islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
20°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Az Bulutlu
21°C

Her Çocuk Farklı Bir Dünyadır

Her Çocuk Farklı Bir Dünyadır

Her çocuk farklı bir dünyadır. Yüce Rabbimiz Kuran’da, insanları farklı fıtratlarda ve özelliklerde yarattığını bildirmiştir. Bu yüzden de kendine özgü detaylar içeren yaratılış özelliğine sahip her bir çocuk birbirinden farklı davranış biçimleri gösterir.

Her çocuk farklı bir dünyadır. Yüce Rabbimiz Kuran’da, insanları farklı fıtratlarda ve özelliklerde yarattığını bildirmiştir. Bu yüzden de kendine özgü detaylar içeren yaratılış özelliğine sahip her bir çocuk birbirinden farklı davranış biçimleri gösterir. Burada Müslüman ebeveynin öncelikli görevi Allah’ın emaneti olan evladının fıtratını kavraması ve Onu tanımasıdır. Daha sonra da Allah’ın evladına vermiş olduğu fıtratı Allah‘ın razı olacağı şekilde geliştirmeye çalışmasıdır. Allah’ın razı olacağı ve olmayacağı ahlaki özellikler ise yüce kitabımız Kuran-ı Kerimde açıkça ifade edilmiştir. Bu ahlaki özelliklere sahip evlatlar yetiştirebilmek için çocuklara öğretmemiz örnek olmamız gerekenler kadar öğretmememiz ve örnek olmamamız gereken davranışlar da olduğunu bir önceki yazımızda belirtmiş ve öğretmememiz gerekenlerden bahsetmiştik. Bu yazımızda yine çocuklara öğretmememiz gerekenlerden bahsetmeye devam edeceğiz.

Cimrilik Yapmamak

Cimrilik, harcanması gereken malı sarf etmekten kaçınmak, para ve malı çok sevdiğinden dolayı, başkasına bir şey vermekten çekinmektir. Kuran-ı Kerimde de tavsiye edilmeyen bir davranış biçimidir:

“ Rahman olan Allah’ın sevdiği kullar harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar. (Furkan 67)
Cimrilik, cömertlik ya da israf,  insan fıtratıyla değil öğrenilme ile alışkanlık haline gelmiş davranış biçimleridir. Peki ebeveynler çocuklarına cimrilik gibi bir davranış şeklini nasıl öğretebilirler. Cimrilik terim anlamında da ifade edildiği gibi mala ve paraya fazlaca önem vermekle başlar. Oysaki küçük yaşlardaki çocuklar için para fazla bir anlam ifade etmez. Mesela 6 yaşından küçük bir çocuk kağıt yüz liranın bir avuç dolusu bozuk paradan daha fazla değerde olduğunu algılayamaz.  Ancak ebeveynler bazen farkında olmadan bazen de hayatı tanıtma adına çocuklara sıklıkla paradan bahsederler. “Bu çok pahalı, çok para verdik, aman bir şey olmasın; ooo bunlar çok pahalı bizim gücümüz yetmez; bunu alabilmek için ne çok çalıştım“ vs  gibi cümleler çocukların dünyasında  “o çok kıymetli, onu kaybetmemeliyim, yoksa bir daha sahip olamam“ gibi bir düşünce biçimi geliştirmesine  bu düşünce biçimi de paylaşmama ve harcamama alışkanlığına yani cimriliğe sebep olabilir. Bununla birlikte çocuk ebeveynin sahip olduğu mala ve paraya fazlaca önem verdiğini ancak paylaşmadığını görürse cimriliği görerek te öğrenmiş olacaktır. Bu durumda ebeveynlere düşen çocukları israfa kaçmayacak şekilde sahip olduklarından paylaşma alışkanlığına yönlendirmek olacaktır. Çocuklara birikimin çalışarak ve paylaşarak olabileceği,  rızıkları Allah’ın verdiği ve paylaşanlara daha çok vereceği bilgisi mutlaka verilmelidir. Bu da elbette ki ebeveynlerin kendi hayatlarında ki örnekleriyle mümkün olacaktır.

Gıybet Etmemek

Gıybet bir kimsenin arkasından hoşuna gitmeyecek şekilde konuşmaktır.  Hiç bir toplumda ve inançta hoş karşılanmayan gıybet Kuran-ı Kerim de de kesin bir ifade ile kınanmıştır.
Ey iman edenler! Zannın birçoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerini arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksinirsiniz. O halde Allah gıybet yasağına aykırılıktan  korunun. Şüphesiz Allah, tövbeyi asla ret etmeyip kabul edendir,pek çok merhamet edendir.( Hucurat 12)

Bebek konuşmayı bilmeden doğar. Yaklaşık bir sene sonra duyduklarını anlamaya ve artık yavaş yavaş konuşmaya başlar. Ailesi hangi dili ne şekilde kullanıyorsa çocukta dili ebeveynleri gibi kullanır. Arap bir ailenin çocuğu Arapça öğrenirken İngiliz ailenin çocuğu İngilizceyi öğrenir. Türk bir ailenin çocuğu ise Türkçe konuşur. Doğuda doğmuş bir çocuğun dili ile Karadeniz’de doğmuş bir çocuğun dili bile farklılık gösterir. Çünkü konuşmalardaki kelime seçimi, şive, üslup hep ilköğrenim yeri olan ailede öğrenilir. Öyle ki imkânı olan aileler çocuklarının farklı bir dili de öğrenebilmesi için okul öncesi dönemin kıymetini bilir ve bu dönemde çocukları için farklı dil konuşan öğretmenler arar ya da farklı dil konuşan çocukların olduğu okulları tercih eder.

Peki  tüm dünya insanın kınadığı, hoş görmediği gıybetin dilimizde ve çocukların dilinde yer etmemesi için bir farkındalığa sahip miyiz?  Çocuklarla sohbet ederken Onları gıybete yönlendiriyor olabilir miyiz? “Hangi arkadaşın, şişman olan mı? oOçirkin çocuk sizin sınıfta mı? Kapkara olan  o çocuk nereli? “ vs gibi sorularla çocuğunuzun karşısındaki insanı görüntüsünde ki kusurlarla tanımlamasına sebep oluyor olabilir miyiz?  “Bu özel günde nasıl giyinmiş, çok zevksizler, en şık benim kızım, herkes düşük not almış maşallah benim oğluma,  “ vs  gibi cümlelerle çocuğumuzu övmek için başka insanları kınıyor olabilir miyiz? Trafikte önümüze çıkan araca, dediğimizi tek seferde anlamayan insana, kızdığımız her hangi birine sabır göstermek yerine arkalarından kötü söz söylüyor olabilir miyiz? Ve çoğaltabileceğimiz birçok örnek ile çocuklarımızın diline ve bakış açılarına zannı, kötü sözü katıyor olabiliriz. Oysaki Onlara öğretebileceğimiz dünyada da ahirette de mutlu olmalarına vesile olacağımız tek dilin tatlı dil olduğunu bilmeli bu konuda özenli davranmalıyız.

Yalan Söylemek

Abdullah b. Amir anlatıyor:

’’Bir gün, Allah’ın Elçisi Peygamberimiz (sav) evimizde otururken annem beni çağırdı ve; ’hele bir gel, bak sana ne vereceğim?’ dedi. Peygamberimiz de  (sav) anneme: ’çocuğa ne verecektin? ’diye sordu. Annem ’O’na bir hurma verecektim ’deyince; Peygamberimiz (sav) şöyle buyurdu: Dikkat et! Eğer ona bir şey vermeyecek olsaydın, üzerine bir yalan günahı yazılırdı.’’ (Ebu Davud, Edep,88)
Bu güzel mi güzel güzel hadis-i şerif bize çocuklarla konuşurken ne kadar dikkatli olmamız gerektiğini, anı kurtarmak ya da Onları oyalamak için – bizlerin gözünde çok ufak bile olsa- asla yalan konuşmamamız gerektiğini anlatıyor. Çünkü yalan da çocukların yetişkinlerinden örnek aldığı, başı sıkıştığında kullanacağı bir çözüm yoludur. Ve bu olumsuz çözüm yoluna yetişkin,  bazen kendi yalan sözleriyle bazen de yanlış davranışlarıyla sebep olur.

Biz burada çocuğun yalan söylemesine sebep olan nedenlerden sadece ebeveynlerin örnek oluşu üzerinde duracağız ve örneklendireceğiz.

Çocuk oyunuyla çok meşgul olabilir, çocuk izlediği çizgi film ile çok meşgul olabilir ancak çocuk uğraştığı işle ne kadar meşgul olursa olsun ebeveynlerinin hareketlerini ve sözcüklerini gözden kaçırmaz. Anne telefonda arkadaşına yarına çok işim var gelemeyeceğim der, telefonu kapatınca yanındakine  “canım hiç gitmek istemedi ne deseydim  “ derse, o an evde olan baba telefondakine “ trafikteyim 5 dk ya kalmaz oradayım “  derse,  çocuğun şahit olmasına rağmen eşler birbirine yalan söylerse ve bunun gibi arttıracağımız örneklerle ebeveynler  yalan konuşurlarsa çocuklarına yalanı bir çözüm yolu olarak öğretmiş ve örneklemiş olurlar. Oysaki yalanın sebebi, büyüğü, küçüğü yoktur.  O halde dilimizden dökülecek her kelimenin çocukların ahlâki gelişimi için ne derece önemli olduğunun bilincinde olmalı, sözlerimizle ve davranışlarımızla onlara olumlu örnek olmalıyız.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.