islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3921
EURO
34,7978
ALTIN
2.432,62
BIST
10.062,82
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Salı Hafif Yağmurlu
15°C
Çarşamba Az Bulutlu
18°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Hafif Yağmurlu
17°C

Şimdi de O Büyük İkramiyenin Hakkını Vermeye Gidiyorum!

Şimdi de O Büyük İkramiyenin Hakkını Vermeye Gidiyorum!
29 Aralık 2023 12:33
A+
A-

Rüzgârlı bir günün akşam üzerisiydi. Yılbaşı da yaklaşmak üzereydi. Artık akşamlar daha erken oluyordu. Akşamüzerinin o yarı loşluğunda, önünde seçildi seçilecek birisi yürüyordu. Başında da bir şapka mı vardı ne? Birden önündeki o kişiden yere bir kâğıt parçasının düştüğünü gördü. Önce yerdekini para sandı. Almak için eğilirken, düşürdüğünden hâlâ habersiz önünde yürümekte olan şahsa seslendi. Adam durup kendine döndüğünde, o, yere düşeni eline almıştı bile… Dikkatlice bakınca bunun para değil de bir Milli Piyango bileti olduğunu gördü. Aynı zamanda, kendisine dönmüş olan adamın başındaki şapkadan da onun bir Milli Piyango bileti satıcısı olduğunun da farkına varmıştı. Elinde de kalınca bir piyango bileti demeti vardı. Bileti uzatırken:

Farkında değilsiniz herhalde dedi. Bunu düşürdünüz.

Verirken biraz dikkatli bakınca biletin tam bilet olduğunun da farkına varmıştı. Sattığı bir biletten cüzi bir pay alan bir piyango bileti satıcısı için iyi bir para sayılırdı. Piyango bileti satıcısı şaşkınlıkla:
-Sağ olun efendim dedi. Nasıl düşürmüşüm hiç farkında değilim. Ya arkamda siz olmasaydınız? Gittiydi bir dünya para… Zaten ne kazanıyoruz ki? Cevap vermeden yoluna devam edecekti ki piyangocu:
Beyefendi dedi. Size bir şey söyleyebilir miyim?
-Buyur dedi.
Satıcı iyice yanına yaklaştı. Tam bileti desteye sokmamıştı, hâlâ elindeydi. Bakın beyefendi, diye devam etti. Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama sakın beni yanlış anlamayın! İnanın ki, benim derdim size bilet satmak filan değil. Ama bu bir tesadüf olamaz! Belki de talihin size bir ikramıdır. Talih bu bileti sizin ayağınıza düşürdü, oradan da elinize iletti. Gelin elinize kadar gelen bu şansı kaçırmayın! Bu bileti alın. İçime doğdu, size bu biletten güzel bir para çıkacak! Kaç senedir bu işi yaparım ben, bana inanın, hislerimde hiç yanılmam! Sonra çok dua edersiniz bana…
Durdu… Karşısındakine baktı. Samimi gördü. Ne kadar da inanmış, ne kadar da içten bakıyordu. Bir an şöyle bir düşündü. Sonra:
-Kaç para bu bilet? dedi.
Satıcı iyi de bir para söylemişti.
-Yapma ya dedi. Çok paraymış!
Sonra da elini cüzdanına atıp:
-İyi de” dedi. “Bakalım cüzdanımızda o kadar para var mı?

Cüzdanını açtı, şöyle bir karıştırdı:

-Ooo! dedi.Olup olacağı bütün param da o kadarmış!
Piyangocuyu daha da bir heyecan sarmıştı şimdi… O iştiyakla:

-“Düşünsenize beyefendi” dedi. “Bir akşam vakti, tam bilet sizin ayağınıza düşüyor ve cebinizde de tam olarak o tam biletin parası var. Yani düşen bilet yarım değil, çeyrek değil, tam da cebinizdeki paranın karşılığı… Gözünüzü seveyim, bu bilete kesinlikle Yılbaşı Büyük İkramiyesi çıkacak… Gelin! Ayağınıza kadar gelen kısmeti tepmeyin!” Bir müddet piyangocuya dikkatle baktı. Satıcının gözleri yarı karanlıkta bile par par parlıyordu. Öylesine inançla bakıyordu ki…
-Tamam dedi. Alıyorum.
Cüzdandaki bütün parasını çıkardı, Milli Piyango bileti satıcısına uzatırken:
-Beni, bu bilete güzel bir para çıkacağına öyle inandırdın ki, bütün paramı vermeye bile beni mecbur bıraktırdın. Bak sana inandım da ondan alıyorum ha! dedi.
Piyangocu daha da kararlıydı:
-Bakın beyefendi… Ben sürekli filanca kahveye çıkarım. Bu bilete büyük ikramiyenin çıkacağına o kadar inanıyorum ki, eğer benim dediğim olmazsa, o kahveye gelir, benden bu paranızı geri alırsınız; bir de o kahvedeki bütün insanların içinde yüzüme
tükürürsünüz.”

-“Hadi canım, o kadar da abartmayın!”

-“Abartmıyorum beyefendi. O kadar da iddialı konuşuyorum yani… Bakın, ben otuz yıldır bu işi yaparım. Yaşadığım tecrübeler bunu söylettiriyor. Diyorum size, bu işte bir fevkaladelik var, bunu size daha nasıl anlatayım?
-İyi bakalım, ver o zaman o bileti dedi, parayı adamın eline bırakırken…
Piyango satıcısı önce parayı saydı, sonra da bileti uzattı:
-Haydi hayırlı uğurlu olsun beyefendi dedi. Bakın bir kez daha söylüyorum: Eğer bu bilete Yılbaşı Büyük İkramiyesi çıkmazsa, dediğim kahveye gelir, benden biletin parasını alırsınız. Ve de…
-Gerek yok! Gerek yok! Aman gerisini getirme! Gerisine hiç lüzum yok! dedi bileti eline alıp…
Sonra da… Piyango biletini tutup, ortadan ikiye yırttı. Daha sonra iki parçayı birleştirip bir daha ikiye yırttı. Milli Piyango bileti satıcısının şaşkın bakışları altında da parçalarını yere attı. Satıcı hayretler içerisindeydi:
-Aman beyefendi! Ne yaptınız? Bileti niye yırttınız?
-Siz, bu bilete güzel bir ikramiye çıkacağına o kadar inanarak söylediniz ki, hatta biletin parasını iade etme riskine bile girdiniz değil mi?
-Evet…
-İşte bende de, biletin benim ayağıma düşmesinden ve sizin inancınızdan ötürü bu bilete gerçekten de güzel bir ikramiye çıkacağı hissi oluştu…
-İyi ama niye yırttınız?
-Bunun için yırtım efendi, bunun için yırttım. Değil mi ki, bu bilete güzel bir ikramiye çıkacağı hissini bana verdiniz, ben de onu bir başkası alıp da, o güzel ikramiye onun eline geçmesin, harama bulaşmasın diye cebimdeki bütün parayı verip satın aldım, sonra da ne olur ne olmaz diye yırttım attım.

* * *
Yılbaşından yirmi gün sonrasında, bir semt kahvesindeyiz…

Müşterilerden biri, kahveciye bağırır:
-“Ya Ahmet abi! Bu Piyangocu Ömer abi nerelerde? Hiç gözükmüyor ya…”
-“Bilmem… Evet! Bayağıdır uğramıyor.”
-“Yahu adam senin kahveni yazıhanesi gibi kullanıyordu. Bilet sattıklarına senin kahveni adres olarak gösteriyordu. Senin nasıl haberin olmaz?”
-“Milli Piyango Yılbaşı Özel Çekilişindeki Büyük İkramiyenin onun sattığı tam biletlerden birine çıktığı söyleniyor. Ondan bilet alıp tek rakamla kaçıranlar döne döne Ömer’i arıyorlar.”
-“Bulsalar ne olacak? Ömer abi ne yapabilecek ki?”
-“Ne bileyim? Büyük ikramiye muhakkak bu civardan birisine çıktı. Belki de onu merak ediyorlardır.”
-“Büyük ikramiyeyi kazananın hâlâ gidip Milli Piyango İdaresi’nden parasını almadığını yazıyor gazeteler… Piyasada da gözükmediğine göre, bu büyük ikramiye Piyangocu Ömer abiye çıkmış olmasın? Büyük ihtimalle satamadığı biletin birine çıkmıştır. Nasıl nasıl almıştır o köftehor parayı…”
-“Oğlum, gazetelerin kurum içinde adamları vardır, büyük ikramiyeyi kazanan her kimse parasını almaya gelse, anında gazetecilere haberi uçururlar. Zaten büyük ihtimalle de gazeteciler gün yirmi dört saat idarenin kapısında yatıyorlardır.”
-“Aha da karşıdan Piyangocu Ömer abi geçiyor!”
-“Haydaa! Nereye gidiyor bu adam yahu? Niye kahveye gelmiyor? Başında Piyangocu şapkası da yok! Yahu şunu birisi çağırsın da gelsin şuraya…”
Kahvenin karşısından geçmekte olan Milli Piyangocu Ömer’e bağırırlar:
“Ömer abi! Ömer abi! Seni Ahmet abi istiyor!”
Biraz sonra da Milli Piyangocu Ömer kapıdan içeri girmiştir.

-“Selamün aleyküm millet!”

-“Aleyküm selam… Yahu Ömer sen yirmi gündür nerelerdesin? Bütün millet seni sorup duruyor?”
-“Hayırdır? Niye soruyorlar?”
-“Yahu niye soracaklar? Milli Piyango Yılbaşı Özel Çekilişindeki büyük ikramiyenin senin sattığın tam biletlerden birine çıktığı söyleniyor etrafta… Bütün mahalle yıkılıyor. Haliyle herkes kime çıktığını merak ediyor. ‘Piyangocu Ömer o bileti kime sattığını muhakkak biliyordur’ diyorlar. Büyük ikramiyeyi kazanan da hâlâ gidip Milli Piyango İdaresi’nden parasını almamış. Sen de yirmi gündür ortalıklarda yoksun. Haliyle herkes senden şüpheleniyor ha! Bilmiş ol!”
-“Evet! Herkes doğru biliyor… Milli Piyango Yılbaşı Özel Çekilişindeki büyük ikramiye benim sattığım tam biletlerden birine çıktı!”
-“Vay be! Şansa bak! Peki, kime sattın o bileti? Hatırlıyor musun? Tanıdığımız biri mi?”

-“Hatırlıyorum tabii ki… Unutmam mümkün değil çünkü! Hiçbir zaman da unutmayacağım zaten… Ama tanıdığım biri değil, yoldan gelip geçen biriydi.”
-“E onca parayı gidip niye almıyor köftehor? Ulan her geçen gün bir dünya faiz kaçırıyor salak!”
-“Gidip o büyük ikramiyeyi alamaz da ondan…”
-“Alamaz mı? O niye?”
-“Elinde bileti yok da ondan…”

-“Nasıl elinde bileti yok? Sen ne diyorsun Piyangocu Ömer? O ne demek?”

-“Yılbaşı Özel Çekilişindeki Büyük İkramiye çıkan tam bileti satın alan şahıs, o büyük ikramiyeyi reddetti ve hakkını da bana bağışladı.”
-“Ne? Yılbaşı Özel Çekilişindeki Büyük İkramiyeyi tek başına kazanan şahıs, o büyük ikramiyeyi reddedip, hakkını da sana mı bağışladı?”
-“Evet! Benden duymuş olun.”
-“Ulan Ömer! Sen kafayı mı yedin? Peki, niye gidip o büyük ikramiyeyi almıyorsun da bekletiyorsun? Sen bir günde kaybettiğin faizin meblağının ne olduğunu hesaplayabiliyor musun?”
-“Büyük İkramiyeyi almadığımı da nereden çıkarıyorsunuz?”
-“Ömer! Piyangocu Ömer! Allah aşkına bu milletin aklıyla dalga geçme! Ulan bütün gazeteciler idarenin kapısında yatıp kalkıyor. Gazeteler, televizyonlar bas bas bağırıyor;
‘Bu şanslı adam kim?’ ‘Gidip parasını niye almıyor?’ diyorlar. Sen de büyük ikramiyeyi almadığımı nereden çıkarıyorsunuz’ diyorsun? Sen kafayı mı yedin Piyangocu Ömer?”
-“Bana bundan sonra ‘Piyangocu Ömer’ demeyin! Ben piyangoculuğu bıraktım.”
-“E tabii… Büyük ikramiye bana da bağışlansa ben de kahvecilik yapmam herhalde… Parayı çıtır çıtır yemeye bakarım… Ne uğraşacağım işle güçle?”
-“Bakın! Olayın parayla pulla alakası yok millet! Adam zaten bileti alır almaz yırtmıştı.”
-“Ne! Yılbaşı Özel Çekilişindeki büyük ikramiye çıkan tam bileti satın alan adam, bileti alır almaz yırtmıştı mı dedin sen?”
-“Evet, o bileti yırtıp attı. Hatta o bilete büyük ikramiyenin çıkacağını söylediğim halde, parasını verdi, bileti satın altı, sonra da yırtıp attı.”
-“Yahu Ömer! Sen ne anlatıyorsun be adam? Sen milletin aklını mı almaya çalışıyorsun? Peki, sana bağışladığı o büyük ikramiye ne?”

Bu sırada dışarıdan ezan sesleri gelmeye başlamıştı. Ezanı duyan Ömer kapıya davrandı. Herkesin ondan büyük bir merakla beklediği cevabı verdi:

-“Bu ezan seslerini duyuyor musunuz? İşte bana bağışlanan o büyük ikramiyenin çağrısı, bu ezan sesleridir! O vatandaşın bana bağışladığı o büyük ikramiyenin sahibi, duyduğunuz gibi şimdi beni çağırıyor. Hem de hoparlörlerle… Hem de müezzini bağırta bağırta… ‘Sana gönderdiğim kişiyle sana büyük bir ikramda bulundum Ömer’ diyor bana… ‘O ikramın kıymetini bil, sahip çık o ikrama; hakkını ver o büyük ikramın’ diyor. ‘Helal kazançtan daha büyük ikramiye mi olur?’ diyor. ‘Haramı bırak, helale sarıl’ diyor! ‘Kurtuluş helal kazançta’ diyor.

Yılbaşı Özel Çekilişindeki büyük ikramiye bana çıktı beyler, bana çıktı. Şimdi de o büyük ikramiyenin hakkını vermeye gidiyorum. Haydi eyvallah!”

Sadeddin Özgür

MİRATHABER.COM – YOUTUBE

ETİKETLER: DUA, Manşet, Milli Piyango
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.