islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
21°C
Cuma Çok Bulutlu
22°C
Cumartesi Çok Bulutlu
22°C
Pazar Hafif Yağmurlu
19°C

Güneş Jeomühendisliği: İlahi Dengeyi Bozan Tehlikeli Bir Oyun!

Güneş Jeomühendisliği: İlahi Dengeyi Bozan Tehlikeli Bir Oyun!
04/02/2025 09:00
A+
A-

Avrupa Birliği’nin bilimsel danışmanları, güneş jeo mühendisliği ve aerosol enjeksiyonu gibi tartışmalı teknolojilere yönelik bazı çağrılarda bulundu. Ancak bu çağrı, insanlığı kontrol altına alma ve yeni bir dünya düzeni kurma planlarının sadece küçük bir parçasını oluşturuyor.

İslami perspektiften bakıldığında, bu planların ardındaki karanlık gerçekler ve insanlığı bekleyen tehditler daha da net bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu yazıda, güneş jeo mühendisliğinin risklerini ve küresel elitlerin hedeflerini İslami bir bakış açısıyla ele alacağız.

Güneş Jeomühendisliği Nedir?

Güneş jeomühendisliği, küresel ısınmayı azaltmak için güneş ışınlarını yansıtan teknolojileri kapsar. Bu teknikler arasında en bilineni, stratosferik aerosol enjeksiyonu (SAI). SAI, atmosfere kimyasal parçacıklar püskürterek güneş ışınlarının bir kısmını uzaya geri yansıtmayı amaçlar. Bir diğer yöntem ise bulut aydınlatma, deniz bulutlarını daha yansıtıcı hale getirerek güneş ışınlarını engellemeyi hedefler.

Ancak bu teknolojiler, büyük riskler taşır. Ekosistemler üzerinde öngörülemeyen etkiler yaratabilir, tarım verimliliğini olumsuz etkileyebilir ve iklim dengesini bozabilir. Bağımsız bilim adamları, bu yöntemlerin uzun vadeli kötü sonuçları konusunda ciddi endişeler taşıyor. Güneş jeomühendisliği, sözde iklim krizine çözüm gibi sunulsa da daha büyük sorunlara yol açabileceği için, bu tür teknolojilerin etik ve bilimsel bir çerçevede değerlendirilmesi büyük önem taşıyor.

İlahi Dengeye Müdahale

Güneş jeomühendisliği, Allah’ın yarattığı ekosistem doğal dengeye müdahale etmek anlamına gelir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de, “Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık” (Kamer Suresi, 49) buyrulur. İnsan, doğal dengeleri bozarak Allah’ın yarattığı sisteme zarar verirse, bunun sonuçları ağır olacaktır. Stratosferik aerosol enjeksiyonu (SAI) gibi yöntemler, atmosfere kimyasal maddeler püskürterek güneş ışınlarını engellemeyi amaçlar. Ancak bu tür müdahaleler, ekosistemleri tahrip edebilir, tarımı olumsuz etkileyebilir ve hatta ilahi dengenin bozulmasına yol açabilir.

Allah’ın yarattığı doğal denge, insanlık için bir nimettir. Dengeyi bozmak, sadece çevresel değil, aynı zamanda ahlaki ve manevi sonuçlar da doğuracaktır. İslam, insanın doğayla uyum içinde yaşamasını ve Allah’ın yarattığı sistemi korumasını emreder. Güneş jeomühendisliği gibi teknolojiler, ilahi emirlere ve uyarılara aykırıdır.

Küresel Elitler ve Büyük Sıfırlama (Grear Reset) Planı

Küresel elitler, Büyük Sıfırlama (Great Reset) planıyla insanlığı tamamen kontrol altına almayı hedefliyor. Planları, ekonomik, sosyal ve teknolojik sistemlerin yeniden yapılandırılmasını içeriyor gibi görünse de aslında insan özgürlüklerinin kısıtlanması ve totaliter yönetim sistemlerinin kurulması anlamına geliyor. Güneş jeomühendisliği, bu planlarının önemli bir parçasıdır.

Büyük Sıfırlama, insanlığı dijital köleliğe mahkûm etmeyi ve doğal kaynakları küresel elitlerin kontrolüne vermeyi hedefliyor. Bu planlar, insan özgürlüklerini kısıtlayacak, yer altı ve yerüstü kaynaklarının kontrolünü elitlerin kontrolüne vermekle kalmayıp, dijital kimliklerle takip edildiğimiz ve her hareketimizin kontrol altında olduğu distopya bir dünya yaratmayı amaçlıyor. İslam, bu tür totaliter sistemlere karşı insanlığı uyarır ve adaleti savunur.

İslami Perspektiften Adalet ve Özgürlük

İslam, adaleti ve özgürlüğü esas alır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de, “Allah, adaleti ve ihsanı emreder” (Nahl Suresi, 90) buyrulur. Küresel elitlerin adaletsizliklere sebep olacak Büyük Sıfırlama Planları, İslam’ın öngördüğü adalet ve özgürlük ilkelerine tamamen aykırıdır. İnsan, Allah’ın halifesi olarak yeryüzünde adaleti sağlamakla yükümlü olmasına rağmen küresel elitler, insanlığı yapay bir kaosun içine sürükleyerek, yeni şeytani dünya düzenleri kurmayı amaçlıyor.

İslam, bu tür zulümlere karşı önce direnişi ve adaleti savunur. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de, “Zulmedenlere meyletmeyin, yoksa size ateş mutlaka dokunur” (Hud Suresi, 113) buyrulur. İnsanlık, bu tür planlara karşı İslami bilinçle uyanmalı ve özgürlüklerini korumak için harekete geçmelidir.

İslami Bilinçle Uyanış Zamanı!

İnsanlık, bu tehditlere karşı İslami bilinçle uyanmalı ve özgürlüklerini korumak için harekete geçmelidir. Aksi takdirde, geleceğimiz karanlık ve ateşin mutlaka dokunacağı distopya veya küresel köleliğin pençesine düşmekle sonuçlanabilir.

Sadi ÖZGÜL

MİRATHABER.COM -YOUTUBE- 

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.