islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
20°C
Pazartesi Az Bulutlu
22°C
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
22°C

Mazeret üretmek manen tehlikeye atılmaktır 1

Mazeret üretmek manen tehlikeye atılmaktır 1

Her insan hata yapabilir, günah da işleyebilir, mümkündür. Çünkü yüce Rabbimiz bizi yeryüzü hayatımızda denemeye uğratacağı için bizim varlığımıza bütün çirkinlikleri kodladığı gibi tüm güzellikleri de kodlamıştır. Yani güzellikler gibi günahlara da eğilimliyiz. Dolayısıyla mümin günah işleyebilir ama günah işlediğinde hemen Rabbini anar, kul olduğunu ve sorgulanacağını hatırlar da geciktirmeden bağışlanmasını ister. Mazeret üretip de bilerek günahında ısrar etmez.

Demek ki hatasız kul aramak boşunadır. Ben de hata edebilirim. Sizler de hata edebilirsiniz.

Günah İşlenebilir Ama Israr Edilmemelidir

Bilgi yetersizliği, terbiye eksikliği, İslâm karşıtı yasaların baskısı, bir de seküler-laik yaşantı yani Allah ve ahiret hayatı yokmuş gibi özgür yaşama felsefesi…. Bütün bunlar insanları günahlara sürükler, hatalara düşürür. Yaşadığımız toplum, bizleri gerçekten günahlara iten bir toplum. Ülkemizde de yalnızca günahlara açılan bir özgürlük anlayışı var. Faiz meşru, vücudu teşhir meşru, zina meşru, lezbiyenlik meşru, çıkarlarımız için değişik ekonomik entrikalar meşru, amaca ulaşmak için gayrı meşrular meşru. Böylesi bir toplum hayatı içinde İslâmî çizgide kalmak  elbette zordur.

Mazeret Üretmek Tehlikeye Atılmaktır

Yaşadığımız toplumda bizi bekleyen en büyük tehlike günahlarımız için mazeret üretmektir. Bu öylesine büyük bir tehlikedir ki, Allah korusun, giderek insanı günahlara batırır, çok yönlü bunalımlara iter ve ebedi hayatı mahveder, Cehennemliklerden kılar. Bu sebeple bildiğiniz konuları gündemimize taşıyarak mevzuumuza açıklık getirmeye çalışalım. Toplumumuzda sık sık şöylece konuşulduğuna tanık oluyoruz.

a. “Önemli olan kalp temizliğidir, sen oraya bak.”

Hatırlıyorum, zinayı konu alan bir tv programında zinayı ahlâksızlık olarak nitelendirdiğim için konuşmacılar ayaklandılar. “Ahlaksızlık farklı bir şeydir kalbe bakmak gerek.” dediler

Bir insan hatalar içine düştüğü, günahlar işlediği zaman kalp temizliğini muhafaza edemez.

Kalple, vücudumuzda yer alan ve kan dolaşımını düzenleyen organı kastetmiyoruz. Bu organın temsil ettiği manevi organı algılatmaya çalışıyoruz. Kalp tertemiz bir varlıktır. İslâm’dan sapma batıl bir yol olan Hristiyanlıktaki inancın zıddına, her insan tertemiz doğar. Ergenlik çağına kadar da günahsızdır. Yani kalp tertemizdir.

Kalp Günahlarla Lekelenir
Kişi bir günah işlediği zaman, mesela namaz kılmadığı, yalan söylediği, sözünü yerine getirmediği, annesine babasına karşı saygısız bir dil kullandığı, işine zamanında gitmediği zaman günah işlemiş olur.

Her günah da kalpte bir siyah leke/nokta oluşturur. Peygamberimiz bu gerçeği şöylece açıklar:

“ Kişi bir günah işlediği zaman kalbinde siyah bir leke oluşur, bir günah daha işlediği zaman bir leke daha oluşur. Üçüncü bir günah işlediği zaman bir leke daha oluşur. Günahlar çoğaldıkça siyah lekeler/noktalar çoğalır ve bu siyah noktalar gelir bütün kalbi kuşatır. Kalp simsiyah olur, pas bağlar, artık bu adam erdemlere kapalıdır.”

Kalp simsiyah olunca hangi öğüdü verirsen ver, hangi uyarıyı yaparsan yap, hangi yasayı gösterirsen göster, kalp artık kapalıdır.

Ama kişi hatalarına mazeret üretmez de tövbe ederse, “Allah’ım! Ben senin emirlerini ve yasaklarını çiğneyerek hata ettim, insanlara da zarar verdim,” derse veya yaptığı somut hatayı açıkça dile getirir de mesela  “Ya Rabbi! Ben anneme karşı nasıl böyle bir saygısızca laf edebildim, nasıl babamın gönlünü kırdım. Ya Rab! beni bağışla” der de duasının ardından gider anne babasından helâllik alır, onlara karşı tavırlarını güzelleştirirse, kalbindeki o günahla ilgili siyah nokta silinir, beyazlık avdet eder.

Şartlarına uygun övbe edildikçe bütün siyah noktalar tek tek silinir. Kalp cilalanır, tekrar alıcı gücüne ulaşır.

Hem günahlara batıp da hem kalp temizliğinden bahsetmek tek kelimeyle ahmaklıktır.

Yönetim Merkezi Kalptir

İnsanın yönetim merkezi beyin değil kalptir. Kur’an’ın “Onların kalpleri var fakat anlamazlar, idrak etmezler, kavramazlar,” diyerek anlamayı, kavramayı, duymayı kendisine bağladığı kalptir. Onun için Peygamberimiz; “Allah sizin görüntülerinize/suretlerinize bakmaz, Allah sizin kalplerinize bakar,” buyurur ve “Kalb, iyi olduğu zaman, insanın da iyi olacağını” açıklar. Yani bütün organlar iyiliklere açılır.

Hulasa günahlardan korunmayan veya günahlarından tövbe etmeyen kişilerin mazeret üretmekle kalpleri temiz olamaz. Bu benim için de böyledir, sizin için de böyledir, onların için de böyledir. Bu sebeple yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de Necm suresinin 32. ayetinde; “Nefislerinizi temize çıkarmayın,” buyurur. Yani ben şöyle temizim, böyle falanım diye kendinizi Rabbiniz katında arındırmaya kalkmayın. Niye? Kimin kalbi temizdir, kimin değildir, Yaradan onu bilir. Yaradan’a biz mi kalbimizin eğri veya doğru olduğunu bildireceğiz?

Bir mazeretimiz de şöyledir:

Devam Edecek

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.