islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5187
EURO
34,9172
ALTIN
2.436,32
BIST
9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
17°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

ÖSTEROJEN

ÖSTEROJEN

Kadınlarda büyük oranda erkeklerde daha az miktarda bulunan dişilik hormonlarının genel adıdır östrojen. Bugün kadına dişilik ve kadına özgü seks karakterleri kazandıran hormondan bahsedelim.

Kadınların hormonal sistemleri erkeklere göre daha karmaşıktır. Çünkü hamilelik döneminde bebeği besleyen progesteron, süt salınımını sağlayan prolaktin hormonu da kadınların hayatını derinden etkileyen ana hormonlar arasında yer alır. Kadınlarda yumurta çatlama döneminde salgılanan ve cinsel isteği arttıran erkeklik hormonu testesteron da az miktarda mevcuttur.

Hormonal sistemin dengeli çalışması hem üreme sağlığı hem metabolik sistem hem de cinsel yaşamı sağlıklı kılar.

Son yıllarda doğurganlık yaşının ileri yaşlara kayması, gebelik sayısının düşmesi, emzirme oranlarımızdaki düşüşler ve fitoöstrojenlerin de gıdalar yolu ile aşırı alınması kadınlarımızın 35-40 yaşlarından sonra rahim kalınlaşması, meme ve yumurtalık kistleri ile karşılaşma yanında libido artışı ve orgazm beklentisinde de artışlara yol açabiliyor.

Kadınlardaki libido artışı tek eşli karıkoca hayatında beklentilerin karşılanmaması halinde ciddi problemleri de beraberinde getiriyor. Erkeklerde giderek artan cinsel soğukluk ve sertleşme sorunlarına karşılık kadınlarımızın bir bölümünde artan cinsel istek ve beklentiler çiftler arasındaki uyumu bozabilmektedir.

Erkeklerin üreme ve cinsel sağlığının gerilemesi ile beraber karıkoca arasında yaşanan cinsel sorunlar daha da fazla artacağa benziyor.

Eskiden doğurganlık fazla iken yani kadın bedeni üzerinde bebeği besleyen progesteron ve anne sütü salınımını sağlayan prolaktin hâkimiyeti belli aralıklarla yaşanırken var olan annelik duygu yoğunluğu ile kadınlarımızın cinsel arzuları daha az olabilirdi.

Östrojen fazlalığı, doğurganlığın azalması rahim iç duvarında hiperplazi geliştirme riskini artırır. Mutlaka düzensiz vajinal kanama problemi yaşayan kadınlarımızın rahminden küretaj yolu ile parça alıp patolojiye göndeririz. Kadın genital kanserlerinin takibi salgın döneminde aksaklıklar göstermektedir. Bağışıklık sistemi güçlü olan kadınlarımız salgını atlatabilir lakin kanser olmak çok zor süreçleri de beraberinde getirir. Geç başvuran kadınlarımız için ameliyat olmak yetmeyebilir, ek olarak kemoterapi,  radyoterapi almak ve ileri evrelerde ameliyat şansının da kalmaması demektir.

Düzensiz vajinal kanaması olan kadınlarımız mutlaka jinekolog ile görüşmeli, muayene olmalı ve parça alınmasından da asla korkmamalıdırlar. Erken teşhis her zaman tedaviyi kolaylaştırır hayatı düzene sokar.

Hormonal sistemi bozan duygusal travmalar, evlenmemek, doğurmamak, emzirmemek, kimyasal atıklar, fitoöstrojen alımları kadın cinsel sağlığını, yaşam kalitesini bozmaktadır.

Östrojen biz kadınların yaşam enerjisi, sevinç ve mutluluğudur. Kadına özgü davranış ve hislerin de ana etkili maddesidir.

Kız çocukları ve kadınlarımız üzerindeki “şöyle otur, böyle bak, sakın gülme hatta hiç tebessüm bile etme, takı asla takma, renkli giyinme, neşeli olma, süslenme” şeklindeki baskılar östrojeni tırpanlamak demektir. Kadın ve östrojen bir bütündür.

Kadın kadındır işte.

Allahüteala’nın yarattığı en nadide, en güzel en çekici varlık, nimet… Sevgisi herkese şifa, her derde devadır. Lakin şimdi o depresif, o mutsuz, ilaçlara bağımlı ve düşük enerji ile yaşayan, üretemeyen bir nesneye dönüşmüş, dönüştürülmüş. İşte bu hatamızdan geriye dönelim ve kadını tüm dişiliği, anneliği, kalbi ve ruhu ile sevip, sayalım ve sahip çıkalım.

Erkekler kendi bakış açılarını ve kendi nefis kontrollerini sorgulamak yerine kadınların tümünü dahi hapsetmiş olsalar yine de bu yasaklar erkek libidosunun kontrolünü sağlamaya yetmez. Tersine gizem cinsel heyecan ve tutkuyu daha da arttıracaktır.

Bu ayrı bir yazı hatta kitap konusudur.

Neden erkekler cinsel anlamda duyarsızlaşıyor? İşte bu konu ayrıca ele alınmayı hak ediyor.

Biz kadınlar östrojenimizle yaratıldık ve onunla çok mutluyuz. Zorla östrojeni susturmak kadına ve erkeğe fayda sağlamaz. Nasıl ki erkekler kasları ile heybetleri ve sakin ses tonları ile testesteron varlığı ile erkek olabiliyorlarsa kadınlarda heyecanları, duyguları, nazları ve yumuşaklıkları ile östrojen yansıması ile mutlu kadınlardır.

Kadın da erkek de birbiri için cinsel çekiciliğe sahiptir. Bu çekiciliği yok saymak yerine inanç ve etik kurallar çerçevesinde yaşamayı öğrenmeliyiz.

Hepimiz sevgi dolu, mutlu, sıhhatli yaşayalım İnşaallah.

Op. Dr. Ünzile GİRİŞGİN

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.