İsrail, neredeyse 11 aydır Filistinlileri katlediyor, üstelik sistematik bir soykırım uyguluyor. Ne Birleşmiş Milletler kararlarına ne de uluslararası mahkeme hükümlerine aldırış ediyor. İsrail’in bu umursamaz tavrı ve insanlık dışı saldırıları, insanlığın vicdanını sızlatan bir duruma dönüştü. Artık bu noktada, uluslararası toplumun daha güçlü ve kararlı bir duruş sergilemesi gerektiği açıkça ortadadır.
Filistin halkı, yıllardır süren acımasız kuşatma ve saldırılar altında yaşam mücadelesi veriyor. Her gün bombalarla uyanan, sevdiklerini kaybetme korkusuyla yaşayan bu insanlar, sadece adalet ve özgürlük için mücadele ediyor. Ancak, İsrail bu haklı talepleri sürekli olarak kanla bastırmaya çalışıyor. Filistinliler, topraklarında, evlerinde, kendi yurtlarında yabancı muamelesi görürken, dünya sessiz kalıyor. Bu adaletsizlik ve zulüm artık daha fazla görmezden gelinemez.
İsrail’in 11 Aydır Süren Soykırımı: Filistin Halkının Meşru Savunma Hakkı
Filistin halkı, topraklarını ve canlarını koruma hakkına sahiptir. Bu hak, uluslararası hukuk tarafından da tanınmaktadır. Ancak bugüne kadar, Filistinliler bu haklarını tam anlamıyla kullanamadan sürekli bir saldırı altında yaşamışlardır. Artık Filistin halkının kendi savunmasını güçlendirmesi ve İsrail’e karşı kararlı bir direniş göstermesi gerekmektedir. Bu, sadece bir varoluş mücadelesi değil, aynı zamanda insanlık onurunu koruma mücadelesidir.
Güçten Anlayan Bir Rejim: İsrail
İsrail, gücü bir baskı aracı olarak kullanmayı iyi bilen ve uluslararası toplumun tepkisizliğinden cesaret alan bir rejimdir. Bugüne kadar, Filistin halkının yaşadığı trajediye karşı verilen uluslararası tepkiler yetersiz kalmış, İsrail’e yönelik hiçbir somut adım atılmamıştır. İsrail, yalnızca güçlü ve kararlı bir duruş karşısında geri adım atabilir. Dolayısıyla, artık sözden ziyade, somut ve etkili eylemlerin zamanı gelmiştir. İsrail’in anladığı tek dil güçtür ve bu güç, Filistin halkının meşru savunma hakkıyla birleştiğinde etkili olacaktır.
Artık sözün bittiği yerdeyiz
Artık sözün bittiği yerdeyiz. İsrail’in anladığı tek dil, güçtür. Diplomatik yollarla, barış çağrılarıyla sonuç alınamadığı ortada. Bu noktada, Filistin halkını korumak ve İsrail’in hukuk tanımaz saldırganlığını durdurmak için daha sert adımlar atılmalıdır. Yaptırımlar, diplomatik baskılar ve gerektiğinde askeri müdahaleler artık kaçınılmaz hale gelmiştir. Çünkü bu zulmü durdurmanın başka bir yolu kalmamıştır.
Uluslararası toplum, insanlık adına, adalet adına harekete geçmek zorundadır. İsrail’e karşı güçlü bir duruş sergilenmeli, Filistin halkının yanında saf tutulmalıdır. Yoksa bu sessizlik, bu kayıtsızlık, daha fazla masumun ölümüne, daha fazla insanlık suçuna kapı aralayacaktır. Adaletin sağlanması için, artık güç kullanmanın zamanı gelmiştir ve geçmektedir. Dünya, bu soykırıma “dur” demek zorundadır.
MİRATYOUTUBE
MİRATHABER.COM
evet israili güçten başka birşey durdurnaz.lakin bunu kimler yapacak ? yolsuzluk ve kibirden başını kaldıramayan müslüman toplumların idarecilerimi yoksa konforundan taviz vermeyen toplumlarımı ?israilin azgınlığının şifreleride burada zaten..