Evrim teorisi, canlıların zaman içinde değişim geçirdiğini ve bu değişimlerin doğal seçilimle nesiller boyu sürdüğünü savunan bir teoridir. Charles Darwin’in 1859’da yayımladığı Türlerin Kökeni kitabıyla popülerleşen bu teori, özellikle biyoloji alanında geniş bir kabul görmektedir. Evrim teorisi, tüm canlıların ortak bir atadan geldiğini ve uzun bir süreç sonucunda çeşitlilik kazandığını öne sürer. Ancak evrim teorisi, özellikle insanın kökeni konusunda İslam inancıyla çelişen bazı iddialar içerir.
Prof. Dr. Ahmet Kavlak hocamızın Evrim Teorisi hakkındaki müspet tespitleri
İslam’a göre, Allah her şeyi yaratandır ve bu yaratma süreci belirli bir plana dayanır. Kuran, insanın yaratılışını özellikle Hz. Adem ile başlatır ve tüm insanlık Adem ve Havva’dan türemiştir (Nisa Suresi, 1. ayet). Bu bakımdan İslam, insanın doğrudan Allah tarafından yaratıldığına inanan bir öğretidir. İnsanın, diğer canlılardan evrimleşerek ortaya çıktığını savunan evrim teorisi, İslam’ın bu öğretileriyle örtüşmemektedir.
Kuran’da açıkça ifade edildiği gibi, Allah, tüm canlıları kendi yaratma iradesiyle yaratmıştır (En’am Suresi, 101. ayet). Bu yaratılış, tesadüflere ya da doğal süreçlere değil, ilahi bir plana dayanır. Evrim teorisinin sunduğu “doğal seçilim” ve “tesadüfi mutasyonlar” gibi kavramlar, İslami yaratılış inancına ters düşmektedir. Bu nedenle evrim teorisi, İslam dünyasında sıkça tartışılan ve çoğunlukla eleştirilen bir konudur.
Bilimsel bir teori, gözlemler ve deneyler sonucu elde edilen verilerle desteklenmeyen hipotezlere dayanan açıklamalardır. Evrim teorisi de bu bağlamda ele alınır, çünkü evrimsel süreçler doğrudan gözlemlenememiş, deneysel olarak ispatlanmamış bir takım çıkarımlara dayanır. İspatlanmamış şeylere teoriden öte bir gerçeklik atfetmek, İslami perspektifte bir anlam taşımayacaktır. Allah’ın açıkça insanı ve diğer canlıları yarattığını bildiren ayetler, İslam’da kesin bir gerçek olarak kabul edilir.
Bilimsel bulgular, gözlemlerle desteklendiği sürece değerlidir. Ancak, evrim teorisi gibi iddialar, kesin bir şekilde ispatlanmadığı için inanç sistemleriyle çeliştiğinde eleştiriye açıktır. İslam’a göre insan, yeryüzünde özel bir varlık olarak yaratılmıştır. Bu nedenle insanın basit bir biyolojik süreç sonucu oluştuğunu savunan evrim teorisi, İslami öğretilerle uyumlu değildir.
Bazı Müslüman bilim insanları, evrim teorisinin mikro evrim dediğimiz, türler içi küçük değişimlerini kabul edebileceklerini savunur. Mikro evrim, bir canlı türünün zaman içinde çevresel faktörlere bağlı olarak küçük değişiklikler geçirmesidir. Bu değişiklikler, İslam’ın yaratılış inancını doğrudan tehdit etmeyen, yaratılışın bir parçası olarak görülebilir. Örneğin, hayvanların çevresel koşullara adapte olması, Allah’ın yarattığı düzenin bir parçası olarak yorumlanabilir.
Ancak makro evrim, yani bir türün başka bir türe dönüşmesi iddiası, İslam’ın yaratılış öğretisine tamamen zıt bir iddiadır. İslam, insanın Allah’ın özel yaratımı olduğunu ve Adem’le başlayan insan neslinin başka bir canlı türünden evrilmediğini açıkça ifade eder (Sad Suresi, 71-72. ayetler). Bu nedenle, makro evrim teorisinin İslam ile bağdaşması mümkün değildir.
İslam, bilimsel araştırmayı teşvik eden bir dindir. Kuran’da birçok ayet, insanları kainatı, doğayı ve kendilerini incelemeye davet eder (Alak Suresi, 1-5. ayetler). Ancak bu inceleme ve araştırmalar, İslam’ın temel inançlarıyla çeliştiği noktada eleştiriye açık hale gelir. Evrim teorisinin bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçeklikten ziyade bir teori olması, bu eleştirileri haklı kılar. Bilim, İslam’ın yaratılış inancını değiştiremez; aksine bilimsel çalışmalar Allah’ın yaratma kudretini daha iyi anlamamıza yardımcı olmalıdır.
Sonuç olarak, İslami bakış açısıyla evrim teorisi, insanın yaratılışıyla ilgili temel inançlarla çelişmektedir. Allah, insanı özel olarak yaratmış ve evrendeki tüm canlıları belirli bir düzen içinde var etmiştir. İslam, bilimi desteklese de, evrim teorisi gibi ispatlanmamış iddiaların inançla bağdaşmadığını vurgular.