islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
21°C
İstanbul
21°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Az Bulutlu
17°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
17°C
Cuma Az Bulutlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C

Hırs ve Azim Dengesini Nasıl Koruyabiliriz?

Hırs ve Azim Dengesini Nasıl Koruyabiliriz?

Soru: Hocam! Sizi hazır bulmuşken aklıma bir soru geldi. Geçenlerde merakımdan bir kişisel gelişim kitabı okudum. Orada okurlarına başarılı olabilmek için hırsı tavsiye ediyor. Bu ne derece doğrudur?

Ârif: Nasıl olur? Tam tersine hayatta başarılı ve mutlu olabilmek için hırslı olmamak lazım.

Soru: Ama binlerce satış yapmış olan bu kitap böyle yazıyor. Size mi inanayım yoksa o çok ünlü kitabın yazarına mı?

Ârif: Evladım. Kavramları ve ihtiva ettiklerini iyi bilmek lazım. Müsaade edersin ben ilk önce hırsın ne anlama geldiğini bir tanımla açıklayayım. Ondan sonra sen karar ver kime inanacağına. Hırs, bir şeyi mutlaka elde etmek düşüncesiyle gözü kör ve kulağı da manen sağır eden yani kıskançlığa dayanan harisane bir ümit, arzu ve hevestir. Meşru da olsa dünyevî arzu ve isteklerin, ifrat derecede yani aşırı olması sence akıllı bir yaklaşım mıdır?

Soru: Hocam! Bir şeyi çok istemek ve bunun için mücadele etmek, çok kötü bir şey midir yani?

Ârif: Evladım! Peygamberimiz (sav), mala ve hayata karşı hırs beslemeyi “tul-u emel” olarak tanımlamış ve bunun kişinin maneviyatını tehlikeye sokacağını işaret etmiştir. Gerçekten özellikle adî, nefsanî, şehvanî ve dünyevî şeylere aşırı istek göstermek ve rağbet etmek, insanın maneviyatını sarsabilir. Çünkü hırsta nefsinin her şeyi istemesine bağlı olarak bunların kayıtsız şartsız olarak yerine getirilmesine yönelik bir çaba vardır. Bu tutum, genelde paylaşmayı öngörmeyen bir tavır olacağından, sosyal dayanışmayı ve kardeşliği olumsuz yönde etkiler. Bu yönüyle hırs, her türlü mahrumiyetin, sefaletin, maddî ve manevî hastalığın ve zilletin sebebidir. Hırsın başladığı noktada saf ve manevî duygular sona erer.

Soru: Hocam! Biraz anlar gibi oldum ama bazı örnekler verebilir misiniz?

Ârif: Bak evladım. Hırslı bir insan, zengin oldukça cimri olur. Zirvelerde yaşamaya her şeyden çok bağlı olur ve hiç ölmeyecek gibi yaşama arzusunda bulunur. Ölümü asla hatıra getirmez. Hırsla elde ettiğini kaybetmek istemez, elindekini kaybetme durumu onu hep endişeli yapar. Çünkü böyle haris insanlar, dünya, makam, mal, mülk ve şöhret sevgisinin kurbanıdır. Manevî yönden zayıf olacakları için, mutsuzdurlar aslında. Hırs ile mutluluk, birbirlerini hiç görmez. Çünkü hırsın peşinde koşan insanlar, ellerindekileriyle kanaat edemez ve hep daha fazlasını ister. Tutum ve davranışları, öfke, kin, haset ve kıskançlıkla doludur. Kısacası, ihtiras, doymak bilmez bir canavardır ve dolayısıyla kişiyi canavarlaştırır. Canavarlaşanlar ise hırslı olduklarını kabul etmek istemez, çoğu zaman bir gayretkeşlik görünüşü altında ihtiraslarını gizlemek ister.

Soru: Peki, hırsın hiç mi iyi tarafı yok? Yani hırsımızı hangi alanlarda kullanırsak faydalı olur?

Ârif: Benim bildiğim bunun tek bir istisnası vardır. O da ilimdir. İlimin harisi olmak, Peygamberimizin (sav) bir hadisine göre caizdir hatta efdaldır. Çünkü ilim, insanı her konuda bilinçli ve mütevazı yapar.

Soru: Peki, ilmin dışında hırs caiz olmadığına göre diğer alanlarda hangi duygularla kendimiz ve dünyamız için bir şeyler yapabiliriz? Mesela zengin olmak istemek hakkımız değil midir?

Ârif: Helal yoldan zengin olmak ve zengin olduktan sonra zekât vermek, sadakada bulunmak ve sahip olduğun mala kanaat etmek niyetiyle elbette zengin olmanın yollarını arayabilir ve bunun için gayret ve azim gösterebilirsin.

Soru: Ama şimdi siz hırs yerine azim ve gayret dediniz. Bunlar da aynı şeyler değil midir?

Ârif: Bunu sorduğun iyi oldu evladım. Bunlar aynı şeyler değildir. Azim, hayırlı-faydalı bir işi-fiili gerçekleştirmek veya zararlı bir işi-fiili gerçekleştirmemek konusunda Allah rızası için gösterilen sebat ve kararlılıktır. Meşru bir zeminde başarıyı elde etmek için, sağlam bir irade sergilemek, bir şeye kesin karar vermek, bir işi yapmaya kalbini bağlayarak yönelmektir, azim.

Soru: Peki gösterilen kesin iradenin karşısında engeller çıkarsa ne yapmalıyız?

Ârif: Bütün maddî ve manevî, bedenî-ruhî kuvvetleri toplayıp, yolda ortaya çıkabilecek engelleri sabırla aşmak gerekir. Ancak bu engellerin, kader boyutuyla aşılması mümkün görünmüyor ise ısrar etmenin bir anlamı yoktur. İşte tam da burada azmin hırsa göre manevî yüceliği ortaya çıkmaktadır. Engelleri aşamasak bile hayıflanmayız, üzülmeyiz, “bunda da bir hayır varmış” deriz ve sükûnetimizi koruruz. Halbuki hırslı bir insan, böyle bir durumda çıldırabilir ve psikolojik yönden ruhunu tahrip eder. Azimli bir insan ise, en zor durumlarda bile her halükârda öfkesini kontrol altında tutar ve hedefe ulaşamasa dahî kabalık ve sertlikten kaçınır, yumuşak bir davranış sergiler. Onun bizler ta baştan çocuklarımıza hırsı değil paylaşmayı, hayatta huzurlu olabilmeleri için de azmi öğretmeliyiz.

Soru: Hocam, hırsın bir sebebinin de kıskançlık olduğunu sayenizde öğrenmiş olduk. Nasıl ki hırsın yerine siz bize azmi tavsiye ettiyseniz kıskançlık yerine mutlaka alternatif olarak başka bir yaklaşım da olmalıdır. Bununla ilgili olarak bir soru sormama daha müsaade eder misiniz?

Ârif: Evladım, okuyucularımızın önemli bir kesimi, mülakatlarımızın çok uzun olduğundan şikâyetçidir. İstersen sohbetimizi daha fazla uzatmayalım ve okuyucularımızı gereğinden fazla yormayalım. Bir sonraki sohbetimizde istersen bu konuyu ele alalım, olur mu? Bana şimdilik müsaade…

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.