islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3670
EURO
34,9587
ALTIN
2.325,36
BIST
9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
22°C
Pazar Az Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C
Salı Az Bulutlu
18°C

Günahlarımıza mazeret üretmemeli tövbe etmeliyiz I

Günahlarımıza mazeret üretmemeli tövbe etmeliyiz I

Günahkâr insanın kalbi temiz olabilir mi?

Altını çizmemiz gereken bir hakikat de günah işleyen müminlerin. Rabbimizin Cennetlerine girecekleridir. Her insan hata yapabilir. Günah da işleyebilir. Çünkü Yüce Rabbimiz bizi yeryüzü hayatımızda denemeye uğratacağı için bizim varlığımıza bütün çirkinliklere eğilimi kodladığı gibi tüm güzelliklere temayülü de kodlamıştır. Yani sevaplara da gibi günahlara da eğilimliyiz. Dolayısıyla mümin günah işleyebilir ama günah işlediğinde hemen Rabbini anar, kul olduğunu ve sorgulanacağını hatırlar da hemen bağışlanmasını ister.

Müslüman Mazeret üretip de bilerek günahında ısrar etmez.

Demek ki hatasız kul aramak boşunadır. Ben de hata edebilirim. Sizler de hata edebilirsiniz ama hatayı günahları küçümsemek, münafıklık alametidir. Mümin günahını önemser ve onu gidermeye çalışır. Yolu da tövbe etmektir. Tövbenin bir yolu da işlenen günahın zıddına işleri yapmaktır. Mesela hata/günah… Kasıtlı yanlış kararsa, zıddı da doğru karar olur.

İslâmî bilgi ve bilinç yetersizliği, terbiye eksikliği, İslâm karşıtı yasaların baskısı, bir de seküler-laik yaşantı yani Allah ve ahiret hayatı yokmuş gibi özgür yaşama felsefesinin yaygınlığı… Bütün bunlar insanları günahlara sürükler, hatalara düşürür.

Yaşadığımız toplum, bizleri gerçekten günahlara iten bir toplum oldu. Ülkemizde yalnızca günahlara açılan bir özgürlük anlayışı var. Faiz meşru, vücudu teşhir meşru, zina meşru, lezbiyenlik meşru, ekonomik entrikalar meşru, su-i zan yalan iftira meşru amaca ulaşmak için gayrı meşrular meşru. Böylesi bir toplum hayatı içinde tertemiz ve dosdoğru doğru kalmak elbette zordur.

Biz Müslümanız. Hata edebiliriz ama hatalarımızda ısrar etmemeliyiz. Bir daha hatırlatalım, aziz Peygamberimiz; “Âdemoğlunun her biri hata eder, günah işler ama günah işleyenlerin en hayırlıları günahlarından tövbe edenlerdir.” buyurur.

Mazeret Üretmek Tehlikeye Atılmaktır

Okuyucu kardeşlerim; yaşadığımız toplumda bizi bekleyen en büyük tehlike günahlarımız için mazeret üretmektir. Bu öylesine büyük bir tehlikedir ki, Allah korusun, giderek insanı günahlara batırır, çok yönlü bunalımlara iter ve ebed hayatı mahveder, Cehennemliklerden kılar.

Bu sebeple bildiğiniz konuları gündemimize taşıyarak mevzuumuza açıklık getirmeye çalışalım. Toplumumuzda sık sık şöylece konuşulduğuna tanık oluyoruz.

a. “Önemli olan kalp temizliğidir, sen oraya bak.”

Hatırlıyorum, zinayı konu alan bir TV programında zinayı ahlâksızlık olarak nitelendirdiğim için konuşmacılar ayaklandılar. “Ahlaksızlık farklı bir şeydir kalbe bakmak gerek.” dediler

Bir insan hatalar içine düştüğü, günahlar işlediği zaman kalp temizliğini muhafaza edemez. Kalp temizliği yitirdiği için kişi günahlara düşebilir de denebilir.

Kalp ile vücudumuzda yer alan ve kan dolaşımını düzenleyen organı kastetmiyoruz. Bu organın temsil ettiği manevi organı algılatmaya çalışıyoruz. Kalp tertemiz bir varlıktır. Tahrif edilmiş Hristiyanlıktaki inancın zıddına, her insan tertemiz doğar. Ergenlik çağına kadar da günahsızdır. Yani kalp tertemizdir.

Kalp Günahlarla Lekelenir

Kişi bir günah işlediği zaman, mesela namaz kılmadığı, yalan söylediği, sözünü yerine getirmediği zaman; örneğin annesine babasına karşı saygısız bir dil kullandığı, işine zamanında gitmediği zaman günah işlemiş olur.

Her günah da kalpte bir siyah leke/nokta oluşturur. Peygamberimiz bu gerçeği şöylece açıklar:

“ Kişi bir günah işlediği zaman kalbinde siyah bir leke oluşur, bir günah daha işlediği zaman bir leke daha oluşur. Üçüncü bir günah işlediği zaman bir leke daha oluşur. Günahlar çoğaldıkça siyah lekeler/noktalar çoğalır ve bu siyah noktalar gelir bütün kalbi kuşatır. Kalp simsiyah olur, pas bağlar, artık bu adam erdemlere kapalıdır.”

Kalp simsiyah olunca hangi İslâmî /insanî öğüdü verirseniz verin, hangi uyarıyı yaparsanız yapın, hangi yasayı gösterirsen göster, kalp artık kapalıdır.

Ama kişi hatalarına mazeret üretmez de tövbe ederse, “Allah’ım! Ben senin emirlerini ve yasaklarını çiğneyerek hata ettim, insanlara da zarar verdim,” derse mesela “Ya Rabbi! Ben anneme karşı nasıl böyle bir saygısızca laf edebildim, nasıl babamın gönlünü kırdım. Ya Rab! Beni bağışla” der de tövbesinin ardından gider anne babasından helâllik alır, onlara karşı tavırlarını güzelleştirirse, kalbindeki o günahla ilgili siyah nokta silinir, beyazlık avdet eder.

Tövbe edildikçe ve tövbenin gereği yapıldıkça bütün siyah noktalar tek tek silinir. Kalp cilalanır, tekrar alıcı gücüne ulaşır.

Hem günahlara batıp da hem kalp temizliğinden bahsetmek tek kelimeyle ahmaklıktır.

Yönetim Merkezi Kalptir

İnsanın yönetim merkezi beyin değil kalptir. Kur’an’ın “Onların kalpleri var fakat anlamazlar, idrak etmezler, kavramazlar,” diyerek anlamayı, kavramayı, duymayı kendisine bağladığı manevî organ kalptir. Onun için Peygamberimiz; “Allah sizin görüntülerinize/suretlerinize bakmaz, Allah sizin kalplerinize bakar,” buyururve “Kalp, iyi olduğu zaman, insanın da iyi olacağını” açıklar. Yani bütün organlar iyiliklere açılır.

Hulasa günahlardan korunmayan veya günahlarından tövbe etmeyen kişilerin mazeret üretmekle kalpleri temiz olamaz. Bu benim için de böyledir, sizin için de böyledir, onların için de böyledir. Bu sebeple yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de Necm sûresinin 32. ayetinde; “…Nefislerinizi temize çıkarmayın…” buyurur. Yani ben şöyle temizim, böyle falanım diye kendinizi Rabbiniz katında arındırmaya kalkmayın. Niye? Kimin kalbi temizdir, kimin değildir, Yaradan onu bilir. Yaradan’a biz mi kalbimizin eğri veya doğru olduğunu bildireceğiz?Kaldı ki kişini yaşantısına bakarak kalbinin temiz olup olmadığını biz de anlayabiliriz.

Hulasa kalbim temizdir diyerek de günahlarımıza mazeret üretmemeli tövbe ederek hayatımıza temiz sayfalar açmalıyız.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.