islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3833
EURO
35,0293
ALTIN
2.326,93
BIST
9.139,21
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
22°C
Pazar Parçalı Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C
Salı Az Bulutlu
18°C

Hakka çağrının bereketi: İstanbul Sözleşmesi çöplükte

Hakka çağrının bereketi: İstanbul Sözleşmesi çöplükte

Ali Rıza Demircan

Önce bir gün önce yayınlanan 19 Mart tarihli yazımda geçen iki paragrafı aktarayım:

{ Gavurlara ve daha da önemlisi gavurlaşmaya da tavır koyalım. Çünkü Rabbimizin açıkladığı üzere gavurlar mallarını yalnızca sömürüleri ve İstanbul Sözleşmesi gibi metinlerle insanlık değerlerini tahrip için kullanırlar ki sonu Cehennemdir:

“ Hiç şüphesiz gavurlar mallarını, insanları Allah yolunun değerlerinden alıkoymak için harcıyorlar. Daha da harcayacaklar. Ama sonunda bu, onlara yürek acısı olacak ve en sonunda mağlûp olacaklardır. Gavurlukta ısrar edenler ise Cehennem’de toplanacaklardır” (Enfal 8/36) }

Erkeklik ve kadınlık fıtratını red eden, zinacılar ve eşcinsellerle fıtratlarını koruyan iffetli insanları eşitleyen, iddiaların aksine kadını erkek aleyhine kıyama kaldırarak şiddet yolunu açan ve kadın mağduriyetini artıran ve aileyi parçalayan, özetlersek bir tür gavurluk türü olan İstanbul Sözleşmesi aleyhine bir çok yazı yazdım ve Cumhurbaşkanımıza çağrılarım oldu.

Görev Yapılırsa Sonuç Alınır

Müslüman fertlerin ve İslâm bağlısı toplumun ana niteliği Emir bi’l-Marûf ve Nehy-i ani’l- Münker’dir. ( Al-İ İmran 3/104,110) Yani yüce dinimizin, ortak aklın ve ilmin gerekleri olan Marûf’a çağırmak ve insanlık değerlerini tahrip eden İstanbul Sözleşmesi gibi din ve akıl- ilim dışılık olan Münker’den sakındırmaktır.

İslami bilgi ve bilinçsizliğimiz sebebiyle biz bu ana görevimizi terk eder ve özellikle yöneticilerimize yönelik olarak yap(a)maz olduk. Ne var ki bunun bir istisnası İstanbul Sözleşmesi aleyhine tavrımız oldu. Samimi bir gayret gösterildi, Cumhurbaşkanımıza çağrılar yapıldı ve ilgililere siyasi bedel ödetileceği uyarısında bulunuldu.

Görevimizi yaptığımız için de bereket hasıl oldu ve kamu oyu desteği verilen Cumhurbaşkanımız yapılan hatayı idrakle gerekeni yaparak İstanbul Sözleşmesi’ni çöpe attı. Sıra 6284 numaralı yasada.


Hiç Değilse Bundan Sonra

İstanbul Sözleşmesi aleyhine olduğu gibi baskıcı, dışlayıcı ve ötekileştirici zalim jakoben laiklik aleyhine de çalışmalar yapılabilseydi Müslüman milletimiz lehine niye hayırlar ve başarılar elde edilebilirdi.

Hiç değilse bundan sonra, İslâmî yapılanmalara da alan açacak özgürlükçü bir anayasa için akıllıca çalışmalar yapabilirsek hatalarımızı bir ölçüde gidermiş, hayırlara yol açmış oluruz. Unutmayalım Rabbimizin şu emri günümüzde yürürlüktedir:

“Mümin erkekler ve kadınlar birbirlerinin Evliya’sıdır: Onlar birbirlerini temsil edebilir ve birbirleri adına tasarrufta bulunabilirler.
Onlar Ma’ruf olanı emredip gerçekleştirmeye çalışırlar, Müker’den de (güçleri ölçüsünde sözlü ve fiilî olarak) sakındırırlar.
Namazı birliktelik içinde kılar ve zekâtı verirler.
(Hayatı düzenleyici emirleri ve yasaklarında) Allah’a ve Resûlü’ne itâat ederler. Onlar Allah’ın kendilerini merhametiyle kuşatacağı insanlardır. Hiç şüphesiz Allah, karşı koyulamayacak güç sahibidir ve neylerse güzel eyleyendir.” (Tevbe, 9/71)



Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.