islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5622
EURO
34,9871
ALTIN
2.430,07
BIST
9.753,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Çok Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

RECEP, BARIŞA KOŞULMASI GEREKEN AYDIR

RECEP, BARIŞA KOŞULMASI GEREKEN AYDIR

Recep, Evrensel Nitelikli Barış Ayıdır

Bismillahirrahmanirrahim

Bütün zamanların ve mekânların yaratıcısı olan yüce Allah’ımıza hamd ederim. Yüce Rabbimizin Kur’an-ı Kerim’de bize açıkladığı dört haram ayı, bir diğer anlatımla barış aylarını bizlere tanıtan sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’e kalbî ihtiramları arzederim.

Halkımızın üç aylar dediği ayların Recep, Şaban ve Ramazan olduğunu biliyoruz.

Üç Aylar ve Haram Aylardan Biri Olarak Recep Ayı

Üç ayların ilki olan Recep ayı   23 Ocak 2023 Pazartesi başladı.  Recep ayı Kur’an-ı Kerim’de bildirilen dört haram, yani barış aylarından biridir. Dört haram ayın Recep, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem olduğu ise Peygamberimiz tarafından açıklanmıştır.

Dört Haram Ay

Recep ayını anlatabilmemiz için size Haram Aylar ile alakalı bilgiler sunmak istiyorum. Bu bilgileri alınca, bu dört haram aydan biri olan Recep ayının da manevî değerini kavramış oluruz.

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de Tevbe sûresinin 36. ayetinde haram ayları ve bu aylardaki barışın evrenselliğini açıklamaktadır. Bu âyette Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

Allah katında, Allah’ın koyduğu yasaya göre, gökler ve yerin yaradılışından bu yana kameri ayların sayısı on ikidir. Bu on iki aydan dördü haram aylardır. Siz bu aylarda (Rabbinizin buyruklarına aykırı giderek) sakın ha nefislerinize zulmetmeye kalkışmayınız…”

Haram Sözcüğünün Anlamı

Kur’an ifadesiyle, dört haram ay…

Haram sözcüğü   saygın /dokunulamaz  anlamındadır. Haram aylar birbirilerimizin canları ve mallarına saygı duymamız gereken aylardır. Temel haklar ve özgürlüklerin çiğnenemeyeceği aylardır.

Hiç şüphe yoktur ki, bütün aylar can ve mal dokunulmazlığına riayet gereken aylardır. Ama bu dört haram ay, içinde saldırılara/düşmanlıklara hiç mi hiç yer verilmemesi, barışın daha bir öncelenmesi, barış şartlarına daha bir uyulması ve barış aktivitelerine daha bir yer verilmesi gereken aylardır.

Haram Aylara İhtiyacımız

Tarihî dönem şartları bir tarafa, yaşadığımız dönemde dahi barış aylarına, bir diğer anlatımla barış dönemlerine, barış süreçlerine ne derece ihtiyaçlı olduğumuz bilinmektedir.

Rabbimizin emri olarak barış ibadettir. Hac gibi evrensel nitelikli ibadetlerin gerçekleştirilmesi için gereklidir. Kişisel, toplumsal ve devletlerarası ilişkilerde  barış istikrardır. Barış güvendir.  Barış atılımdır. Barış yatırımdır. Barış ekonomik kalkınmadır. Dolayısıyla insanlar, toplumlar barış süreçlerine muhtaçtırlar. Rabbimizin arzusu tüm toplumlarda, belirlenen bu dört ayın barış ayı olarak algılanması ve uygulanmasıdır.

Kur’an-ı Kerim’de bu dört haram aya büyük bir önem verilir.

1.) Rabbimiz Maide sûresinin ikinci ayetinde ”Ey İman Edenler! …eş-Şehrü’l-Haram olan dört haram aya saygısızlık yapmayınız.” buyurarak birbirilerimizin canları ve mallarına saldırıda bulunmamamızı emretmektedir.

2.) Rabbimiz Tevbe suresinin 37. âyetinde, “Bu aylarla oynanarak öne alınması veya ertelenmesini (barış süreçlerini akamete uğratma anlamına) kâfirliğe açık günah…” olarak nitelemektedir.

3.) Bakara suresinin 217. âyetinde de Rabbimiz  şöyle buyrulmaktadır;

“…Ey Peygamber, de ki; bu haram aylarda savaşmak büyük günahtır, / Bu günahtan sakınınız.”

  • Bir diğer âyette ise “Kâbe-i Muazzama’yla birlikte bu dört barış ayının insanlığın maddi ve ahlâki kalkınmasına hizmet verecek dönemler” olduğu bildirilmektedir. (Maide 97)

Recep Ayı Barış Duaları ve Aktiviteleri Ayıdır

Recep ayının Kur’an ve Sünnet’te barış ayı olma ayrıcalığı vardır. Recep ayında bize düşen görev; canlara ve mallara daha bir saygıdır. Can ve mal dokunulmazlığı üzerinde daha bir titremedir. Barış süreçlerimize bu ayda daha bir önem atfetmektir. Bu ayı bir taraftan barış dualarıyla geçirmeye çalışırken, diğer taraftan barış aktiviteleri olacak, sempozyumlara, panellere, radyo ve televizyon programlarına daha çok  yer vermektir, böylece bu ayı halkımızın gündemine barış ayı olarak taşımaktır.

İslam dininde barış ilkedir. Savaş, şartları gerektiğinde meşrudur ama savaş geçicidir. Kur’an-ı Kerim’de haklar ve özgürlüklere saygı duyulması, hukuki ve sosyal adalet uygulamalarına önem verilmesi de barışın sağlanabilmesi içindir.

Barış Müslümanların her birinin günlük hayatında bile büyük bir yer tutması gereken eylemdir.

Meselâ, bizim selamımız bir evrensel barış mesajıdır. “es-Selamü aleyküm” veya “Selamun aleyküm” şeklinde verdiğimiz selam, Allah’ın es-Selâm ismini içermektedir. Müminler bir araya geldikleri zaman mutlaka birbirlerine selam vermekle, verilen selamı almakla yükümlüdürler. Selam vermenin anlamı şudur:

Ey mümin kardeşim; es-Selâm olan Rabbimiz seni korusun, güvene erdirsin, barış içinde yaşatsın. Mümin kardeşin olarak sana selam veren ben barış insanıyım. Beni barış insanı olarak gör ve değerlendir.”

Evet, bizim selamımız barıştır. Barış içerikli selamımız duadır, sevgi çığırları açılmasına ve imanımızın pekişmesine vesiledir.

Rabbimizin Barış Emrine İtaat, Ona  İbadettir.

Yüce Rabbimizin Kur’ânî emirleri ve yasaklarının her birine itaat ibadettir  Rabbimizin barış emrini içeren Bakara sûresinin barış emrine itâat etmek de ibadettir:

“ Ey iman edenler! Hepiniz birlikte barışa; barış ve güvenlik sistemi olan İslâm’a girin, Şeytan’ın (çatıştırıcı/savaştırıcı) adımlarını izlemeyin, zira o, (gözle görülmese bile saldığı vesveseleriyle)  sizin için apaçık bir düşmandır.” (Bakara 2/208)

Barış emrini uygulamak ve bu emri uygulamak için muhtaç olduğumuz gücü bize vermesini Rabbimizden dilememiz de ibadettir.

Biz bu gerçeklerden hareketle Recep Ayı ve Reğaib kandilini bir barış atılım hamlesi olarak değerlendiremediğimiz için  kafamıza göre dindarlığa yöneliyoruz. Sonuçta yığınla hurafeler/ bidatler oluşturuyoruz.

Recep Ayı Hurafeleri

Bu hurafelerden birinde, aziz Peygamberimize iftira ile şöyle buyurmuştur:   “Recep ayı çok büyük bir aydır. Kim o aydan bir günü oruçla geçirirse, ona 900 sene oruç tutmuş gibi sevap verilir.”

Bu hadis gibi bir diğer uydurma hadiste ise “1000 senelik sevap verileceği “ açıklanıyor.

Recep ayı orucu ile alakalı  maalesef kitaplarımızda yer alan ve vaazlarda aktarılmakta olan bir uydurma hadis de şöyledir.

Kim Recep ayından 7 gün oruç tutarsa cehennemim yedi kapısına kilit vurulur. Kim sekiz gün oruç tutarsa cennetin 8 kapıları ona açılır.

Ne Kur’an’da, ne de aziz Peygamberimize aidiyeti sabit hadislerde böyle açıklamalar yoktur. Regaib, Miraç ve  Berat gibi gecelere ilişkin şöyle şöyle namaz kılınıp oruç tutulması gereğine ilişkin beyanlar da yoktur. Kur’ân’da olmadığı gibi Aziz Peygamberimizin sahih hadislerinde de yoktur.

Aslında değindiğimiz gecelerin kandiller olarak nitelendirilmesi, Osmanlı döneminde minareler arasında mahyalar kurulmasından sonra başlamıştır.

Bir Dua Dışında Kadir Gecesinde Bile Özel İbadetler Yoktur

Kur’an-ı Kerim’de hakkında özel  bir sûre indirilen Kadir gecesinde bile  kılınması gereken özel bir namaz yoktur. Bize öğütlenen tek görev,  “Allah’ım sen affedicisin, affedersin, beni de affet.” şeklinde duâ etmemizdir.

Reğâib, Mirac,  Berat ve Cuma günü ve  gecelerine has  oruç ve namaz  ibadetlerimiz yoktur, ama onlarda da yapılabilecek öğütlendiğimiz nafile ibadetlerimiz vardır.

Mesela Peygamberimiz haram aylardan biri olan Recep ayında genel olarak oruca teşvik etmiştir. Özel olarak her kameri ayda olduğu gibi Recep ayında da  Pazartesi ve Perşembe günleri  ile 13, 14 ve 15. günleri oruç tutulmasını öğütlemiştir. Dolayısıyla Recep ayında Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutulabildiği gibi 13, 14, 15. Günleri de  tutulabilir.

Özel bir önem verilmek isteniyorsa her gece yapılabilecek ibadetler yanı sıra Reğâb’de Barış  konusuna,  Mirac’da İsra ve Mirac olayının anlatılmasına, Berat’ta ise gece ibadetlerinin  dile getirilmesine  ağırlık verilebilir.

Hurafelere/Bidatlere İhtiyacımız Yoktur

İbadette ne sakınca vardır denilebilir. Dinimizde olmayanları varmış gibi aktarmak ve uygulamak Bidat’tir. Peygamberimizin diliyle ifade edersek Bidat’lerde hayır değil, şer vardır. Her bidat de bir Sünnetin uygulanmasını engeller.

Allah’ın rahmeti belirli gecelere tahsis edilmemelidir. Allah’ın rahmeti bütün gecelerde zuhur etmektedir.

Peygamberimiz bizleri şöylece müjdelemektedir:

“Allah Zülcelal, her gece lütfuyla kullarına tecelli eder de, gecelerin üçte biri   geçtiğinde, şöyle buyurur: Yaratan benim, malik olan benim. Kim bana dua eder ki, onun duasını kabul edeyim. Kim benden ister ki, ona vereyim. Kim benden bağışlanmasını diler ki, onu bağışlayayım. “

Reğâib, Mirac,  Berat gecelerini, “Bir gece namaz kıl ve duâ et  Firdevs Cennetlerine gir” şeklinde,  olmadık anlamlar yükleterek değerlendirmek, Müslümanları tembelliğe yöneltir, hurafeciliğe düşürür. Yılın dört beş gecesini değerlendirmekle ahiret hayatımızın mutluluğunu sağlayabileceğimiz şeklinde yanlış yargılara varılmasına sebep olur. Zalimlere karşı direnme gücümüzü, asli görevlerimizi yapmamızı da engeller. Konumuzla irtibatlandırırsak Recep ayının Barış özelliğinden yararlanmamızı mani olur. Nitekim olmaktadır. Sohbetimizi bitirirken başlayacak üç aylarınızı tebrik ederim. Aile, akraba, iş ve siyaset çevrenizden başlayarak barış atılımları içine girmekle yükümlü olduğumuzu hatırlatırım.

Ali Rıza DEMİRCAN

 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.