Fatma Kıvrak, Hobisini İşe Dönüştürerek Rızık Kazanıyor
Afyonkarahisar’da iki yıl önce restorasyonu tamamlanan tarihi Taş Medrese’de 2 Lira ile sermaye ile hayalini kurduğu deri atölyesini arkadaşlarının desteğiyle gerçeğe dönüştüren 40 yaşındaki Fatma Kıvrak, şimdilerde ise yurt içi ve yurt dışından sipariş alıyor. Üniversite mezunu olan Fatma Kıvrak, eğitim aldığı Taş Medrese’de hobi olarak başladığı dericilik kurslarında el işçiliği konusunda kendini yetiştirdi. Alem-i Çarşı’nın ikinci katında el işçiliğiyle deriden yemeni, çanta ve hediyelik eşyalar yapan Kıvrak’ın dükkanı açma hikayesi girişimciliğin yanı sıra bir kadının cesaretini de göz önüne seriyor.
Rızkını Aramak, Bir Peygamber Tavsiyesidir
Zaman zaman, girişimcilik alanında yaşanan ilginç başarı hikâyelerini bu köşeme taşıyarak, bunları hem kişilerin tutum ve davranışları, hem de maneviyat açısından yorumlamaya gayret gösteriyorum. Nasıl oluyor da sermayesi olmayan cesur bir hanım, bir işe soyunabiliyor ve buradan helal yoldan kazanç elde edebiliyor? Bunun bir hikmeti olmalı değil mi? Kanaatimce buradan alacağımız dersi, biz ancak vahiy kaynaklarında bulabiliriz.
Günümüzün Müslümanları, kendi ve ailevî ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için, helal yollardan iş aramalı, çalışmalı yani rızkını hep arayıp bulmalıdır. Allah, rızık arayışında bulunan salih kullarına çok merhametlidir ve onlara kendi rahmet hazinesinden takdir ettiği ölçüde nimetler sunacaktır. Peygamberimiz (sav), Allah’ın rahmetinden bol bol nasiplenmek için, ümmetine şu tavsiyede bulunmuştur:
“Hayatınızın her anında hayır (rızık) elde etmeye çalışın. Ve Allah’ın rahmet esintilerine yönelin. Çünkü Allah’ın rahmet esintileri vardır. Onları dilediği kullarına isabet ettirir. Allah’tan kusurlarınızı örtmesini ve sizi korkularınızdan emin kılmasını isteyin.” (Camiü’s-Sâğir; C. 1; Nr. 638: 310).
Rahmet esintilerini Rezzak ismi ile dünyaya yayan Allah, Kuran-ı Kerim’de bütün varlıklara sadece Kendisinin rızkı verdiğini ilan etmektedir:
“Allah muhakkak ki rızkı isteyen değil, verendir. Gücün, kuvvetin yegâne sahibi de Allah’tır.” (Kuran; Zâriyat (51): 58).
“Allah, istediğinin rızkını genişletir, istediğininkini daraltır.” (Kuran; Rad (13): 26).
Kısacası bizler, serveti ve mal-mülkü sadece kendi gayret ve becerilerimizle değil, Allah’ın izin ve iradesiyle elde edebiliyoruz. Onun için kimse kalkıp da “bütün bu mal-mülkü ben kendim kazandım” demesin. Böyle bir yaklaşım, belki de gizli bir şirk olacağı için, gayretullaha bile dokunabilir. Böyle gururlu ve kibirli bir yaklaşım, malın bereketini kaçırır.
Dünya işlerinde en sağlıklı adım ve en doğru yaklaşım ise rızık verenin ancak Allah olduğunun bilinciyle hareket etmektir. O’nun lütfü, bereketi ve rahmeti olmasa kişi, hiçbir nimeti elde edemez, etse dahî hayrını göremez. Çünkü herhangi bir ticarî girişimde bulunmak isteyen şuurlu bir Müslüman, bu gayretlerin sonucunda elde edeceklerini kendinden değil Allah’tan bileceği için, gurur ve kibir hastalığına yakalanmaz.
Rızkın bolluğu da azlığı da Allah’ın iradesi altında olduğunu bilen bir Müslüman, geçinmek için çalışıp didinirken, kaderine razı olur ve mevcut olanla yetinmesini ve mutlu olmasını bilir. Allah’a ve kadere tam bir teslimiyet şuuruyla iman etmiş bir Müslümanın maneviyatı, malın azlığı ile sarsılmayacağı gibi çokluğu ile de bozulmaz. Maddî gücü ne olursa olsun bir Müslüman, manevî yönüyle her zaman güçlü olmalıdır. Müslüman girişimcinin veya iş kadının maneviyatı, maddî beklentiler ve sonuçlardan bağımsız olarak her zaman tekâmül hâlinde olmalıdır. Böyle olabilmek için de bir Müslüman, Allah’a dua etmeli ve bu yönde gayret göstermelidir. Allah, gayretli kulların hep yanındadır.
Ezcümle
Her Müslüman, Allah’tan her zaman lütuf beklentisi içinde bulunsun ve rızık kapısına kavuştuğunda hamd etsin. Rızkına vesile olan herhangi bir iş, bir Müslümanın hoşuna gidiyor, bunu ustalıkla yapabiliyor ve bu alanda helal gelir elde edebiliyorsa, bu işi terk etmek yerine bu işini geliştirmeli ve gelirini daha bereketli hâle getirmelidir. Hz. Aişe validemiz, bu hususta Peygamberimizden (sav) şöyle bir söz nakletmiştir:
“Allah, birinizin gelir kaynağını bir yöne bağlamışsa, o yolla geçimini temin etmekte zorlanmadıkça o rızık kapısını terk etmesin.” (Câmi’üs-Sâğir; C. 1; Nr. 376: 201).
Biz de buradan yola çıkarak mezkûr haberde ismi geçen Fatma Kıvrak Hanımefendiye daha da geliştireceği mesleğinde bol kazançlar elde etmesini C. Hak’tan niyaz ediyoruz.
Prof. Dr. Ali SEYYAR
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi