islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4682
EURO
34,7369
ALTIN
2.440,30
BIST
9.933,49
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cumartesi Yağmurlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C
Salı Az Bulutlu
18°C

Genç kızlarımızı sokaklara çağıran zihniyet

Genç kızlarımızı sokaklara çağıran zihniyet
16 Mart 2021 13:50
A+
A-
Şaban DOĞAN

Fitne tüm hızıyla devam ediyor…  Batıl’ın hakka açmış olduğu savaş diyoruz ya… İşte bu savaş günümüzde fitne yoluyla yapılıyor.

Sırtını İstanbul sözleşmesi ve bilimum batıl kanunlara dayayanlar, hiç utanmadan ve sıkılmadan kız çocuklarımızı “Baba evinden daha güvenilir” diyerek sokaklara çağırıyor. Kızlara kaçın evinizden diyor. “Sokaklar kızlarımızın özgürleşeceği” alanlarmış. İnsan aklını kullanamayınca izan da tatile çıkıyor anlaşılan. Aklını Batı Medeniyetine(!) kiraya verince insan, demek ki saçmalama ve zırvalama noktasında sınır tanımıyor.

Hadi diyelim ki böyle bir yazıyı kaleme alırken ebeveyni tarafından şiddet gören kızları düşünerek hassas davranmak istedin. “Geleneklerin, inançların, korkuların pabucunu dama atın.” Diyerek insanların inançlarını alaya almak sana mı düştü? Yoksa insanların inançlarının bekçiliğine mi soyundun?

Rabbimin üç kız çocuğu vererek onurlandırdığı bendeniz, Mine Söğüt’ü bu yazısından dolayı kınıyor ve kendisine tek bir cümle söylüyorum:

“Yazıklar olsun!”

Yazısında “Hayatınızın hedefine “evliliği” değil, mutluluğu koyun.” diyen Söğüt, zırvalamakta sınır tanımamış ve “Sevişmenin kirlenmek olduğu safsatasını da hemen unutun.” Demeyi de ihmal etmemiş. Yani kızlarımız ve kadınlarımızın evlenmesine gerek yokmuş bu müptezele göre. Sokalarda istediği zaman istediği kişiyle kuracağı geçici arkadaşlıklar ile cinsel ihtiyaçlarını karşılamayı, normal hale getiriyor bu cümle. Aslında bu yazının elle tutulur bir tarafı yok… İnsanları bu şekilde itham ederek heleki kız çocuklarını “Baba evinden kaçın, din’in papucunu dama atın, vur patlasın çal oynasın eğlenin dans edin falan demek, düpedüz Müslüman mahallesinde salyangoz satmaktır.  Aslında bu kişiyi ciddiye de almıyorum. Ama bu kişiyi ciddiye alanlar olduğu zannıyla da bu yazıyı kaleme alıyorum.  Zira bu söylemlerin toplum nazarında, ne siyasi, ne sosyolojik, ne de psikolojik bir karşılığı var. Eğer bir yerde şiddet varsa, eğer bir yerlerde yaşanılan sıkıntılar varsa;

1-Bu olayların tek sorumlusu, sizin yüz yıldan beri savunduğunuz ve çok güzel olduğunu iddia ettiğiniz ve halka rağmen kurduğunuz, baskıcı, insan hürriyetlerini kısıtlayan ve adeta Müslümanlara hayat hakkı tanımayan seküler hayat  sistemidir. Din eğitimini ve öğretimini dışlayan jakoben laik eğitim sisteminizdir.  Müslüman Türk halkının değerlerini bir tarafa atarak, batılılaşmak ve modernizm adı altında insanımıza dayattığınız seküler kanunlardır.

2-Eğer bir yerlerde sorun varsa bunun müsebbibi ne dindir, ne de İslam dininin ortaya koyduğu hayat nizamıdır. Zira sizler İslam’ı hayatımızdan soyutlayan bir hayat nizamını ilericilik olarak bu millete dayattınız ve hala dayatmaya devam ediyorsunuz. Benimsediğiniz ve halka zorla benimsettiğiniz sevgi ve merhametten uzak bu sistem,  insanları öyle bir hale getirdi ki, baba evladını, evlat babasını, koca karısını, kadın kocasını tanıyamaz oldu.

3-Eğer bir yerlerde sorun varsa, sizin aile hayatına önem vermeyişinizde ve aile hayatını dağıtmak istemenizden ve bunu hayata geçirme eğilimlerinizden kaynaklanmaktadır. Toplumda aile biterse, o toplum içinden çürür ve yok olmaya mahküm olur. Anlaşılan o ki sizin ve ahvalinizin de gayreti bu yolda devam ediyor.

Hadi söylediklerimizi biraz daha somutlaştıralım:

Peygamberimiz (sav):

“Kadınlar, erkeklerle birlikte bir bütünü tamamlayan diğer yandır.” (Ebu Davud, Taharet, 94) buyuruyor; sizler ise feminist yaklaşımlar ile kadının üstün olduğunu söylüyorsunuz ve sözüm ona kadın haklarını savunuyorsunuz. Ama unutmayın ki o çok sevdiğiniz ve adeta taptığınız batı medeniyeti(!) 19.Yüzyılın sonlarına kadar “Kadın insan mıdır, kadının bir ruhu var mıdır, kadın incile el sürebilir mi?” diye tartıştı. Oysa İslam ve İslam Peygamberi Hz. Muhammed (sav) bundan asırlar öncesinden, kız çocuklarına ve kadınlara gereken önemi verdi ve verilmesini de büyük puntolar ile koca cihana yazdı.

İki cihan güneşi Peygamberimiz (sav):

“Kıyamet gününde, Allah katında konumu en kötü olacak insanlardan birisi, karısı ile beraber olup da onun (özel hayatına ilişkin) sırlannı yayan kimsedir.” (Müslim, Nikah, 123) Buyurarak aile mahremiyetinin korunmasına vurgu yaparken; sizler aile de neymiş, “Evlenme ve istediğinle seviş ……….” Diyorsunuz. Tamam, siz bunu yapın ama milletin evladına da benim gibi yaşayın dayatmasında ve baskısında bulunmayın. Ya da bunu, örnek bir davranışmış gibi milletin evladına sunmayın.

Peygamberimiz (sav):

“Allah’ın hanım kullarına vurmayın!” (Ebu Davud, Nikah, 41-42) buyururken sizler, kadına şiddet uygulamayı dinin emriymiş gibi göstermekten geri durmuyorsunuz.

Peygamberimiz (sav):

“Kadınlar hakkında Allah’tan korkun. Çünkü siz, onları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve Allah’ın adıyla (nikâh kıyıp) onları kendinize helal kıldınız.” (Müslim,Hac, 147) Buyururken siz, bundan bile pirelenip “Emanet” kavramını gerçek manasından kopararak insanlara farklı lanse etme yoluna gidiyorsunuz.

Peygamberimiz (sav) kız çocuklarının değer ve kıymetinin bilinmesi adına:

“Kim üç kız çocuğunun geçimini sağlar, onları terbiye edip evlendirir ve onlara güzel davranırsa, cennet onundur!” (Ebu Davud, Edeb, 120-121) buyururken; sizler kız çocuklarını baba evinden daha güvenilir diye sokaklara davet ediyorsunuz ve tüm bu değerlerimizin de“Pabucunu dama atın” diyerek saçmalamada ve İslam’a ve Müslümanlara saldırmada sınır tanımıyorsunuz.

Orada bir durun bakalım! Yeter artık! Sizin yaşadığınız hayat beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Kız çocuklarımızı sokağa davet etmekle, kafanızda nasıl bir fantazi hayat tarzı var onunla da ilgilenmiyorum. Ancak sizi kızlarımıza yazdığınız bu yazı nedeniyle nazikçe uyarmak ve “Haddinizi bilin” demek istiyorum.

Şu anda yürürlükte olan Anayasamızın 58 Maddesinde; Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.” Amir hükmü vardır. Siz adı geçen yazınızla kızlarımızı, toplum nazarında kötü sayılabilecek bir yola çağırmakla suç işliyorsunuz. Ben de buradan bu yazım ile hakkınızda suç duyurusunda bulunuyor, yazınızda Müslüman Türk milletinin manevi değerlerini hafife aldığınızı ve aile yapımızı bozmak adına kin ve nefret dili kullandığınızı belirtmek istiyor hiçbir evladımızın devletin şefkatli kolları varken sokağa ve ahlaksızlığa çağrılamıyacağını da size hatırlatmak istiyorum. Eğer, kızlarımıza ve kadınlarımıza şiddet var diyorsanız ve buna çözüm üretmek istiyorsanız, bunun çözümü sokaklarda değil, yine ailenin içindedir. Şiddet uygulayan insanlara ve uygulanlara Psikolojik yardım da buna dâhildir.

Yüce rabbimiz Kur’an-ı Keriminde, evlilik kurumunu ve eşler arasında ki sevgi ve muhabbeti bakın ne güzel açıklamış bizlere:

“Ve delillerindendir ki sizin cinsinizden eşler yaratmıştır size, onlarla uzlaşıp geçinesiniz diye ve aranıza da sevgi ve merhamet ihsan etmiştir; şüphe yok ki bunda, düşünen topluluğa deliller var.”(Rum suresi 21)

 Selam, saygı ve muhabbetlerimle….

                                                             

Yorumlar
  1. Hakan Oğuz dedi ki:

    Sayın Hocam bu mubtezeller kendi hayatlarını topluma örnek göstermek istiyorlar, halbuki bizlerin örneği peygamberimiz ve eşlerinin hayatıdır. İnançlı bir nesil aileden başlar.
    Bunların hedefi ise genclerimizi sokağa çağıran, aileyi yoksayan toplumsal bir infial yaratmak isteyen seküler bir zihniyete sahipler. Allah bunlara fırsat vermesin. Bizlerde bu mücadelemizde kararlıyız ve sizlerin herzaman yanındayız.
    Selam ve dua ile..