islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5810
EURO
35,0254
ALTIN
2.459,12
BIST
9.799,27
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
17°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

Her Gece Muhteşemdir Ve Berattir

Her Gece Muhteşemdir Ve Berattir

Gecelere ve Fecre Yemin

Yer ve gök varlıklarını bizler için, bizleri de yüce zatına ibadet etmemiz için yaratan yüce Rabbimiz bu görevimizi yapabilmemiz için hizmetimize sunduğu varlıklardan biri de gecelerdir.

Geceler, ruhi gelişimin araçlarıdır. Geceler önemli mi önemlidir. Rabbimiz bu önemi kavrayabilmemiz için Kur’an-ı Kerim’de geceler üzerine and içmekte/ yemin etmektedir. Leyl suresinin 1. ayetinde; “Karanlıklarıyla yürüdüğü zaman geceye andolsun.” buyrulurken Fecr suresinin 4 âyetinde de “Delip geçtiği zaman geceye andolsun.” denilerek yemin edilmektedir. Bu gibi yemin içeren âyetler pek çoktur. Biz gecelerin şah vakti olan seher vaktine yemini içeren âyeti hatırlatmakla yetinelim: “ Fecr’e/Tan yerinin ağardığı vakte andolsun.”

Rabbimiz gecelere dikkatlerimizi çekerken, bize ve de inkârcılara yöneltmek istediği soruları da gündeme getirir. Kasas suresinin 71 ve 73. âyetlerini okurken ürpermemek mümkün değil:

Ey Peygamber, sor bakalım: Eğer Allah geceyi Kıyamet Günü’ne kadar sürdürecek olsaydı, size Allah’tan başka hangi ilah/ hangi güç ışığıyla gündüzü getirebilirdi. Siz artık Rabbinizin buyruklarını dinlemeyecek misiniz?

Yine de sor bakalım: Allah gündüzü Kıyamet Günü’ne kadar sürdürecek olsaydı size içinde istirahat edebileceğiniz geceyi Allah’tan başka hangi güç getirebilirdi. Artık gece ve gündüzden hareketle Rabbimizin yüceliğini idrak etmeyecek / gerçekleri görmeyecek misiniz?”

Sevgili kardeşlerim; ilgili kitaplara bakıyoruz, makaleleri inceliyoruz , alakalı görselleri izliyoruz. Bütün bunlarda Yaradan’la irtibat kurulmuyor. Kendiliğinden oluşuverdiği zannediliyor geceler ve gündüzlerin.

Bilim bize gerçek olduğuna inandığımız bilgiler veriyor. Bu bilgilerin özeti şudur: Güneşin çevresinde saatte 105 bin km hızla dönen yerküremiz, kendi ekseni etrafında da saatte 1670 km hızla dönmektedir. Yerküremizin güneşten aldığı ışıklarla gündüz oluşurken, bu ışıklardan yoksun olan kısmında gece oluşmaktadır. Tabiat yasası bu.

İyi de saatte 108 bin km hızla seyreden güneşin yaratıcısı kim? Ekseni etrafında saatte 1670 klometre hızla dönen yerküremizin halikı kim? Bu ve benzeri varlıkların kendi yörüngelerinde seyrini konu alan Tabiat yasasını koyan kim? Yaradan’ımızın bütün varlıkları “Ol” emriyle yarattığına inananlar olarak biz Müslümanlar elbette Allah deriz.

Geceler Rahmet Süreçleridir

Aziz kardeşlerim; gece, önümüze açılan bir rahmet sürecidir. Asgari görevlerimiz de akşam, yatsı ve sabah namazlarıdır. Ama bu görevlerle yetinilmiyor dinimizde. Kur’an âyetlerini ve de aziz Peygamberimizin ilgili sözlerini incelediğimizde: Gecelerin istirahat/uyku vakti olduğunu; tefekkürü /düşünmeyi gerektirdiğini; ölümün ve dirilişin yaşandığı anları içerdiğini anlıyoruz. Gecelerin Kur’an okunacak, namaz kılınacak ve istiğfar edilecek zaman bölümleri olduğunu idrak ediyoruz. Gecelerin özellikle dua zamanı, olduğunu kavrıyoruz. Çünkü geceler, her an rahmetiyle ve kudretiyle zuhur eden Rabbimizin lütfuyla bize tecelli ettiği süreçlerdir .

Geceleri değerlendiremeyenler manen yükselemezler. Rabbimizin iftihar ettiği güzel kullardan olamazlar. Güzel kullardan olamayanlar, yararlı bir toplum insanı da olamazlar. Birbirimize dua edelim de gecelerini değerlendirebilen kullar dercesine yükselebilelim. Evet:

Geceler İstirahat ve Uyku Zamanıdır

Geceler Tafekkür/Düşünce Zamanıdır

 Geceler Kur’ân’ın Okunacağı Verimli Vakitlerdir

 Geceler Farz ve Nafile Namazlar İçin de Özellikli Vakitlerdir

 Geceler Allah’ı Çokça Zikretme Zamanlarıdır

 Geceler Ölümü ve Diriliş Yaşama Zamanlarıdır

İlk peygamberden yaşadığımız bu ana kadar, İslam Dîni’ni inkâr edip başına buyruk hayat sürenlerin inkârlarının temel sebebi ölümle başlayacak âhiret hayatını; yeniden dirilişi ve sorgulanmayı içlerine sindirememeleridir. Oysaki insan her an ölümü ve dirimi yaşıyor. Vücudumuzda her an ölen hücreler var, her an yeni hücreler yaratılıyor. Ölüm ve diriliş her an yaşanıyor ve her gece yaşanıyor.

Uyku bir tür ölümdür aziz kardeşlerim. Ölümün benzeri olan uykuya daldığınız zaman hayat noktalanır gibidir, dünyevi imkânlar bir tarafta kalır ve size bir başka vücudunuzun olacağını ihtar eden rüyalar başlar. . . Yaradan dikkatlerimizi çekiyor ama kullar dikkatlerini odaklaştırmıyorlar gecelere ve uykulara. Bakınız Rabbimiz En’am sûresinin 60. ayetinde ne buyuruyor:

Allah size her gece ölümü tattırıyor. O, gündüz ne yaptığınızı da o biliyor. Takdir edilen ömrü yaşayasınız diye uyandırarak sizi her sabah yeniden hayata döndürüyor. Dönüşünüz O’na olacaktır. Sonra da O, size iradelerinizi kullanarak yaptığınız her bir işinizi haber verecek (sizi işlerinize göre mükafatlandırıp cezalandıracak) tır.”

Aziz Peygamberimiz, ölümü uyku gibi niteleyen bu âyetlerden ilham almış olacak ki gece “Bismillahi emûtü ve ehya /Allah’ın adıyla ölür ve dirilirim” diyerek yatardı. Tekrar ediyorum: “Bismillahi emûtü ve ehya./Allah’ın adıyla ölür ve dirilirim.

Peygamberimiz her sabah uyandığında da şöylece hamd ve sena ederdi: “Elhamdulillahillezi ehyâna ba’de ma emâtena ve ileyhin-nüşûr/ Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah’a hamd olsun. Dirilişimiz/Dönüşümüz de Onun huzuruna olacaktır.“

Evet, Peygamberimiz uykuya böylece yatar ve uykudan böylece kalkardı.

Her Gece Özelliklidir

Böylesine özellikli olan geceler, bütün gecelerdir. Rabbimizin rahmeti istisnasız her gece tecelli etmektedir. Peygamberimiz bu gerçeği şöyle anlatır:

Gecenin üçte bir vakti çıktığında Rabbimiz rahmetiyle tecelli eder ve şöyle buyurur: Yaratan benim, halik benim, malik benim, sahip benim. Yok mu bana dua edecek kulum, duasını kabul edeyim; yok mu bir isteyen duasını kabul edeyim, yok mu bağışlanmasını isteyen bağışlayayım?

Rabbimizin bu lütfu her gece ama her gece fecir vaktine kadar devam eder.

Güzel kardeşlerim! her gece Reğaib’dir. Her gece Berat’tir. Çünkü bu gecelerde, her gecede olan özelliklerin dışında bir özellik yoktur. Beraat gecesine ilişkin hadisler de zayıftır. Bu hadisleri sahih kabul etsek bile biraz önce sizlere sunduğum Müslim’in ve Tırmizi’nin rivayet ettiği her gece fecir vaktine kadar Allah’ın lütfuyla tecelli ettiği gerçeğinin üstünde açıklanan bir özellik de yoktur.

Yazımızı Cuma Mesajları isimli kitabımdan birkaç paragrafı sunarak bitiriyorum:

“Haramlarla karışık gıdalar; akşamlara taşınan aşırı yorgunluklar ve ihtiraslar; günler boyunca işlenen günahlar ve gerçek dışı haberleri, haram eğlenceleri, cinsellik ve şiddet dolu filmleri içeren tv kanallarına takılmalar, gecelerimizin bereketini alıp götürüyor.

Engelleri, aşalım. Telafi edilmeyecek kayıpları daha da çoğaltmadan, geceleri akşam, yatsı, sabah namazları ve de cemaatleriyle, gece zikirleri ve de secdeleriyle seher vakti istiğfarları ve dualarıyla kafa ve gönül diliyle okunacak Kur’an’larla değerlendirelim. Gündüz öğle uykusu uolan Kaylüle ile de güç kazanmaya çalışalım.”

Sözü Peygamberimizin bir hadisiyle bağlıyorum:

“Aman gece ibadetine sarılın. Sizden önceki erdemli kullar gece ibadetini benimseyerek yüceldiler. Çünkü gece ibadeti Allah’a yakınlaştırıcı günahlar bağışlatıcı ve günahlardan uzaklaştırıcı ve bedeni rahatsızlıkları da gidericidir.” ( et-Tac 1/326)

ALİ RIZA DEMİRCAN  

 

 

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.