerine karşı alınacak yaklaşımlar ve  tedbirlerde yanlış olacaktır.

Enflasyonun genel ekonomik dengeleri bozucu etkisi  ve  enflasyonu kronik hale getiren faizdir. Enflasyon faizin çocuğu olarak  fiyatlar üzerine yansıması olup  olumsuz etkileri, sabit gelirli insanların üzerinde negatif etki yapar.

Enflasyonun nedeni faizdir diyen biri, faizin neden olduğu fazlalığı hak görebilir, helal diyebilir mi?

Kötü bir şeyin kötülük üretmesine iyi demek gibi kötü ne olabilir?

Ekonomik kurgunun işleyiş biçimini doğru kodlayamadığınız taktirde, doğru sonuçlara ulaşmanız mümkün değildir. Yanlış kurgulanmış bir ekonomik yapı içinde oluşan olumsuzlukları, bir ilişki zemini içinde doğru kabul edemezsiniz. Yanlışın ürettiği sonuçlarda yanlıştır.

Enflasyon faiz ilişkisi arasında sebep hangisi, sonuç hangisidir?

Faizciler, enflasyonun bir sebep olduğunu ifade ederek, faizlerin enflasyona bağlı olduğunu söylerler. Böylece  faizlerin bir sonuç olduğunu, sorunun enflasyon olduğunu, enflasyon düşerse faizlerinde düşeceğini söylerler.

Yani pazardaki domateslerin fiyatı düşerse bankaların faizleri de düşer diyorlar. Halkın anlayacağı bir dille ifade edersek aslında bankalar yüksek faizcilik yapmak istemiyorlar, suçlu pazardaki tüccardır demeye getiriyorlar.

Şimdi bakalım gerçekte böylemi, faiz mi sebep  enflasyon mu?

Bu sorunun cevabını verdikten sonra  enflasyon farkının helal  olduğunu söyleyenlerin delillerine de temas edeceğiz.

Şimdi, mevcut ekonomik yapı üzerinden düşündüğümüzde,  enflasyon(geçmiş zamanı) kur(şimdiki zaman) faiz (gelecek zamanı) temsil ediyor.

Yani bugün 2017 yılı enflasyonu olarak  TUİK açıkladığı rakam, 2016 yılının gerçekleşmiş rakamıdır. Yani geçmiş, olmuş bir zaman diliminde toplanan verilerdir. Kur ise günlük an itibari ile belirlenen şimdiki zamanda gerçekleşir.  Faiz ise gelecek zamanı şimdiden belirler.

O halde, enflasyon dünün, kur bugünün, faiz yarınındır diyeceğiz.  Şimdi burada at başı öne giden hangisidir? Hangisi hangilerini  peşine takmış? Enflasyon madem dünün rakamlarıdır, nasıl oluyor da geleceğin rakamlarının sebebi olur? Geçmiş bir  fiyat olan enflasyon nasıl gelecek bir fiyat olan faizi belirliyor? Bunu anlamamak ancak faizcilerin işine gelir.

Burada çok net olarak şu sonuca gidiyoruz. Faiz,  kuru da enflasyonunda direk sonuç olarak etkileyip bir sebep konumundadır. Kur konusu tercih edilen kurlarla  ilintili olup, serbest  kur için çok daha rahat bu sözü söyleyebiliyoruz.

Şimdi gelelim enflasyon farkının faiz olmadığını söyleyenlerin iddialarına.

Esasen ifade ettikleri şey şudur; Bir kişi borç verdiğinde verdiği borcun üzerinden geçen zamandan dolayı açıklanan enflasyon oranında, verdiği para üzerine ek alabilir. Çünkü enflasyon onun  borç verdiği parasını eritmiştir. Enflasyon oranı da onun alım değerini korumak için verilmek zorundadır.

Bu yaklaşımı ortaya koyanların ilk verdiği intiba, borç verenin mağdur edilmemesidir. Enflasyon oranında borçlunun boynuna yükledikleri fark, borç aldığı için bir madalya gibi takılmakta, aldığı borç 100 TL ise, enflasyon da % 30  açıklandı ise, 130 TL geri ödeyecektir. Bu da faiz olmayacaktır. Burada geçen zaman olan bir yıl % 30 borç üzerinden fiyatlanmıştır. Ama adres malların fiyat artışları gösterilmiştir.

Oysa faiz sadece borçtadır diyen Rasulullah herhalde burada enflasyon farkını unutmuş olmalı ki enflasyon farkı hariç dememiştir.

Şimdi yukarıda talep edilen % 30 farkı birde şöyle düşünelim.  Diyelim ki  100 TL borç alan adam,  bir yıl sonra parayı ödeme zamanında,  fiyatlar genel düzeyi % 30 düştü.

Borç verilen paranın alım gücü baz alınıyor ya sözüm ona, bu durumda borç alan 70 TL geri vermesi gerekir. Bugünün 70 TL bir yıl önceki 100 TL alım gücünde çünkü.  Bu  kabul edilecek mi? Denecek ki kaç lira verdi isem onu bana ver. Borçlunun lehine olunca durum değişiyor demek.

Ayetin ortasından cımbızlayıp  haksızlık da etmezsiniz, haksızlığa da uğramazsınız… (bBakara 279)kısmını, paranın alım gücü ile ilintilendirip enflasyon oranı farkını helal görenler burayı bir daha çalışsın.

Enflasyon farkının helal olduğunu söyleyenlerin hiç biri  borç 100 TL verdiyse, bir yıl sonra fiyatlar düştü % 30, sen 70 TL alacaksın demez.  O zaman misli misline hadisini gündeme getirirler. Oysa Konuyla ilgili ayet çok net biçimde borç verildiğinde, borçluya  eli genişleyinceye kadar zaman verilmesi gerektiğini açık bir şekilde Allah söylemiştir. Ayetin devamında eğer bağışlarsanız sizin için bu daha hayırlıdır der. Bu ahiretteki hayırla beraber  ekonomi  içindeki ticari çarpan olarak yansımasının daha çok olduğunda ayet haber verir.

Kişi Faizle mücadele etmeyip, faizin sonuçlarına helal fetvaları vermekle  Allah’a karşı sorumluluğunun bilincini  bu konuda yitirmiş demektir.

Enflasyon farkı adı ile, enflasyonu belirleyenin faiz olduğu gerçeğini görmezden gelmek,  ya mevcut ekonomi işleyişinin bilgi cahilliğine ya da faizciliği benimsemişliğe işarettir. Enflasyon borcun üzerine yamanmış bir faiz talebidir. Babası faiz olan işlemin sonuçları da faizdir.

Borç verip  enflasyon farkı adı altında fazlalık alıp  faizcilik yapacağına, hiç borç verme daha iyidir. Borç verilemeyiş faize  en güçlü bir darbedir. Çünkü faiz borçtan beslenir. Bankalar faiz alırken,  enflasyonuna endeksli görünen faiz belirlemelerini hep yukarıda tutarken, temel sistem borç para sistemi ile sürdüğü için sistem faizli başlamaktadır. Sistemin içinde faizsiz uygulama söz konusu olmazken enflasyon farkını helal görmek kabul edilir bir şey değildir.

Buradan kalkıp birde borç vermek hayırlı bir  iştir, ibadettir, niye borç vermeyelim diyen olursa şu ayeti  yazarak konuyu kapatalım.

‘’  Eğer borçlu darlık içindeyse, ona ödeme kolaylığına kadar bir süre tanıyın. Ve bu gibi borçlulara alacağınızı bağışlayıp sadaka vermeniz eğer bilirseniz sizin için daha hayırlıdır. (Bakara 280)‘’

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.