islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3433
EURO
35,1097
ALTIN
2.308,93
BIST
9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
21°C
İstanbul
21°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

FEMİNİZM TAHRİBATINA KARŞI FITRAT!

FEMİNİZM TAHRİBATINA KARŞI FITRAT!
5 Eylül 2021 08:30
A+
A-
İlhan ORAL

İnsan hakkında, Allah Teâlâ’dan başka kim tarafından ne tür düzenleme yapılırsa yapılsın, doğru sonuç vermez. Çünkü insanın fıtratına uymaz. Fıtrat hiç değişmez, asıldır. 

İnsanı yaratandan başkası onu kapsamlı olarak tanımaz. İnsanı tanımayan ihtiyaçlarını da yeteri kadar bilemez. Onu, yaradan Allah Teâlâ olduğu için onun yararını, iyiliğini ve geleceğini ancak O bilir. İnsanlar ancak O’nun sisteminde huzur bulmuş ve düzenli hayata kavuşmuşlardır. Onun sistemi, yeryüzünde peygamberler sistemi olarak hayat bulmuştur. Bunun dışında bütün gelişmelerin hepsi batıldır. Peygamberler sisteminden, önce yahudiler, Hazreti İsâ aleyhisselamı kabul etmemekle saf dışı kalmışlardır. Hristiyanlar da sistemin son temsilcisi Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’i kabul etmemekle sistemin mürtedi olmuşlardır. Her ikisi de açıklarını kapatmak için haset hummasına tutulmuş ve fesat cambazları olmuşlardır. Daima İslam’a yenik düştükleri için hilekârlığa başvurmuşlardır.

Bütün hilekârlıklarını hüner niteliğinde planlayıp müslümanların üzerlerine çullanmışlardır. Bundan sonra da kadın erkek eşitliğini savunmuş, bununla da yetinmemiş kadın haklarını önceleyerek kaleyi içten yıkma hokkabazlığını kullanarak İslam ailesini yıkma gayretkeşliğini sergilemişlerdir. İşte bu alanda çok kalleşçe manevralardan biri de feminizm hareketi ihdasıdır. Özellikle bilinmesi gereken gerçek “ne kadın erkeğin, ne de erkek kadının dengidir.” Bunlar “eşit de değillerdir.” Olmaları da mümkün değildir. Eğer bunlar eşit olsaydılar, birbirlerine muhtaç olmazlardı.” Bunları eşitleme manevraları batıldır.

Ne talihtir ki, müslümanların ilmî, irfanı, izzeti, siyaseti, davayı, gücü, kuvveti ve i’layı kelimetullah şuurunu unutmaları, haçlı bozuntularının, Siyonist çetelerin ve diğer fesatçı gayri Müslimlerin ekmeklerine yağ sürmüştür. Bütün bunlara rağmen Kâinat mülkünün ve evrensel hükmün yegâne sahibi Allah Teâlâ’dır. Yabancı şer güçlerin karşısında ve üstünde O nice net hakikatleri açıklamaktadır. Aile âbidesi hakkında emsalsiz açıklamalar yapmaktadır. “Kıvamında erkekleri ve Saliha kadınları” anlatırken sergilediği kalite ve kalibre takdirler üstü bir değerlemedir. Bunu öncelikle müslümanlar ciddiyetle algılamalı ve uygulamalıdırlar.

Kur’an öncelikle Müslüman erkekleri ve müslüman kadınları değerlendirmeye alır ve onları tonu ve dozajı artan vasıflarla anlatır; İman eden erkekler ve iman eden kadınlar şeklinde kalp, lisan ve amel bütünlüğü çerçevesinde üstünlüklerini perçinler. Onların itaatkâr, sâdık erkekler ve sâdıka kadınlar olduklarını deklare eder. Onların sabreden erkekler ve sabreden kadınlar olduğunu dile getirirken nice olumsuzluklara karşı dirençli ve güç yetirir üstünlük vasıfları teyid edilir. Buna rağmen onların mütevazı oldukları bildirilirken şımarmayacakları mesajı da verir. Yine onların sadaka verecek kadar bencilliklerinden arınmış ve muhtaçlarla kaynaşmış olmaları, oldukça manidardır. Oruç tutmaları da nefsanî duygularını hayra kanalize ettiklerini gösterir. Bu muhteşem ve maneviyatı yüksek değerlerin, insanın namus ve şerefi olacağını beyan eden Rabbimiz, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, ifadesi ile  “Kıvamında erkekleri ve Saliha kadınları” daha yüksek ve daha emin bir mertebede olduklarını anlatır. O mertebe zikir mertebesidir. Ki, onlar bu kıvamda Allah’ı çok zikreden erkekler ve çok zikreden kadınlar olarak zirveye yerleştirir.

Bunca yüksek ve bunca yüce değerlerle, insanlığın zirvesine yerleşen “Kıvamında erkekler ve Saliha kadınlar” mükemmel tablo halinde sunulurken kadın ve erkek eşitliğinin ve kadın haklarının önemi kalmaz, bunları savunan da haklı çıkarmaz.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, veda hutbesinde buyurur ki; “Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız. Onların namus ve iffetini Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Dikkat edin! Sizin kadınlar üzerinde hakkınız olduğu gibi onların da sizin üzerinizde hakları vardır.” Bütün bu beyanlar, feminizm gibi bir ucubenin kadına ve aileye hiçbir katkısı olmadığı gerçeğini bütün çıplaklığı ile deklare eder. Bu şüphesizdir, kesindir.

Kur’an’ın sistemi bu ise müslümanların cehalet ve ihtilafı affedilir mi zannedersiniz?

Yürekleri hak aşkı fışkıran onurlu gençler nerdesiniz? Esselamu aleykum.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.