Putin’in Tarihe Geçen Konuşması’nda Cinsiyet ve Aile Vurgusu Ve Ülkemizdeki Durum

Geçtiğimiz gün Putin, kendi entelijansiyası önünde çok önemli bir konuşma yaptı. Bu büyük bir toplantı şeklinde gerçekleştirildi ve bir çok farklı ve önemli sima da buna iştirak etti. Putin’in konuşmasını tamamlarken bütün dinlerin temsilcilerine yani din adamlarına ayrıca teşekkür ettiği görüldü. Putin aileyi yıkmakla suçladığı Batı’ya bir takım eleştirilerde bulundu ve dinleri de bu vesileyle aileye yaptığı katkı ve verdiği önem dolayısıyla bir çok defa referanslarla ve saygıyla andı. Rusya Yüksek Müftüsü Talgat Tacüddin de oradaydı ki kendisi geçmişte Putin’den bizzat ödül de almıştı.

Batı’nın kültürel bir krizde olduğunu ve kendi halkını birçok yönden sömürdüğünü, aileyi yıkmaya çalıştığını ve LGBT gibi şeyleri bütün dünyadaki insanların gözlerine sokmaya çalıştığını ısrarla vurguladı. Rus Devleti, Slavları ve Diğer Milletleri ailenin önemi konusunda uzun yıllardır ikna çabasındaydı ve Rus Halkı da onunla hemfikir durumdaydı. Bu son açıklama bir duruş anlamı taşıyor olması nedeniyle ve bildiri mahiyetinde yapılmış olmasından dolayı muhtemelen tarihe geçecektir. Batı’nın karşısında bir başka modern medeniyet çağrısı  olarak bunu okuyabiliriz zira bir çok yazar da bu söylemi ısrarla dillendirmektedir.

Burada seküler bazı anlayışların eleştirildiği görülmekte ve buna bizzat Modern Rus Devleti Yöneticileri önayak olmaktadır. Ülkemizde LGBT tartışmaları amacından farklı şekilde tartışılıyor. Mağdur olan, çift cinsiyetli kardeşlerimiz üzerinden konu sempatikleştirilmeye çalışılıyor ve fakat devamında eşcinsellik, erkek düşmanlığı ve feminizm vurgularıyla bir kampanyaya dönüşüyor. İşin ilahiyatı ilgilendiren kısmında, hiçbir şekilde nefret tabanlı feminist hareketin kabul göremeyeceği ve eşcinselliğin haram ve büyük günahlardan olduğu görülmektedir. İslam, Batı’da terörizmle eşdeğer kılınmaya çalışılırken, bizim kendi ülkemizde LGBT’yi tenkit etmemiz suç sayılmak istenmektedir ve bu iki olay çok ilginç iki durumu ve zıtlığı bize göstermektedir.

Meselenin evrensel boyutta insani vicdanla ele alınması hepimizin ortak vicdanının geleceği son noktadır. Hünsa ismiyle geçmişte kültürlerde yer bulmuş kardeşlerimizin mağdur olması kabul edilebilir bir şey değil. Allah’ın yarattığı cana, yaradandan ötürü kıymet vermek bizlerin düsturudur. Ancak elbette bazı sapkın fikirli veyahut yetişmemiş insanlar da toplumumuzda mevcuttur ve bunların çirkin tavırlarından esasen toplumun bütün bireyleri bir şekilde zarar görmektedir. Diğer yandan mağdur olan kardeşlerimizin, bir çoğunun ameliyatla bir tercih yapabildiği ve bir cinsiyeti seçebildiği de görülmektedir. Bunlar arasında hayatına istediği (seçtiği) kimlikle devam eden ve topluma uyum sağlayanlar mevcuttur. Ancak bir de erkek ve kadın arasında bir form olarak, kabul edilmesi istenen bir şey var. Kabul edilmesinden de öte bir takım taleplerde bulunan, aşırılık tarafları olanlar var. Uluslararası hukuka saygımız sonsuz, insanlığın mağdur olmaması da müslümanlar olarak ilkemiz ve fakat kimliklerde cinsiyetin kaldırılması, birey kavramının her şeyin önüne geçirilmesi, örneğin anne ve babanın yerine ebeveynlerin bu ara formdan/cinsiyetsizlerden (tabirimiz yanlışsa lütfen düzeltilsin) olması sağlıklı bir toplumu meydana getirebilecek midir? İşte bu meseleler, Modern Rus Devleti tarafından da Batı’ya hatırlatılmıştır. Bir çok reklam ve yapımda, kız kıyafetlerini erkek çocuğa giydiren anlayış eleştirilmiştir. Sağlıklı ebeveynlik binlerce yıllık insanlık birikiminin milyarlarca kez doğrulanmış tecrübesidir. Tam da bu noktada Putin’in açıklamaları önem kazanmaktadır.

İstanbul Sözleşmesi adlı çürük ve temelsiz yasalar zincirinin mağduriyetleri, Anadolu’da açıkça ortaya çıkmıştır. LGBT dışında erkeği küçülten bu yasanın ortaya çıkardığı yüzlerce mağdur haklarını arayamamakta ve fakat anahabere iftiracıların kendi beyanları konu ve malzeme olmaktadır. Benzer şekilde bizce bu sözleşmenin bir devamı olarak, aşırı hakların cinsiyetsiz yaşamak isteyenler için de hazırlandığı görülmektedir.

Hiçbir kimsenin ayrımcılığa uğramaması, hakarete maruz kalmaması adına, açıkçası daha büyük sorunların ortaya çıkmaması adına bir şeyler yapmak hepimize düşer. Bahsettiğimiz olay tarihsel birikime aykırı gözüktüğü gibi toplumsal birlikteliğe zarar verebilecek gibi durmaktadır. Türkiye’nin bütün vatandaşları, aile babası olan, anne olan herkes, toplumumuzda cinsiyet problemi yaşayan mağdur kardeşlerimizi kazanma adına politikalar ve fikirler geliştirmelidir. Bu İslam’ın da emridir. Ancak bize modern ülkelerin dayattığı ve yeni ve tuhaf bir tavır olarak benimsetmeye çalıştığı cinsiyetsizlik, aile medeniyetinin sonlanması için kurgulanmış gibi görünmektedir. Nitekim robotlarla evlilik gibi şeylerin gerçekleşebileceği de söylenmektedir. Benzer şekilde çok uzun zamandır kadın erkek çekişmesi ve düşmanlığı romanlarda ve dizilerde sıkça kurgulanmış ve canlandırılmış, bu sayede aile kurumu itibarsızlaştırılmıştır. Bugün evliliklerin yarısının ilk beş yılında bittiği de resmi verilerde görülmektedir. Tarihin hiçbir döneminde boşanma bu kadar yaygınlaşmamıştır. Bunlar modern medeniyetimizin insanlara ve toplumlara sunduğu kolaylıklar mıdır yoksa veyahut da temelsiz yapılan işlere ve çürük ilişkilere mi delildir?

Meseleyi hepimiz, adil bir şekilde olması gereken yönleriyle tartışmadık. Bu sebeple bu günlerde bir yerlerden dikte edilen bir takım projeler ve planlar bizlere zorla dayatılmaya çalışılıyor. Putin de bunu kendi ülkesi adına eleştiriyor. Maalesef bizim siyasi partilerimiz de oy kapmak uğruna bu tür programları benimsiyor. Psikologların büyük çoğunluğu yani dinlerin dışında modern bilim de eşcinselliği bir sapkınlık olarak görmektedir. Bunu tekrar hatırlatmaktayız.