islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
20°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
22°C

PROF. DR. İSRAFİL BALCI’YA REDDİYE

PROF. DR. İSRAFİL BALCI’YA REDDİYE
5 Ağustos 2022 12:12
A+
A-

Yazar Cahit Karaalp’in kaleme aldığı “PROF. DR. İSRAFİL BALCI’YA REDDİYE” yazısını siz değerli okuyucularımıza sunuyoruz…

Şöhret afettir… Şöhreti çoğaltma arzusuna dair…
Genelde kişiler üzerine yazmayı sevmem ama daha önce kitaplarını okuyup tavsiye ettiğim bir akademisyenin savrulmasını görünce üzüldüm ve hayal kırıklığımı paylaşmak istedim… Üzülerek belirtmeliyim ki Prof. Dr. İsrafil Balcı’nın attığı twitler artık midemi bulandırıyor…
Takipçileri 100 000 kişiyi geçti diye sevinen Prof. Dr. İsrafil Balcı kendini ilahiyatçı yazar olarak tanıtan ve dini hiçbir şekilde kavramamış, tamamen yalan yanlış söylemler içinde olan, Arapça bilmeden “Türkçe Kur’an” mealini yazan “Echelü’l-Cühela” Cemil Kılıç’a teşekkür üstüne teşekkür ediyor… Balcı, takipçileri çoğaldı ve çoğu Atatürkçü diye Atatürk güzellemesi ve tarikat, cemaat düşmanlığı yapıp duruyor…
Takipçiler mehteri veriyor, balcı coşuyor, yazık… Herkes gider ileri bizim ki bir ileri iki geri… Birinin bu adama kimsenin Atatürk gibi bir derdi kalmadı, siz gündemi çok geriden takip ediyorsunuz, çıkın o takıntılı geçmişten demesi gerekiyor… Balcı iyi bilsin ki Atatürk ile asıl derdi olanlar Atatürkçü geçinen yobazlardır… Onlar Atatürkçü filan da değil kürkçü hepsi… Cumhuriyet döneminde susturulan ezanlar, ahıra dönüştürülen camiler ve 28 Şubat ne dediğimin şahitleridir…

Atatürk kimine göre iyi veya kimine göre kötü olabilir. O ömrü nihayete ermiş, gelmiş geçmiş bir liderdir, kimsenin onu sevmek gibi bir zorunluluğu olmadığı gibi sövme, küfretme gibi bir hakkı da yoktur… Zira Kur’an bizlere “müşriklerin ilahlarına sövmeyi yasaklamıştır.” Eleştiri ile sövmenin arasını ayırmak gerekir… Ülkenin birçok problemi ve konusu varken hala Atatürk üzerinden gündem oluşturmak tek kelime ile hadsizliktir…
Bir akademisyen olduğu halde Balcı tamamen günlük, ideolojik, hadsiz ve basit bir dil kullanmaktadır… Balcı, tarikat ve cemaatlere karşı çıkarak yeni bir tarikata, Atatürkçülük tarikatına girdiğinin farkında bile değil…

Sayın Balcı, bazı fikirlerine katılmasam da piyasaya değil hakikate oynayan, hiçbir çevreye yamanmayan, sözünü belli çevrelere değil hakikat arayışında olanlara söyleyen Prof. Dr. İlhami Güler gibi olmanız çok mu zor? Ya da meslektaşlarınız olan, kitaplık dolusu kitaplar yazan Prof. Dr. Adnan Demircan ve Prof. Dr. Mehmet Azimli gibi olmak çok mu zor? İlle de bir çevreye yamanmak zorunda mısınız?
Sayın Balcı, unutma ki seni kabul eden veya reddeden kitleler değil savunduğun hakikat ortaya koyar… Akademisyen, bir kitleyi karşısına, başka bir kitleyi yanına almak için çalışmaz, hakikat arayışında olanlara hitap eder…

Bir akademisyen verilerle konuşur, delillerle susturur, aklına eseni, diline düşeni hakikatmiş gibi yazmaz… Hele günlük olayları değerlendirirken daha dikkatli olmak gerekir… Balcı, tüm tarikatlara iftira atarak şunları demektedir: “Kendimizi kandırmayalım istisnasız bütün tarikat yapılarının nihai hedefi FETÖ gibi devleti ele geçirmektir… Bu yüzden ısrarla Cumhuriyet ve onun kurucu ilkeleri diyorum.” Balcı tarikatlara iftira atıyor ve olumsuz bir örnekten/Fetöden yola çıkarak tüm tarikatları itham altında tutma hadsizliğinde bulunuyor… Hiçbir delili de yok maalesef..
Balcı hadsizliğine devam ederek şunları söylemektedir: “Tarikat gerçeği öz çocuğunu döver zihnini iğdiş eder kimliksizleştirir boğazını keser tecavüz eder intiharına neden olur cinsel istismarda bulunur ancak gel bunu ailelere anlat. Halinden memnun köleye köleliğin kötülüğünü izah edemezsiniz. Dikkat! Hepsinin sermayesi cahil kesim”

Bu sözleri ifade eden bir zihin sözlerinde adalet tanımayan, ahlak çizgisini aşmış bir zihindir, bu zihnin sahibi tek kelime ile hadsizdir, müfteridir… Bu tarikat karşıtlığı iftira atmanızı mı gerektiriyor? Allah’tan hiç mi korkmuyorsun? Birkaç münferit olay üzerinden genelleme yapmakta neyin nesi? Bu tarikat dediğin oluşumların içinde seni ilmi açıdan katlayan nice akademisyen var… Sözlerini tartarak konuşmanı tavsiye ederim… Bu sözleri yazan ben birçok konuda tarikatları tenkit etmiş biriyim, bu iftiralarından Allah’a sığınırım… “Bir kavme olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin” emri ilahisi senin için de geçerli değil mi sayın Balcı?

Balcı hadsizliğini katlayarak tüm İslami camiaları itham altında tutan şu sözleri söylüyor: “Tarikat, yurt, cemaat, dershane, medrese, dernek gibi din soslu yapıların sarmalı akıl ve zihin dünyamızı karartmaya devam ediyor. Aileler çocuklarını buralara vererek güya dünya ve ahiretlerini kurtarmayı hedefliyor oysa onların iki dünyalarını kararttıklarının farkında değiller.” Balcı iyi ki sen fark etmişsin yoksa yazık olacaktı herkese… Ben neye şaşırıyorum biliyor musun “bir insan nasıl bu kadar hadsiz olabiliyor?” Sayın Balcı düştüğün çukuru göremeyecek kadar körsün, rabbim basiret nasip etsin…

Balcı’nın kırmızıçizgisi Atatürk ve Cumhuriyet”miş… O şöyle ifade ediyor bu çizgisini: “Sadece aydınlık ve barışık yarınlar için Atatürk ve Cumhuriyet kırmızı çizgimizdir” Kırmızı çizgini sevsinler senin, benim de kırmızı çizgim, “hak, hakikat, adalet ve ahlaktır”…
Balcı, Atatürk ile ilgili güzellemeler yaparken şu hadsiz ithamlarda bulunmaktan da geri kalmıyor: “Atatürk ile derdi olan ya hain ya cahil ya yobaz ya nankör ya besleme ya din cahili ya zihni tutsak ya da kökü dışarıdadır.” Bu sözleri sarf eden birine “Hadi oradan hadsiz” diyesim geliyor.” Bu nasıl bir dil, bu nasıl bir cehalet, hiç mi akademik terbiye görmemişsin, yazık…
Balcı’nın iğer güzellemeleri de şöyledir:

“Kim Atatürk’e din karşıtı veya İslam düşmanı derse, sadece cehaletini faş eder. Bir ilahiyatçı olarak söylüyorum İslam’ı ve İslam geleneğini birçok İlahiyatçı akademisyenden çok daha derinlemesine biliyordu. Sadece Nutuk’u okuyun kâfi”
“Dinbaz camia Atatürk’ü din düşmanı olarak sunar İddiayla söylüyorum, dine en büyük zararı tarikatlar vermiştir Atatürk ise dini onların tekelinden kurtardı Kısaca, sadece ülkeyi değil dini de bağımsızlaştırdı Bu millet ona yapılan nankörlüğün bedelini daha çoook ödeyecek”
Bakın Balcı Atatürk’ü neden seviyormuş:

“Ben Atatürk’ü *Ülkeyi sömürgecilerden, *Din’i tarikatlardan ve din sömürücülerinden kurtarması *Padişahlığı ve hilafeti kaldırması *Demokrasi ve laikliğin önünü açması *Aklı ve bilimi rehber edinmesi *Vatansever devlet adamı olması *Feraseti ve askeri dehası nedeniyle seviyorum” Tartışmaya açık birçok başlık var bu sevgi hanesinde… Rabbim her seveni sevdiğiyle haşr etsin…

Balcı, “Nutuk atanların değil nutuk yazanların izindeyiz” diyerek nutuk atmaya devam etmektedir…
Bu yazım adaleti kaybetmiş, terazisi bozulmuş, zihni saldırıya odaklanmış, akademik dünyada tezahürat görmeyince sahaya koşan bilimsellikten uzak bir zihniyete reddiyedir… Âlimler kitlelere yön verir, kitleler tarafından yönlendirilmez… Kitle sahibi olan nice kütleler var ki sözleri hakkın ve adaletin yanında beş para etmez… İlim erbabına düşen tarafsız bölgelerde durmak ve insafı elden bırakmamaktır… Maalesef bu özelliği Balcı da göremedim… Ama o 100 000 kitlesi ile mutlu ve mesut, verin mehteri…

Cahit Karaalp

ETİKETLER: Manşet
Yorumlar
  1. Bahattin Bayrak dedi ki:

    GünümGünümüzde o kadar çok Deccal varki yetişilmyor bari aralarında derecelendirme yapsınlarda birini başkan seçsinler bizde hepsine vekâleten onunla konuşalım