islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5825
EURO
34,7736
ALTIN
2.509,60
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
14°C
İstanbul
14°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
22°C

NASIL BİR SOSYAL MEDYA?

NASIL BİR SOSYAL MEDYA?

İnsan tabiatı itibariyle medeni bir varlıktır. Tek başına değil bir toplum içinde yaşamaya uygun bir fıtratta yaratılmıştır. Bunun bir neticesi olarak diğer insanlarla başta bilgi olmak üzere birçok şeyi paylaşmak ister.

Zamanımız belki de bu paylaşım isteğinin en yoğun ve geniş ağlarla yaşandığı müstesna bir asırdır. Radyo, televizyon ve internetle ilerleyen süreçte varlığından haberdar dahi olamayacağımız insanlarla iletişim kuruyor, yaşam tarzlarından haberdar oluyor, oldukça sıra dışı düşünce biçimleriyle karşılaşıyoruz. Bugün bu bilgi ve tecrübe alışverişini en çok sosyal medyada gözlemliyoruz. Bunun kendini geliştirmeye oldukça istekli olan biz insanlar için Cenab-ı Hakk’ın büyük bir nimeti olduğu aşikâr. Ancak bize verilen her nimette olduğu gibi bunda da lütfedilen bu imkânları doğru şekilde kullanmayı ve O’nun koyduğu sınırların dışına çıkmamayı esas düstur bilmemiz gerekir. Tabii ki buna bize emanet olarak verilen zihnimizi ve psikolojimizi korumak da dâhildir. Peki, sosyal medyanın kötü etkilerinden nasıl korunabiliriz?

Sosyal medya kısa haber ve içeriklerin devamlı akış halinde bize sunulduğu bir mecradır. Bunun en bariz tehlikesi ise şüphesiz dikkat dağınıklığıdır. Farklı konularda içeriklere kısa süre bakıp bir diğerine geçmek ve bunu uzun süre devam ettirmek zihnin tek bir şeye odaklanma yetisini köreltebilir. Nitekim sosyal medyada uzun vakit geçirenlerin konsantrasyon problemi yaşamasının sebebi de bu olsa gerektir.

Ayrıca sosyal medyada insanın duygularını suiistimal eden birçok içeriğe maruz kalmaktayız. Bu içerikler durumları ajite ederek merhamet duygumuzu sömürmekte, öfke dolu paylaşımlarla bizi olayları akl-ı selim yerine hiddetle değerlendirmeye sürüklemekteler. Sanal bir gerçekliği olan ve elimizden çoğunlukla pek de bir şey gelmeyen birçok paylaşıma karşı kullandığımız bu duyguları gerçek hayatta insanlarla ve durumlarla bizzat bağlantı kurarak ve fikirlerine itimat ettiğimiz insanlarla istişare ederek yaşamamız gerekirken sanal medyada kullanarak bir nevi köreltiyoruz aslında. Bu durumun en vahim sonucu da içinde yaşadığımız gerçek dünyaya duyarsızlaşmak oluyor belki de. Evsiz bir teyzenin videosuna on saniye bakıp kısa bir üzüntü yaşayıp bir sonraki paylaşıma geçiyoruz ama komşumuzun bir ihtiyacı olup olmadığını sormak aklımıza bile gelmiyor. Burada “sosyal” diye nitelendirilen medyanın bizi sosyalleşmek yerine yalnızlaştırdığı da ironik bir gerçek olsa gerek.

Söz konusu tehlikeler film, dizi, müzik gibi görsel ve işitsel medya ürünlerinde de mevcut tabii ki, ancak sosyal medya birçok içeriğin aynı anda boca edildiği bir mecra olması itibariyle durumu daha da vahim hale getirebiliyor. Bu sebeple sosyal medyaya ayırdığımız vakte ve ne tarz içerikler görmeyi tercih ettiğimize dikkat etmek oldukça önemli.

Unutmamalıyız ki bize sunulan nimetler de bir imtihandır ve bunlardan hesaba çekileceğimiz gün her an yaklaşmakta…

Rümeysa Gündüz

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.