“Sekiz Yıl Sonra Halep’e Dönüş: Muhaliflerin Kritik İlerleyişi”
2016 yılında Halep’i terk etmek zorunda kalan Suriyeli muhalif gruplar, sekiz yıl aradan sonra şehre geri döndü. “Düşmanı Caydırma” adı verdikleri bir operasyon başlatan gruplar, Halep’in dış mahallelerinden başlayarak kent merkezine kadar ilerledi. Operasyon kapsamında rejim savunma hatlarını kırarak önemli stratejik bölgeleri ele geçiren muhalifler, ciddi bir direnişle karşılaşmadan şehir merkezine ulaşmayı başardı. Halep kırsalında 86, İdlib’de ise 22 yerleşim yerini kontrol altına alan gruplar, başta Şam-Halep karayolu olmak üzere birçok kritik güzergâhın kontrolünü sağladı. Muhaliflerin ilerleyişi, Esed rejimi ve İran destekli milislerin kuzeydeki özgürleştirilmiş bölgelere düzenlediği saldırılara bir yanıt olarak değerlendiriliyor.
Muhalifler, Halep ve İdlib kırsalında hızla ilerleyerek stratejik öneme sahip bölgeleri ele geçirdi. El-Hadır, Han Tuman, Mansura ve El-Eis gibi önemli beldelerde kontrol sağlayan gruplar, Şam-Halep karayolunun Halep girişi olan M5 güzergâhını kapatmayı başardı. Ayrıca İdlib’in doğusunda, M4 ve M5 karayollarının birleşim noktasındaki Han el-Subul gibi stratejik noktalarda da kontrol sağlandı. Halep kırsalında başlayan ilerleyiş, şehir merkezine kadar sürdü. Muhalifler, Yeni Halep, Zehra, el-Hamdaniye ve Ramusa gibi mahallelerde hakimiyet sağladı. Yerel halk, muhalif savaşçıları sıcak bir şekilde karşılayarak tatlı ikramında bulundu.
Esed rejimi, muhaliflerin hızlı ilerleyişini durdurmak amacıyla topçu atışları ve hava saldırıları düzenledi. Halep Üniversitesi çevresinde konuşlanan rejim militanlarının saldırıları sırasında, top mermileri yanlışlıkla üniversite kampüsüne isabet etti. Bu olayda dört sivil hayatını kaybetti. Ayrıca, rejim güçlerinin yetersiz kalması nedeniyle çok sayıda üniversite öğrencisinin zorla silah altına alındığı iddia edildi. Rusya ve İran destekli rejim güçleri, özellikle İdlib’in güneyindeki sivil alanlara yönelik bombardımanlarla durumu lehlerine çevirmeye çalışıyor. Ancak muhaliflerin karşı saldırılarının etkisi, rejim tarafında ciddi kayıplara yol açtı. Üç gün süren çatışmalarda 200’den fazla rejim militanı öldürülürken, 100’den fazla muhalif savaşçı da hayatını kaybetti.
Türkiye, Halep’teki çatışmaları yakından izlediğini ve sivil kayıpların artmasından endişe duyduğunu belirtti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’ne yönelik saldırıların Astana Mutabakatı’nı ihlal ettiğini vurguladı. Türkiye’nin Tel Rıfat ve Münbiç’teki terör gruplarına karşı harekete geçme ihtimalini de gündeme getirdi. Rusya ise, Halep’te yaşananları “Suriye’nin egemenliğine ihlal” olarak tanımladı ve rejim güçlerinin anayasal hakimiyeti yeniden sağlaması gerektiğini ifade etti. Bu açıklama, Rusya’nın mevcut çatışmalarda rejime verdiği desteğin sürdüğünü gösteriyor.
İran, Halep’teki muhalif operasyonları “Siyonist İsrail ve Amerikan destekli” olarak nitelendirdi. İran Dışişleri Bakanlığı, bu ilerleyişin Batı Asya’daki istikrarı bozmayı hedefleyen bir planın parçası olduğunu iddia etti. Bu açıklama, İran’ın Esed rejimine olan desteğini güçlendirme çabasının bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Suriyeli muhaliflerin Halep’e dönüşü, Suriye savaşında yeni bir dönemin habercisi olabilir. Muhaliflerin kritik bölgeleri ele geçirmesi, rejim güçlerinin yıllarca süren hakimiyetini tehdit ediyor. Öte yandan, Rusya ve İran destekli rejim saldırıları, bölgede çatışmaların süreceğine işaret ediyor. Bu gelişmeler, aynı zamanda İsrail ve Amerika’nın bölgede oynadığı rolleri yeniden tartışmaya açıyor. Siyonistlerin ve destekçilerinin bölgedeki etkisi, Müslüman halkların iradesine karşı bir tehdit olarak görülmekte. Halep’teki ilerleyiş, yalnızca askeri değil, siyasi dengeleri de etkileyecek gibi görünüyor…
MİRATHABER.COM