islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3835
EURO
35,0525
ALTIN
2.326,19
BIST
9.098,30
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
22°C
Pazar Parçalı Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C
Salı Az Bulutlu
18°C

İbn Heysem: Ev hapsinde çağdaş bilimi kuran Müslüman alim

İbn Heysem: Ev hapsinde çağdaş bilimi kuran Müslüman alim

Prof. Dr. Kutluk Özgüven

Tam adı Ebu Ali el-Hasan ibn-Hasan ibn-ül-Heysem olan ve Avrupalıların Alhazen adını verdikleri İbn Heysem, sadece dünyanın gelmiş geçmiş en büyük bilim adamlarından biri değil, aynı zamanda çağdaş bilimsel düşüncenin de kurucusudur. Bundan bin yıl önce yaşadıkları ve başarısı bize dersler vermektedir.

İbn Heysem 965 yılları civarında Irak’ın Basra şehrinde doğdu. Aslında din alimi olmak istiyordu ama doğa yasalarını anlamadan dinin de anlaşılamayacağını düşünerek matematik, fizik, astronomi ve mühendisliğe yöneldi. Akademik bilgisi sonucu Basra’da bilim ve teknoloji bakanı oldu. Nil nehrinin akış düzenini barajlarla sağlamak üzerine bir yayınını okuyan Fatımi Halifesi el-Hakim, onu Mısır’a davet etti.

Bahsettiği barajı Asuan’a yapmak için görevlendirildiyse de inşaat mühendisliğinin istenen düzeyde olmaması sonucu bu iş olmadı ve Kahire’de akademik çalışmalara başladı. Bu süreçte tanındı, Halife el-Hakim ile dostluk kurdu.

İbn Heysem İslam dünyasında muallim-i evvel, yani başöğretmen olarak bilinen Eski Yunan düşünürü Aristo’nun akademisyenler üzerindeki tartışılmaz konumunu anlamakta zorluk çekiyordu. Her insan yanılabilirdi ve Aristo bir insandı. Yanılmayan Allah’tı ve tartışılmaz tek kaynak Kuran-ı Kerim’di. Üniversite ortamındaysa Aristo adeta Kuran gibi görülüyordu.

İbn Heysem Aristo’nun görüntülere insanın gözünden çıkan ışınların neden olduğu konusundaki ışıkla ilgili tezlerinin yanlışlığını ortaya koydu. Kuran’da ışıkla ilgili ayetlerden yola çıkan âlim, bunun tersine, gözden ışın üretilmediğini, Aristo optiğinin akıl ve bilim dışı olduğunu ortaya koydu. Buna üniversiteden büyük tepki geldi.

O dönemde Mısır, üç asırdır İslami yönetimde olmasına rağmen tamamen İslamlaşmamıştı. Müslümanların kurduğu Kahire kentindeki yönetim, Rumca ve Kıptice konuşan Hristiyan çoğunluk üzerinde sadece devlet gücü değil, bilim ve kültürde de üstünlük kurmak zorundaydı. İbn Heysem’in İslam üniversitesinin ana düşüncesi olan Aristoculuğu aşmayı denemesi, akademik kurulu düzeni de siyasi düzeni de tehdit etti. Bu nedenle kurulu düzenin önde gelen bilim adamları ona karşı çıktılar. Halifeye, düzeni bozduğu, fesat çıkardığı şikayetini yaptılar. Bunun siyasi bir suç olarak cezası idamdı.

Halife El Hakim, İbn Heysem’in düşüncesinin Kuran’la uyumlu olduğunu, ilmen haklı olduğunu anlamış ancak siyasi dengeleri bozacağı için devrim niteliğindeki bu değişimden çekinmekteydi. İstenen ölüm cezasını yerine evde tecrit cezasını verdi. Evine kapanan İbn Heysem öğrencilere ders verebilecek, deney ve bilimsel yayın yapabilecekti.

Müslüman fizikçi bu haksızlığa saplanıp kalmadı, Allah’ın kendisini imtihan ettiğine inanarak, azim ve şevki kırılmadan bu tecrit ortamında çalışmalarını artırdı. Kendini optik deneylerine verdi. Uzun yıllar boyu yaptığı çalışmalarda ışığın parlaklığı, yansıması, kırılması, girişimi, mercek etkisi, teleskopların prensipleri, bugünkü kameraların prensiplerini ortaya koydu. Bunları Kitab-ül-Manâzir yani Optik Kitabı adlı eserinde anlattı, çağdaş fiziğin ana kollarından optiğin temellerini atarak yepyeni bir bilim dalı ortaya çıkardı.

Bin yıl önce Batı üniversitelerinde araştırma Müslümanların bilimsel çalışmalarının tercümelerinden ibaretti. Müslüman alimin kitabının içinden doğrudan İslamiyetle ilgili ifadeler çıkarılır, Müslüman dünyanın ortak bilim dili olan Arapça’dan Hristiyan dünyanın dili olan Latinceye tercüme edilip aynen yayınlanırdı. İbn Heysem’in  Kitab-ül-Manâzir’i Latince Alhazen’in Optik Kitabı oldu. Bugün Ayasofya kitaplığında bulunan Ptolome’nin astronomik ölçümlerindeki hataları düzelttiği eseri ve diğerleri de Latince’ye çevrildi.

İbn Heysem evden çıkamadan yayınlar ve derslerle geçimini saplarken, bir yandan da deneyler için gereken araçları alıyordu. Başkaları için çekilmez olabilecek bu ortamın araştırmalarına odaklanmasına sağlamasından dolayı Allah’a şükrediyordu.

Evde tecrit yıllarında Müslüman âlim optik bilimini keşfinden daha da önemli bir ilerleme kaydetti. Bu, günümüzdeki modern bilimin işleyiş prensibi olan Bilimsel Yöntemdir. İbn Heysem, Kuran ayetlerinden delil olmadan kör tartışmanın, sistemli bir akılyürütme temeli olmadan felsefi görüş ortaya atmanın cahilce olduğunu biliyordu. Öyle bir sistem olmalıydı ki farklı görüş, inanç ve dinden insanlar uzlaşarak bilgide ilerleme kaydedebilmeliydi. Bunun için ortaya koyduğu Bilimsel Yöntem, ön araştırma, hipotez, kanıt yönteminin açıklanması, kanıt için gereken veri, deney ve araştırmalar, bunların tartışılıp sonucun ortaya konması adımlarından oluşuyordu.

Bu çalışması da kısa sürede Avrupa’da tercüme edilmiş, Roger Bacon sonradan bunu kendi adıyla yayınlamıştı. Günümüzde bütün bilimsel çalışmalar ve yayınlar bu adımlarla yapılmakta, bilim ve teknoloji ilerlemesi İbn Heysem’in Kuran’da belirtilen düşünme ve tartışma esaslarını derlemesine dayanmaktadır.

Bu tarihsel gerçek hikayede evinde tecrit edilen bir Müslümanın

  • bütün zorluklara ve haksızlıklara rağmen yılmaması,
  • herkesçe benimsenen yaygın felsefeleri izlemek zorunda hissetmemesi,
  • Allah’ın Kuran’da açık ilkeleri için mücadelesine devam etmesi,
  • azmi ve îmânıyla dünyayı değiştirmesi

bugünün gençliği için güzel bir örnektir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.