islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4614
EURO
34,6980
ALTIN
2.481,05
BIST
9.530,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Az Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
17°C
Cuma Hafif Yağmurlu
17°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
21°C

İmanın Bir Gereği de Kayıtsız Şartsız Bağlılıktır

İmanın Bir Gereği de Kayıtsız Şartsız Bağlılıktır
12 Mart 2018 09:31
A+
A-

Hayır! Senin Rabbin olan Allah’a yemin olsun ki onlar iman etmiş olmazlar!

1) Ta ki anlaşmazlığa düştükleri konularda Muhammed sas’i hakem tayin edecekler yani sorunlarına onun tebliğ ettiği İslam dininin sınırları içerisinde bir çözüm bulacaklar.

2) ‎Ve çıkan sonuca da tam bir teslimiyetle boyun eğecekler. Nisa suresi, 65

Allah azze ve cellenin sözlerine iman eden bir müslümanın çok çok dikkat etmesi gereken bir ayettir bu. Allah söze yemin ederek başlamışsa önemli bir durum var demektir. Bir de bu yemini kendi üzerine etmişse ortada fevkalade önemli bir durum olduğu aşikârdır.

Allah’ın dinini bazı ibadetlere hasredip kalplere, mescitlere hapsetmeye çalışanlara göklerden gelen bir reddiyedir bu. İslam; namazdan, oruçtan ibaret değildir demektir. İslam hayatınızın bütününe karışır demektir. Kafalarınıza takılan her bir meselenin çözümünü İslam dininin sınırları içerisinde çözmek zorundasınız demektir. Problemleri halletme, açıklığa kavuşturma konusunda izleyeceğiniz yol; sizin dininizi belirleyecek, iman edip etmediğinizi ortaya çıkaracak demektir. Kelime-i tevhidin, “lailahe illallah” sözünün başındaki “la” hecesinin anlamı budur. Ben Allah’ın bana gösterdiği çözümden başka bir yol kabul etmiyorum demektir. “İllallah” yani benim için ancak Allah vardır, O’nun gösterdiği yol, onun gösterdiği çözüm vardır, demektir.

Kim olursa olsun, müslümanların anlaşmazlığa düştüğü bir konuyu Allah’ın kitabından, Rasûlünün sünnetinden izah eden kişinin söyledikleri, müslümanları yani Allah’a teslim olmuş kişileri ilgilendirir. Hak ister küçükten ister büyükten, ister sevdiği kimseden ister sevmediğinden gelsin kabul edilmelidir. Kim hakkın kabulünü büyüklenerek reddederse bu kibirdir. Kalbinde zerre kadar kibir olan kişi de ateştedir. Biz hayatımızı ilgilendiren konularda bu hükümleri kabul ederek aslında Allah’ın kitabını, Rasûlünün sünnetini tasdik etmiş oluruz. Nisa Suresi 65. ayette Allah’ın açıkladığı iman budur işte.

Bugün bir hukuk profesörü kalkıp: “Laik bir ülkede dini bir lider nasıl oluyor da insan hakları ile ilgili bir konuda açıklama yapabiliyor?” şeklinde sözler söylüyor. İslam’ın sinelerde saklı kalmasını, seccade başlarına terk edilmesini isteyen, mescitlerden sokaklara taşmasından ödleri kopan bu kişilerin İslam’dan nasiplerinin olmadığı gün gibi ortadadır. İslamı namaz gibi bazı ritüellerden (!) ibaret sanıyorlar. Sosyal hayattan bahsedemez, kılık kıyafete karışamaz; miras, suç ve ceza, insan hakları, nikah gibi ictimai hayata taalluk eden insan hayatının her bir anına müdahale edebileceğinin farkında değiller ya da işlerine gelmediği için halkı da bu şekilde yönlendirmek istemektedirler.

Kesin olarak biliyoruz ki, onların söyledikleri seni gerçekten üzüyor. Doğrusu onlar, seni yalanlamıyorlar, zalimler ancak Allah’ın ayetlerini inkar ediyorlar. Enam, 33

Allah, Enam suresi 33. ayette bu kişilerin amaçlarını bizlere açıklamıştır. Biz, sözüm ona siz hukukçuların sözlerinin izahına lüzum görmüyoruz. Kuran bilen herkes şunun farkında ki: Sizler şu veya bu hocanın ismini kullanıp İslam’a saldırıyor, kininizi kusuyor, elinize geçen her fırsatta dini sosyal hayattan koparmaya çalışıyorsunuz; sizin inkâr ettiğiniz hocaların sözleri değil asıl Allah’ın ayetleridir.

Bu beyanatı veren, bu bakış açısını benimseyen herkese sesleniyorum:

Anayasanın 24. maddesinde değinildiği üzere “Din eğitim ve öğretimi, kişilerin kendi isteğine bağlıdır.” Bizler dinimizi öğrenmek ve öğretmek konusunda anayasal bir hakka sahibiz. Anayasanın kişilere verdiği hakla İslam’ı anlatan kişilerin bahsettikleri hayat tarzı sadece müslümanları bağlar, müslüman olmayanlar üzerine alınmasınlar. Ne gariptir ki sizlerin bugüne kadar herhangi bir papaza, hristiyanlığı doğru anlatın, dediğinizi duymadık. Bir hahama da,yahudilik böyle mi emrediyor, dediğinizi işitmedik. Amacınızın üzüm yemek değil de bağcıyı dövmek olduğu ne kadar sırıtıyor. Siz hangi kitaba inanıyorsanız hayatınızı ona göre şekillendirirsiniz ve bu sözlere katılmıyorum, dersiniz olur biter. Evrim sonucu maymundan geldiğinizi düşünüyor olabilir, bir maymun gibi yaşayabilirsiniz, bu konuda serbestsiniz. Nihayetinde özgür (!) bir ülkede yaşıyoruz ve her nevi maymunluğu yapmak serbest nasılsa. Ama biz müslümanlar Allah’tan geldiğimize iman ediyor, Kur’an’a göre hayat sürmeye çalışıyoruz. Ve Kuran’ın ayetlerinden süzülen bu nizamı bizlere gücü yettiği kadar anlatmaya çalışan kişiler de sizlerin tam aksine hep başımızın üstünde olacaklar, bunu da aklınızdan çıkarmayın!

Hayır! Senin Rabbin olan Allah’a yemin olsun ki onlar iman etmiş olmazlar!

1) Ta ki anlaşmazlığa düştükleri konularda Muhammed sas’i hakem tayin edecekler yani sorunlarına onun tebliğ ettiği İslam dininin sınırları içerisinde bir çözüm bulacaklar.

2) ‎Ve çıkan sonuca da tam bir teslimiyetle boyun eğecekler. Nisa suresi, 65

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.