Mirat Haber’den: ırkçılar bizden değildir

İslamiyet kesinkes ırkçılığı, ırkçı yaklaşımı ve ırka dayalı söylemi reddeder. Kuran-ı Kerim insanlar arasında ırka dayalı değil Allah inancı ve takvaya dayalı bir üstünlük olduğunu bize bildirmektedir. Peygamberimiz son büyük hitabeti ve ilk İnsan Hakları Beyannamesi olan Veda Hutbesi’nde en başta gelen iki temel konu faize dayalı ekonomi ve ırkçılığa dayalı dünya düzeni, her ikisinin de sona erdirilmesiydi. Müslümanın kafasında ırka dayalı insan ayırımı olamaz.

Başakşehir Paris Saint Germain futbol müsabakasındaki ırkçı söylem kullanan Rumen hakemin davranışıın kınanması ve takımların sahayı terk etmesi, birbiriyle sorunlu iki ülke olan Türkiye ve Fransa’nın iki şampiyon kulübünün ortak karar alarak Irkçılığa karşı yekvücut olması, fıtrata dayalı bir insanlık yakınlaşması olarak çok doğru ve yerinde olmuştur. Mirat Haber olarak bu ortak tavrı destekliyoruz. Ademoğullarıyız ve din farkı, kültür farkı, uygarlık farkı, siyaset farkı da olsa asgari müştereklerde bir araya gelmemiz hem aklidir hem de Kuran-ı Kerim’in bize bir emridir.

Irkçılık İslamiyette yoktur. Hatta ırka ya da kavme dayalı üstünlük İslamiyet ile birlikte yeryüzünde ortadan kalmaya başlamıştır. Daha önceki devletler, imparatorluklar, bir ailenini kabilenin, kavmin, kentin bir diğerlerine üstünlüğüne dayalıyken bu durum, İslamiyet ile birlikte sadece ideolojik, zihinsel hale gelmiştir. İslamiyette asiller tabakası yoktur, asalet Allah’a içtenlikle bağlılıkla gelmektedir.

Irkçılık İslamiyet’i kuşatma hareketi olarak bakabileceğimiz Batı’nın coğrafi fütuhatıyla yeniden hortlamış ve bu kez çok daha kuvvetle geri dönmüştür. Batı 17. Yüzyılla birlikte Irkçı düşünceyi bilinçli olarak yeniden ortaya koymayı seçmiştir, çünkü köle imparatorluklarında gerek yerli gerekse Afrika’dan zorla getirdikleri kölelere dayalı bir sosyal sistem için ırkçılığa gerek vardı. Alt ırk üst ırk kavramı sayesinde yönetebilmeleri mümkündü. Bu sonra 19. Yüzyılda bir adım daha ileri gitti ve Darwin’in İnsanın Yükselişi adlı kitabı ve bunun ardından yapılan iletişim ve yazışmalarla en üst noktasına geldi. Irklar, Maymun ile İngiliz arasındaki tam evrimleşmemiş geçiş formlarıydı. Türkler bunda örnek olarak verilmekteydi. Darwinizmin bu ırkçı düşüncesi onun Evrim Teorisine sıkı sıkısıya bağlı Marksizm-Leninizm, Faşizm ve Nazi ideolojisinde kemikleşti. Hala Avrupa bunun derin etkisi altındadır.

İslam tarihinde maalesef köleliğin kaldırılması bir türlü gerçekleşmemesine rağmen Kuran-ı Kerim kölelik sisteminin kalkmasını istemektedir. Bunu bir günahlardan kefaret yöntemi olarak sunmaktadır. Köle varsa her durumda onların serbest bırakılması istenmektedir. Yavaş işleyen süreçler sonucu köleliğin kısmen hala devamı,  yazık ki bazı İslam din adamları köleliği adeta İslamiyet’in izin verdiği zihniyetiyle normalleştirmekteler, bu da İslamiyet’in hem ruhuna hem de emirlerine uymamaktadır. Irkçılık ve kölelik günümüzde iki çok yanlış ve insanlık dışı eylemlerdir. Bunların diğer bütün sektörlerde, spor ve gösteri dünyasından da tam ayıklanması gerekmektedir.