islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,6139
EURO
34,8224
ALTIN
2.509,77
BIST
9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
14°C
İstanbul
14°C
Yağmurlu
Cumartesi Açık
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
22°C

İsrail Filistinlilere “İdari Tutukluluk” Adı Altında Yargısız Ceza Veriyor

İsrail Filistinlilere “İdari Tutukluluk” Adı Altında Yargısız Ceza Veriyor
6 Ocak 2022 12:57
A+
A-

Filistinli Hişam Ebu Hevaş, İsrail’in “idari tutukluluk” uygulamasını protesto etmek amacıyla 141 gündür devam ettirdiği açlık grevini, İsrail makamlarının 26 Şubat’ta serbest bırakılacağını bildirmesi üzerine ölümün eşiğinde sonlandırdı.

Ebu Hevaş’ın özgürlüğü için hayatını tehlikeye attığı, Filistin sokağında da yakından izlenen açlık grevi, İsrail’in Filistinlilere yönelik 1967’den itibaren uyguladığı “idari tutukluluk” sistemini tekrardan gündeme getirdi.

İngiliz sömürge zamanındaki Olağanüstü Hal Yasası’ndan uyarlanan İsrail askeri yasaları, tutuklanan kişinin hakkındaki suçlamayı veya buna ilişkin kanıtları “güvenlik” gerekçesiyle öğrenemediği idari tutukluluk uygulamasını kullanıyor.

İnsan haklarına aykırı bu uygulama İsrailli ve Filistinli hak örgütleriyle beraber uluslararası insan hakları kuruluşları tarafından da yoğun biçimde eleştiriliyor.

İDARİ TUTUKLAMA SİSTEMİNİN ÇALIŞMA ŞEKLİ

İsrail ordusu, iç istihbarat teşkilatı Şabak (Şin-Bet) ile iş birliği halinde, işgal altındaki Batı Şeria’da “ileride suç işleyebileceği” gerekçesi ile Filistinlileri idari tutuklu olarak gözaltına alabiliyor.

Gözaltındaki Filistinliler, 8 gün içerisinde askeri mahkemeye çıkartılıyor. Fakat burada tutuklu Filistinli veya avukatı, askeri savcının mahkemeye sunduğu tutuklama gerekçesini, buna ilişkin kanıtları “güvenliğe zarar verebileceği” mazeretiyle öğrenemiyor. Bu sebeple bir yargı süreci ya da savunma mümkün değil.

İsrailli hak örgütlerine göre, askeri mahkemeler tutuklanan şahıslar için “otomatik onay mercileri” gibi hareket ediyor.

Filistinliler, haklarındaki suçlamayla ilgili bilgi edinemeden ve kendilerini savunma hakkından mahrum şekilde 6 aya kadar hapse atılabiliyor. Altı ay sonra yeniden askeri mahkemeye gönderilen fakat suçlamadan habersiz bir Filistinlinin tutukluluk süresi defalarca tekrar tekrar uzatılabiliyor.

Örneğin, Hamas’ın önde gelen liderlerinden Hatim Kafişa, İsrail hapishanelerinde 15 yıl süre boyunca aralıksız olarak idari tutuklama uygulamasına maruz kalmasıyla biliniyor.

FİLİSTİNLİLER SUÇLAMA VE YARGILAMA OLMADAN CEZA ALIYOR

Filistinli tutukluların koşullarını ve insan haklarını izleyen örgüt “Ed-Damir”, idari tutukluluk sürecini “suçlama ve yargılamadan yoksun ceza” ifadesiyle tanımlıyor.

Damir, idari tutukluluk sürecine mahkum bir kişinin hakkındaki suçlama iddiasını “gizli dosya” gerekçesiyle öğrenemediğine vurgu yapıyor.

İdari tutukluların serbest bırakılacakları günü bilmediklerine işarette bulunan Damir, hapisten çıkmalarına birkaç gün kala, bazen de çıkacakları gün Filistinlilerin tutukluluklarının uzatıldığını açıklıyor.

İSRAİL, 1967 YILINDAN BUGÜNE 50 BİN KEZ BU YÖNTEMİ UYGULADI

Filistin Esirler Cemiyetinin paylaştığı verilere göre, İsrail hapishanelerindeki idari tutukluların sayısı 2021’de 500 kişi oldu. İsrail ordusu, 2021 yılında 1595 idari tutukluluk emri verdi. Bunun bir bölümünün Filistinlilerin idari tutukluluk cezalarının uzatılması kararlarını içerdiği paylaşıldı.

Filistin Tutuklu Çalışmaları Merkezi, İsrail hapishanelerinde günümüzde 6 Filistinli milletvekili, 4 çocuk ve iki kadın idari tutuklu olduğu değerlendirmesinde bulundu.

İnsan hakları örgütlerine göre, bölgede meydana gelen toplumsal olaylarda, idari tutukluların sayısında artış görüldü. Filistin’de meydana gelen Birinci ve İkinci İntifada ile 2015 yılında yaşanan olaylarda İsrail idari tutukluluk yöntemine daha çok başvurdu.

Hak örgütlerine göre, İsrail, 1967 yılından sonra tutukladığı 700 bin Filistinliden 50 bininde idari tutukluluk uygulamasıyla hareket etti ve bugüne kadarki idari tutuklamaların yaklaşık yarısı 2000-2014 arasında meydana geldi.

İsrailli insan hakları örgütü B’Tselem’e göre, İkinci İntifada’nın yaşandığı 2003’te İsrail hapishanelerinde 1000 Filistinli idari tutuklu mevcuttu.

Hak örgütleri, İsrail’in kanıtların yetersizliği ve mahkeme sürecinden kaçındığı durumlarda idari tutukluluk yolu ile Filistinlileri cezalandırmaya gittiğine işaret etti.

GEÇEN SENE 60 FİLİSTİNLİ AÇLIK GREVİNE GİRDİ

Filistinliler, idari tutuklama uygulamasına karşı bugüne dek çok sayıda eylemde bulundu. Filistinli idari tutuklular bu sene başında İsrail mahkemelerini boykot ederek uygulamayı protesto etme kararında bulundu.

Geçen sene 60 Filistinli idari tutuklu, uygulamaya karşı açlık grevine gitmeye karar verdi.

Filistinli Ebu Hevaş, 27 Ekim 2020’den beri süren idari tutukluluk cezasına karşı açlık grevini 141 gün boyunca devam ettirdi. Sağlık durumu kritik noktaya gelen Ebu Hevaş, İsrail makamlarının tutukluluk süresinin tamamlandığı 26 Şubat’ta serbest kalacağı yönündeki vaadi karşılığında açlık grevine son verdi.

İNSAN HAKLARI AKTİVİSTİ ELHANAN: İDARİ TUTUKLULUK, IRKÇILIĞIN EN AŞIRI İFADESİ

Ödüllü insan hakları aktivisti İsrailli Prof. Nurit Peled Elhanan, AA muhabirine açıklamada bulunarak, “İdari tutukluluk, ırkçılığın en aşırı ifadesi. İsrail’deki sosyal bilimler okul kitaplarında, idari tutukluluğun demokrasinin terörizme karşı korunması için Yahudilere kısa bir süre, Filistinlilereyse süresiz olarak uygulanabileceği geçiyor.” şeklinde konuştu.

İdari tutukluluğun İsrail’in idare ettiği nüfusun yarısına karşı “diktatörlüğünü” gösterdiğine vurguda bulunan Elhanan, “Bunun en feci tarafı da İsraillilerin bu acımasızlığa karşı duyarsızlığı. Birkaç insan hakları savunucusu dışında İsrailliler, Filistinlilerin açık bir neden, suçlama olmaksızın tüm insan haklarından mahrum bırakılması ve açlık grevinde neredeyse ölmesine karşı kayıtsız kalıyor. Hemşireler, doktorlar, avukatlar sessiz kalıyor çünkü Filistinlileri daha düşük canlılar olarak görüyorlar.” diye konuştu.

Elhanan, Filistinlilerin yaşam ve ölüm arasındaki çizgisinin “kana susamış siyasetçiler, subaylar ve polislerin” elinde olduğuna işaret ederek, “Uluslararası hukuka aykırı idari tutukluluk uygulaması, İsrail’i pazarlandığı şekilde bir demokrasiden ziyade karanlık tiran bir devlet olarak etiketliyor.” İfadelerini kullandı.

“ASKERİ MAHKEMELER HUKUKİ CİLA, ULUSLARARASI TOPLUMA İYİ GÖRÜNMEK İÇİN BİR TİYATRO”

İsrailli insan hakları örgütü B’Tselem uzmanı Roy Yellin de idari tutukluluğun neredeyse bütünüyle Filistinlilere uygulandığını, oldukça nadir olarak da İsrailli aşırıcı gruplara uygulandığını ifade etti. Yellin, Aralık 2021 yılında İsrail hapishanelerinde yüzlerce Filistinli idari tutuklu bulunduğu halde hiç İsrailli Yahudi olmadığına işaret etti.

İsrail’in idari tutukluluk uygulamasını bir yargı karikatürüne benzeten Yellin, şu sözleri kullandı:

“İdari tutuklular işledikleri bir suç için değil, bir suçu işleyebileceği gerekçesiyle hapse atılıyor. Tutuklu, neyle suçlandığını bilmiyor. İsrail makamları bunu şöyle gerekçelendiriyor eğer ki tutukluya neyle suçlandığı açıklanır ve hakkında bir iddianame hazırlanırsa, bunun güvenlik kaynaklarına zarar vereceğini öne sürüyor.”

Yellin, İsrail’de idari tutukluluk cezasının verildiği askeri mahkemeleri için “bir kanguru mahkemesi” tanımlamasında bulunarak, “İnsanların belirli bir sürenin ardından hakim karşısına çıkarılması gerekiyor bu da sadece bir hukuki cila, uluslararası topluma iyi görünmek için bir tiyatro. İnsanlar kendilerine hangi suçun yöneltildiğini bilmiyor. Bununla ilgili bir delil sunulmuyor ve kendilerini neye karşı savunacaklarını bilmiyor. Bu sadece bir şov.” diye konuştu.

İsrail’in açlık grevindeki bir kişiye yönelik idari tutukluluk kararını sürdürmesine yönelik değerlendirmede bulunan Yellin, “İsrail askeri mahkemesi, ölüm eşiğine gelen birinin terör saldırısı düzenleyebileceğini düşünüyor. Bu, idari tutuklama uygulamasının içinin ne kadar boş olduğunu gösteriyor. Hapiste kalmak mı yoksa kendini ölüme götürmek mi, bu gerçekten korkunç bir seçenek.” İfadelerini kullandı.

Dünyada Kovid-19 salgını esnasında çok sayıda ülkenin olağanüstü koşulları gerekçe göstererek kısıtlayıcı kanunları uyguladığına dikkat çeken Yellin, İsrail’de bu durumun on yıllardır sürdüğünün altını çizdi.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.