Peygamberimiz (sav) İle Rızık Ve Zenginlik Üzerine Bir Söyleşi (1)

Değerli okuyucularım;

Bazen ilmî konularda yalnız başıma kaldığımda, sorularıma cevap bulamadığımda üzerinde mütalaa edebileceğim alanında uzman samimî bir dost ararım.Her nasıl oldu ise bugün içimden ‘Allah’tan ve onun Resulünden daha iyi bilen mi olur?’ diyerek, zihnî dünyamda manevî bir yolculuk yaparak, Allah’ın Resulü, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa(sav) ile “Rızık ve Zenginlik” hakkında bir söyleşi yaptım. Sohbet havasında geçen mülakatımızın içeriğini merak ettiğinizi düşünerek, sizlerle de paylaşmayı uygun gördüm. İşte, Peygamberimiz (sav) ile yaptığım röportaj:

Ben:Ya Resulullah; Selamünaleyküm; ben geldim; Müsaade ederseniz bugün “Rızk ve Zenginlik” üzerine sizlere bazı sorular yöneltmek isterim.

Resulullah:Aleykümselam ve rahmetullah, ya Ali. Ne gibi soruların var? Buyur bakalım.

Ben:Ya Resulullah; Biz ahir zaman Müslümanlarız. Şehir hayatında çok giderlerimiz oluyor. Sürekli olarak gelir elde etmemiz ve olası artı harcamalarımız için mümkün olduğunca tasarruf etmemiz gerekiyor. Buna ne dersiniz?

Resulullah: Ya Ali; “Ahir zamanda insanlara para pul gerekecek. Tâ ki, onunla din ve dünyalarını ayakta tutabilsinler.”[1]

Ben:Öyle ise zaruri hâller için mal biriktirmemizde bir sakınca yoktur değil mi Ya Resulullah?

Resulullah: Ya Ali; “Salih bir adam için temiz yani helal mal ne kadar güzeldir.”[2] biliyor musun. Yeter ki o salih kişi, malın zekâtını versin. Böylece “mallarınızı zekât ile muhafaza de etmiş olursunuz.”[3]

Ben: Anladım. Allah, rızkı herkese veriyor ama insanlar, Allah’ın rızkından farklı miktar ve oranlarda nasiplenebiliyor. Bunun hikmeti nedir?

Resulullah: Allah, bu konuda Kuran’da şöyle buyurmaktadır: “Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur. Dilediğine rızkı bol verir ve (dilediğine) kısar. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilendir.”[4]

Ben: Ama Allah, rızkı niye göre kısar, niye göre artırır? Bunu anlayamadım.

Resulullah: Mesela “Kişi, günahı sebebiyle rızıktan mahrum olur.”[5]

Ben:Ya Resulullah; faizle iş yapmak gibi haksız kazançlar da rızkı azaltır mı?

Resulullah:Tabiî ki de. Çünkü “Allah, faizi tüketir (faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir. Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez.”[6]

Ben:Ya Resulullah; Bir insan zor durumda olduğunda mı yine helal rızık peşinde koşmalı?

Resulullah:Bir Müslüman, zor şartlar altında da olsa asla harama tenezzül etmemelidir. Zor da olsa, zahmetli de olsa helal yoldan para kazanmaya devam etmelidir. Çünkü “Allah, helal kazanç yolunda kulunu yorgun görmeyi sever.”[7] Üstelik “temiz ve helal yiyecek yerse, yiyecekleri dini ve rızkı da arttırır.”[8]

Ben:Ya Resulullah. Helal yoldan zengin olabilmek için önerdiğiniz bir sure var mıdır?

Resulullah:Var. “Kim her gece Vâkıa sûresini okursa, ömründe fakirlik sıkıntısı çekmez.”[9]

Ben: Vay canına. Bunu ben bilmiyordum.

Resulullah: Ya Ali;“Vakıa Suresi, zenginliksuresidir. Onu okuyunuz ve o sureyi kadınlarınıza ve çocuklarınıza da öğretiniz.”[10]

Ben: Ya Resulullah. Kuran’da bizi maddî ve manevî yönden zengin kılacak başka bir sure daha var mıdır?

Resulullah: Vardır. “Bakara Suresi’nin okuyunuz, zira onu okumak berekettir, terk edilmesi ise mahrumiyete (yoksulluğa) sebeptir. O’na sihirbazlar da güç yetiremez.“[11] Onun için “Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz. Şüphesiz şeytan, Bakara suresinin okunduğu evden kaçar.”[12]

Ben: Peki, Allah’tan bol bol rızık istememizi nasıl karşılarsınız Ya Resulullah?

Resulullah: Zenginliğin hayırlara vesile olması şartıyla Allah’tan bereketli rızık talep etmenin hiçbir sakıncası yoktur. Hatta “Allah-u Teala Hazretleri’nin fazlından isteyiniz. Zira Allah, kendisinden istenmesini sever. İbadetin en efdali de (dua edip) kurtuluşu beklemektir.”[13]

Ben:Yani Allah’tan fazla fazla mı isteyelim? Doğru mu anladım.

Resulullah: Evet. “Biriniz Allah’tan dilekte bulunduğunda bolca istesin. Çünkü (başkalarından değil bizzat) Rabbinden istemektedir.”[14]

Ben:Peki. Dualarımız kabul edildiğinde veya kabul edilmediğinde ne yapmamızı emredersiniz Ya Resulullah?

Resulullah:“Biriniz Rabbinden bir şey istediğinde duasının kabul edildiğini hissederse, ‘İhsanıyla güzel nimetleri tamamlayan Allah’a hamd olsun’ desin. Duasının kabulü geciken de ‘Her hâl için Allah’a hamd olsun’ desin.”[15]

Ben:Anladım. Ya Resulullah. Bir soru daha aklıma geldi. Başkalarının duaları suyu hürmetine de bereketimiz artabilir mi?

Resulullah: Güzel bir soru. Evet. Mesela“Sizden biri sefere çıktığında, kardeşlerine veda etsin. Zira Allah-u Teâlâ onların duası sebebiyle o kimse için bereket ihsan eder.”[16]

Ben:Ya Resulullah. Müsaadelerinizle size çok özel bir soru soracağım. İsmi şimdi aklıma gelmeyen bir sahabi, sizin şöyle bir dua ettiğinizi rivayet ediyor: “Allah’ım! Günahlarımı bağışla. Benim rızkımı çoğalt. Bana rızık olarak verdiğin nimetleri benim için bereketlendir.” Siz, gerçekten böyle mi dua ettiniz?

Resulullah: Ya Ali; “Bu üç cümlelik duanın, (içine girmeyen) bir şey bıraktığını görebiliyor musun?”[17]

Ben:Ya Resulullah. Bunu biraz açabilir misiniz?

Resulullah: “Hayatınızın her anında hayır (rızık) elde etmeye çalışın. Ve Allah’ın rahmet esintilerine yönelin. Çünkü Allah’ın rahmet esintileri vardır. Onları dilediği kullarına isabet ettirir. Allah’tan kusurlarınızı örtmesini ve sizi korkularınızdan emin kılmasını isteyin.”[18]

Ben:Ya Resulullah. O halde bizler senin Sünnetine uygun olarak başka hangi dualar etmeliyiz?

Resulullah: Ben Rabbime hep şöyle dualarda bulundum. Sizler de bu duaları okuyabilirsiniz. “Allah’ım! Senden hidayeti, takvayı, tok gözlülüğü ve zenginliği istiyorum.”[19] “Allah’ım! Her (maddî) zorluğa kolaylaştırmakla bana lütufta bulun. Şüphesiz her güçlüğü kolaylaştırmak Sana kolay gelir. Senden kolaylık, dünyada ve ahirette afiyet (refah) diliyorum.”[20] “Allah’ım! Senden fazl (fazlalık, lütuf, ihsan, iyilik) ve rahmetini diliyorum. Şüphesiz bunlar sadece Senin elindedir.”[21]

Ben:Ya Resulullah. Bu bağlamda en son olarak bana ve ümmetine ne tavsiyede bulunursunuz?

Resulullah:“Allah, birinizin gelir kaynağını bir yöne bağlamışsa, o yolla geçimini temin etmekte zorlanmadıkça o rızık kapısını terk etmesin.”[22] Ve “Hiçbiriniz, Allah’tan lütuf beklentisi içinde olmaksızın ölmesin.”[23]

Ben:Ya Resulullah; İnşallah bu tavsiyelerinize uyabiliriz.

Resulullah:İnşallah.

—
[1] Câmi’üs-Sâğir; C. 1; Nr. 452: 236.
[2] Müsned; 4: 202.
[3] Ebû Davud.
[4] Kuran; Şura (42): 12.
[5] İbn Mace; Mukaddime; 10.
[6] Kuran; Baraka (2): 276.
[7] Câmiü’s-Sâğîr; C. 2: Nr. 1.077: 505.
[8] Câmiü’s-Sağîr; C. 3; Nr. 2583: 1157.
[9] İbni Esir; Üsdü’l-Gàbe; 3177; Sahabe. İbni Kesir Tefsiri, 4/281; Nefefi Tefsir, 4/222
[10] Fethu’l-Kadir, 5/146; Tıbyan Tefsiri, Vakı’a Suresi.
[11] Müslim; Müsafirin: 252.
[12] Müslim; Müsafirin: 212. TırmızÎ; Fezailu’l-Kuran: 2.
[13] Kutub’u Sitte: 1758.
[14] Câmi’üs-Sağir; C. 1; Nr. 307: 171.
[15] Câmi’üs-Sâğir; C. 1; Nr. 373: 201.
[16] Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi; C.1: 43.
[17] Tırmızi: 3496.
[18] Camiü’s-Sâğir; C. 1; Nr. 638: 310.
[19] Camiü’s-Sâğir; C. 1; Nr. 889: 414.
[20] Câmi’üs-Sâğir; C. 1; Nr. 897: 417.
[21] Câmi’üs-Sâğir; C. 1; Nr. 902: 418.
[22] Câmi’üs-Sâğir; C. 1; Nr. 376: 201.
[23] Müslim; Cenne: 19.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi