Ege ili İzmir’in Menemen ilçesinde İzmir’e seyahat etmekte olan başörtülü bir kadına yönelik nefret suçu ve fiziksel darp Türkiye’yi pek çok yönden dehşet içinde bırakmıştır.
Öncelikle saldırının bir provokasyon olmaksızın durup dururken güpegündüz insanların önünde aşırı laik bir adam tarafından başlatılması, bu sapkın zihniyetin bitmediğinin ve hala laik kesimlerde ortaya çıkabileceğini, şiddete dökülmesi beklenecek biçimde aramızda olduğunu göstermektedir.
İkinci şok, bu saldırının kadına karşı şiddet diye yeri göğü inleten CHP ve diğer laiklik ve Atatürk tüccarı partilerde saldırının doğal karşılaması, başka durumlarda mikrofonu bırakmayanların bununla ilgili bu konudan bahsetmemesi, bunu en sert sözlerle kınamamasıdır.
Menemen genelde laik çevrelerce bundan bir asır önce olduğu iddia edilen Kubilay vakasıyla anılır. Ancak dindarlığıyla ve taassubuyla meşhur olduğundan bahsedilen Menemen’de uygulanan politikaların sonucunda geçen yüz yılda Menemen’de sıradan bir kişinin bir kadına tekme tokat saldırabilecek hem de bunu örtünmesi dolayısıyla yapacak duruma gelmiş olması, dahası bu vahşi tavrının çevredekiler tarafından paylaşıldığında inanmasıdır.
Bir kesim uzay teknolojileri, akıllı savaş doktrinleri, ileri hava savunma sitemleri peşinde giderken diğer kesimin hala kaba laik saldırganlıkla avunması, sloganlar heykeller eylemlerle yaşaması, Türkiye’de ciddi bir değişimin zaruretini göstermektedir. Bu nedenle Menemen başörtüsü saldırısı üzerinde durulması gereken bir olgudur.