islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5151
EURO
34,7963
ALTIN
2.423,76
BIST
9.754,08
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Az Bulutlu
19°C

Özgür cinsel hayat islâmsızlığın sonucudur

Özgür cinsel hayat islâmsızlığın sonucudur

Cemiyetimizin bazı kesimlerinde aile hayatı hafife alınmakta ve özgür cinsel hayat eğilimi giderek artmaktadır. Bu durumu nasıl açıklarsınız?

Allah’a hamd ve Resulü Hz. Muhammed’e salat ve selâmdan sonra…

Tesbitinize katılıyorum. Cemiyetimizin farz-ı ayın bilgileri vermekten uzak eğitim sisteminin, basının ve özellikle televizyon yayınlarının mutlak tesiri altında bulunan gençlik ve orta yaş kesiminde aile hayatım hafife almak ve serbest cinsel hayata rağbet etmek eğilimi müşahede edilmektedir.

Ben bunu tabii bir tezahür olarak görüyorum. Şartlar aynı kaldığı sürece bir başka türlü olması da mümkün değildir. Bu sebeple meseleyi doğrudan aile ve cinsel hayat bazında değil de olumsuz eğilimleri ve tercihleri oluşturan inanç ve amel sistemi bazında ele almak | gerektiğine inanıyorum.

Bilindiği üzere hangi ırktan olursa olsun ve hangi asırda ve coğrafi bölgede yaşamış bulunursa bulunsun insan aynı insandır. Fıtri özellikleri aynıdır.

Bunun içindir ki, İslâm, insanları, farklılıklarım belirleyen inançları ve bu inançların yönlendirdiği hayat tarzları yönünden değerlendirmekte ve onları mü’minler, kâfirler ve münafıklar şeklinde gruplara ayırmaktadır.

Ne zaman ve nerede yaşamış olursa olsun İslâmî kültüre bağlı insanların yaşayışı temelde aynı olduğu gibi, bu mukaddes kültüre bağlı olmayanların yaşayışları da esasta birdir.

Fıtri özellikleri sebebiyle bütün insanların az güç ve mesai sarfederek çok nimet elde etmek ve cinsellik dahil ileri derecede tatmin bulmak istedikleri hakikatini hatırlatarak herhangi bir insanı ele alalım.

Eğer bu insan, meleklerin ihtiram secdesine vardırıldığı, göklerdeki ve yerdeki varlıkların hizmetine sunulduğu, ibadetle mükellef, ebediyet takdir olunmuş, mükâfat ve cezaya muhatap sorumlu bir varlık olduğunun inancı ve şuurunda olan bir Müslümansa; giderek artan tabii arzu ve ihtiyaçlarını evlilik yoluyla karşılama kararını alacaktır. Cinsel vasıflı haramlardan korunmak için, aile hayatı kurup hayırlı evlat yetiştirmek ve böylece kâmil bir insan olarak ahirete yatırım olacak sevaplar kazanabilmek için evlenmeye çalışacaktır. Aksine bir yöneliş Müslüman için imana zıttır. İstikrarsızlık ve bunalım sebebidir; Cehennem’e kaymadır.

Sözü edilen kişi, eğer kulluğun yürürlükteki yönlendirici düzeni olan İslâm’a itikaden veya fiilen bağlı değilse onu, yığınla hukukî ve ahlâkî sorumlulukları beraberinde getiren aile hayatına yöneltecek, meşru eşi ile yetinmeye razı kılacak ve yetiştirilmeleri yıllar alacak çocuk külfetine katlandıracak hiç bir itikadı ve hukukî müeyyideden söz edilemez.

Pek tabiidir ki bu insan, kendisini yükümlülüklerden azade ve bağımsız görecek ve gücü ölçüsünde değişik ve nefse hoş gelen tatmin yollan arayacaktır. Bu uğurda her türlü uğraşıyı da verecektir.

Bu insanın yaşadığı sosyal çevrede aynı inançsızlığı ve ilkesizliği paylaşan insanlar varsa, gayr-i meşru kurumlar kurulup meşrulaştırılarak propaganda edilebiliyorsa ve serbest hayat tarzı basın ve televizyon aracılığıyla medeniliğin göstergesi olarak sunulabiliyorsa ar tık özgürce diğer bir ifadeyle «hayvanca yaşantı» için ortam hazır demektir..

Sonuç olarak diyebileceğimiz şudur:

İslâmsız, fertler ve topluluklar sözü edilen haram hayat tarzına açıktır ve bu hayat tarzının, onlar arasında giderek gelişmesi de tabiidir.

Bu noktada ahlâkî kural tanımayan «aile dışı özgür yaşantının» İslâmsız olan her toplumda aynı seyir çizgisini takip etmediği gerçeği hatırlatılabilir. Ancak bu vakıa da umumi vasıflı tesbitimize aykırı düşmez. Çünkü bazı toplumlarda muharref semavî dinlerin ve şuura dayalı olmayan İslâmî geleneklerin kısmi etkisi devam etmekte ve bazı toplumlarda da kitle iletişim araçları aynı olumsuz etki gücüne sahip bulunmamaktadır.

Teşhisimiz belli olduğuna göre tedavi yolu da belli demektir. O da sözü geçen modern ve piç hayat tarzının yaygın olduğu insanlar arasında İslâmî tebliğe ağırlık vermektir.

Dışımızdaki insanların benimseyemeyeceği bu tedavi yolunun doğruluğunu tesbit etmek isteyenler imanlı ve amelli mü’minlerin hayatına bakabilirler. Onların arasında aile hayatını hafife alan ve özgür cinsel hayata özlem duyan bir tek fert bulamayacaklardır.
—————————–

Bu söyleşi Vahdet gazetesinde yayınlanmıştır.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.