islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
13°C
İstanbul
13°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
20°C
Pazartesi Az Bulutlu
21°C
Salı Az Bulutlu
23°C

Kâfirlere Öykünüp Müslümanlara Sövenler

Kâfirlere Öykünüp Müslümanlara Sövenler
7 Haziran 2018 08:30
A+
A-

“2016 yılında, George Washington Üniversitesinde, Pakistanlı müslüman bir profesör, iki yardımcısıyla birlikte uluslararası bir araştırma yaparak Kur’an’dan ahlakî kurallar çıkardılar. Bu kurallar;

Adalet,
Sözünde sebat,
İftira etmemek,
Yalan söylememek,
Vaadinden dönmemek,
Liyakat ve ehliyet… vb.

Yukardan aşağıya Kur’anî ilkeleri böyle çıkardılar. Tüm dünya ülkeleri üzerinde, resmi ve gayri resmi rakamlardan hareketle bir araştırma yaptılar. Tüm dünyada Kur’an’ın ahlak ilkelerine uygun davranan devletleri belirlemek için bir puanlama yaptılar ve bu puanlamaya göre de sıraya dizdiler. Birinci sırada İrlanda, ikinci sırada Yeni Zelanda, Üçüncü sırada Finlandiya, dördüncü İsveç, arkasından Norveç ve Danimarka, Kanada olmak üzere devam edip gidiyor. Malezya 39 uncu sırada. Türkiye ise 103 üncü sırada yerini alıyor.”

Yukarda tırnak içinde verdiğimiz sözler;…bizden görülen bir insana ait. Bu kişi Kur’an ahlakı bakımından gâvurları birinci sıralarda, müslüman ülkeleri son sıralarda gösteren, masa başı araştırmasına kendini o kadar kaptırmış ki, kâfirleri ilk sırada zikrederken o meşhur yılışık üslubuyla, ağzını yayarak yüzündeki gülücükleri ve son sıralarda müslüman ülkeleri sayarken de takındığı alaylı ve küçümseyici tavrını görmenizi isterdim.

Ben bu kişiye şunları hatırlatmak isterim:

“Sen onların milletlerine/inançlarına/dünya görüşlerine girmedikçe, Yahudi ve Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar”(Bakara:2/120)“…Onlar, size fenalık etmekten asla geri durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Size olan aşırı kin ve düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinde gizledikleri kin ve düşmanlık daha büyüktür. İşte siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz, hâlbuki onlar sizi sevmezler.”(Âl-i İmran:3/118-119)ayetleri gereği onlar Müslümanları sevmez ve onlardan razı olmaz. Dolayısıyla sevmedikleri Müslümanlara adil olmaları, onlara verdikleri sözlere sadık kalmaları, Müslümanlara iftira etmemeleri ve Müslümanların başına liyakatli milli liderler liderler seçildiğinde buna rıza göstermeleri mümkün değildir. Fiilen de olmamıştır.

Türkiye’ye karşı Batı’nın adaletini (!) görüyoruz. Bir prof’un subjektif değerlendirmesine kendini kaptırmadan olaylar üzerinden gerçeği oku. 24 Haziranda Türkiye’de yapılacak seçimler dolayısıyla bu haçlı sürüsünün nasıl pozisyon aldığı, gün gibi açıkta. Bunların adaleti de, liyakati de, demokratik değerleri de, insan hak ve özgürlükleri de kendilerine.Kendi dışındaki üçüncü dünya ülkelerine bunları layık görmezler.Hele de söz konusu müslümanlar olunca onlar “küfür tek millettir” gerçeğinden hareket ederek, hepsi Müslümanlara karşı cephe alırlar.Bunlar evrensel ölçekte Müslümanlara zulmetmede bir araya gelebilecek küresel zalimlerdir.Birleşmiş Milletlerin, İsrail ile ilgili aldığı kararlara, İsrail uymadığı halde hangi adalet ilkesini ve yaptırımını uyguluyorlar? Halkı müslüman bir ülke, Birleşmiş Milletler kararına uymasa, yaptırım üstüne yaptırım, ambargo üstüne ambargo uyguluyorlar. Bu mu haçlıların, Kur’an ahlak ilkelerine göre hareketi…

Onlar, üçüncü dünya ülkelerinin başına milli ve liyakatli kişilerin gelmesine asla tahammül edemezler. Geçmişte Ceyayir’de Milli Selamet cephesinin iktidar olmasını engellediler, oradaki cuntaları vasıtasıyla darbe yaptılar. Daha dün Mısır’ın seçtiği milli lider Muhammed Mursi’ye bir yıl tahammül edemediler, kuklaları vasıtasıyla kanlı bir darbe ile iktidardan ettiler. Şimdi de Türkiye’nin liyakatli milli liderini alaşağı etmek içini, Fetö haini ve yerli işbirlikçileri ile ayağa kalkmış vaziyetteler. İşte onların liyakat ahlakı budur.

Ekonomik gelişmişlikle ilgili not veren uluslararası kredi değerlendirme kuruluşlarının, krizlerle boğuşan Yunanistan’ın ekonomisinin yükseldiğini, krizin teğet geçtiği Türkiye’nin ekonomik seviyesinin düştüğünü söyleyerek kredi notunu düşürmüş olmaları mı onların adalet ve yalan söylememeleri?

Hele hele Danimarka, Hollanda gibi ülkelerde homoların ve lezbiyenlerin resmen evlenmelerinin geçerli olduğu, diğer Batılı devletlerinde de gayet normal sayıldığı bir dünya mı Kur’an ahlak ilkeleri ile mücehhez? Güldürme adamı. Sen buna ancak haşhâşilerini inandırırsın.

Bütün bu gerçeklere rağmen yine de ağzını yaya yaya, kafanı sallaya sallaya haçlı seviciliği yapıp bir prof’un sübjektif değerlendirmesine, Sünnete vermediğin değeri verip essahtan bir şey söylüyormuşsun gibi heyecan yapıyorsun.

Elbette İslam âleminde bir perişanlık vardır. Onlar sütten çıkmış akkaşık değildir. İslam âlemini, başındaki kukla liderleri ve Batı emperyalizmini görmezden gelerek değerlendirmek, bir akıl tutulması ve basiret bağlanmasıdır. Öncelikle, senin “Kur’an’ın ahlak ilkelerini uygulayanlar” diyerek yere göğe sığdıramadığın bu emperyalist Batı, önce elini bu ülkelerden çekecek ve bu ülkelerin başına da -Türkiye’de olduğu gibi- Batının sömürü hortumlarını kesen liyakatli milli liderler gelecek ki, sorun kökünden çözülebilsin. Bu bizim aile içi sorunumuzdur. Bu sorun, Müslüman ülkeleri küçümseyip emperyalist Batı’ya öykünerek halledilemez. Oturup milli çözümler üretmeliyiz.

Batı’nın, kendilerine eğitilsin diye gönderilen öğrencilere adalet, liyakat, sadakat değil ne öğrettiğini, yüksek öğrenimini ve akademik kariyerini Amerika’da yapan ve Batı’yı çok iyi tanıyan Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu bakın nasıl ifade ediyor: “Dışarıda yetiştirilen sahte aydın sınıfa, hiçbir zaman kendi memleketinde işe yarayacak bir şey öğretilmemiştir. Bilimde ve teknikte yani pratik alanda kendi ülkesinde kullanabileceği bir şeyler öğretilememiştir. Öğretilenler idari ve sosyal bilimler ağırlıklıdır. Bu bilimler de ‘patron ülke’nin gerçeklerine göre okutulmuştur. Bunlar kendi memleketlerine döndüğü zaman kendi milletinin başına bela olan bir aydın sınıf haline gelirler.”

Müslümana, geçmişine ve kendi muktesebâtına kin kusan bu kafa, işte ayet ve hadisleri de böyle okuyup çarpıttığı için, yaptıkları tahriflerle zihinleri iğfal etmektedir. “Yüce Allah, bu tipleri hayat kitabımızda şöyle resmetmektedir:

“Onlardan bir grup var ki, kitapta olmayan bir şeyi siz kitaptan sanasınız diye, dilleriyle kitabı çarpıtırlar ve Allah’tan olmadığı halde, “Bu, Allah katındandır!” derler, böylece bile bile Allah hakkında yalanlar uydururlar.”(Âl-i İmran:3/78)

Fazla söze gerek yok. Laf anlamayan ve kendi dışındakileri “uydurulmuş dine” paçayı kaptırmış olarak gören Edip Yüksel gibi bu tipleri itibarsızlaştırarak toplumun gözünden düşürmekten başka çere yoktur…

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.