islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4960
EURO
34,9488
ALTIN
2.429,76
BIST
9.795,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
16°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

Manevi özürlüler yanısıra bedensel özürlülerle de yardımlaşmalıyız I

Manevi özürlüler yanısıra bedensel özürlülerle de yardımlaşmalıyız I

Oranlar farklı olsa da bütün toplumlar gibi toplumumuzda da bedensel özürlüler vardır. Büyük çoğunluğunu görme, işitme, konuşma, yürüme ve düşünme özürlülerinin oluşturduğu bedensel özürlüler ilgilenilmesi gereken ve sayısal yoğunluğu da olan toplumsal kesimimizdir.

Duygu, düşünce, eğilim ve ihtiyaçlar bakımından sağlıklı insanlar gibi olan özürlülerin eğitimden işe, spordan cinselliğe kadar çözüm için yardım bekleyen pek çok problemleri vardır.

Kur’ân’da Engelliler

Bir kısmı doğuştan özürlü olan, önemli bir kısmı da kazalar ve hastalıklar sebebiyle özürlenen insanlarımız, Kur’ân ve Sünnet dilinde Zu’âfâ, Ülid-Darar, A’ma, A’rec, Ekmeh, Ebres ve Merîz gibi kelimelerle anılmaktadır.[1]

Sağlıklı insanlarımız gibi bizzat özürlülerimiz de bilmeli ve inanmalıdırlar ki engellilerimiz de Yaratan katında yargılanacak yükümlü ve sorumlu insanlardır.

Bedensel Özürlülerimiz de Sorumludur

Bedensel özürlülerimiz de sağlıklı insanlar gibi İslâmî îman esaslarına inanmakla mükelleftirler. Onlar da kalbi cihâd, adalet, namaz, oruç, zekât ve hacla, akraba ve komşuluk görevleriyle sorumludurlar. Onlar da içki, kumar, yalan, ümitsizlik, bencillik ve tembellik gibi haramlardan kaçınmakla görevlidirler. Ne var ki kolaylıklar dîni olan İslâm’da özürlülük hali gibi maddî engeller bazı ilâhî görevleri düşürür. Bazılarını eksiltir ve bazılarını da değişikliğe uğratarak hafifletir. Üstelik yardım almaya da hak kazandırır.

Bedensel Özürlülere Kolaylıklar

Örneğin zihinsel özürlü yükümlü olmaktan çıkar. Bedensel özürlüden silahlı cihâd vazîfesi kalkar. Yardımcısı olacak bir yakını bulunmayan ve parayla da istihdam edemeyecek olan varlıklı özürlüden hac ve meşru davetlere katılma görevleri düşer. Ayağı kesik özürlü kişi cemâat namazlarına katılmaktan affedilir, özürlü, namazlarını cem ederek; birleştirerek kılabilir. Fakir özürlü öncelikli olarak da zekât ve nafaka almaya hak kazanır. Mecelle ifadesiyle özetlersek, “Meşakkat teysîri (kolaylığı) celbeder.”[2]

Yüce Dînimizin özürlülerimiz için açtığı ve onlar için nice vakıflar kuran şanlı ecdadımızın yürüdüğü yolda bizler de koşmalı, yaşamı kolaylaştırıcı ve renklendirici atılımlar yapmalıyız.

Bedensel Özürlülerimizin Görevleri

A-Özürlülerimiz/engellilerimizin problemlerinin çözümü, gereksinimlerinin karşılanması ve yaşamlarının kolaylaştırılmasında birinci derece kendileri sorumludur. Çünkü kendileri mükelleftirler.

Özürlüler, kendi kusurları sebebiyle özürlenseler dahi, özürlülük halinin bir şer olmadığına inanmalıdırlar. Karamsarlığa düşmemelidirler. Yaşamın ebediyen süreceğini, dünya hayatının, yaşanacak hayatın yalnızca akşam veya kuşluk vakti gibi pek küçücük bir bölümünü oluşturduğunu bilmelidirler. Azimlerini yitirmemeli, tembelliğe yatmamalıdırlar. Güçleri oranında sorumlu, yararlı işler üretmekle de mükellef olduklarını kavramalıdırlar.

Gereksiz Yük Olunmamalı

Çevrelerine gereksiz olarak yük, alacakları maddî ve manevî yardımları azaltmaya çalışmalıdırlar. Yardımcılarına teşekkür ve dua etmelidirler Kendilerine yönelik eğittim kurumlan, iş alanları ve sosyal tesislerle ilgili projeler üretmelidirler, özürlülük durumlarının ebedî hayatları için büyük bir nimet olduğuna da îman etmelidirler. Çünkü Yüce Rabbimiz, insanları denemeye uğratacağını duyurmakta, “Biz Allah’ın kullarıyız, O’na döneceğiz”diyerek sabır gösterecekler için ebedî nimetler müjdelemektedir.[3]

Bedensel Özürlülere Cennet Yolu Açıktır

Bakınız Peygamberimiz bu müjdelerden birini nasıl örneklendirmektedir:

“Yüce Allah şöyle buyurur: Kulumu, iki gözünü almakla imtihan ettiğim zaman mükâfatını alacağı beklentisiyle sabrederse onu Cennetle armağanlandırırım.”[4]

Hiç şüphesiz müjdelenenler yalnızca görme özürlüler değildir, irade dışı oluşumları kuşatan ilâhî Kader’e isyan edilmediği ve sevaplar beklenildiği sürece her bir özür, çekilen zorluklar ve ıstıraplar ölçüsünde özürlünün mükâfatlandırılmasına neden olacaktır, üstelik özürlüler inançları ve iyi niyetleriyle yapamayacakları işlerin sevaplarını da alabileceklerdir.

Haklar ve hürriyetlerimiz yanı sıra yurtlarımızın korunması için verilmesi gerekecek savaşta, özürlülerin savaşmakla sorumlu tutulmayacaklarının bildirildiği âyette pozitif ayrıcalıkları şöylece açıklanmaktadır:

Körün, topalın ve hastanın (Allah yolunda savaşamadıklarından dolayı)bir sorumlulukları yoktur. Ama her kim (fiilen veya kalben)Allah’a ve Elçisi’ne itaat ederse Allah onu içinden ırmaklar akan Cennetlere koyacaktır. Kim de (fiilen veya kalben)yüz çevirirse onu da elem verici bir azaba çarptıracaktır.”[5]


Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.