Sosyal Adalet İçin Neden Zekât Sistemine Müracaat Etmiyoruz?

Avrupa’da Gelir Dağılımı Eşitsizliğinde 2. Sıradayız

Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) açıkladığı 2017 yılına ait Gelir ve Hayat Şartları Araştırması sonuçlarına göre, Türkiye 34 Avrupa ülkesi içerisinde, gelir dağılımı eşitsizliğinde Sırbistan’dan sonra ikinci sırada bulunmaktadır. TÜİK verilerine göre 2017’de Türkiye’de “son yüzde 20” olarak adlandırılan en zengin kesim, gelirin yüzde 47,4’ünü alıyor. “Dördüncü yüzde 20”lik kesim gelirin yüzde 20,9’unu alırken “üçüncü yüzde 20” grubu gelirin yüzde 14,8’ini alıyor. “İkinci yüzde 20”nin payı yüzde 10,7 iken en yoksul kesim olan “ilk yüzde 20”nin aldığı miktar toplam gelirin yüzde 6,3’ü. En yoksul yüzde 40’lık kesime toplam gelirden düşen pay sadece yüzde 17.

Sosyal Adalet İçin Neden Zekât Sistemine Müracaat Etmiyoruz?

Zekât kurumunun toplumda sosyal adalet, kalkınma, refah, huzur, birlik, kardeşlik, dayanışma ve yardımlaşma gibi birçok manevî, toplumsal ve iktisadî işlevi bulunmaktadır. Gelir dağılımı eşitliği yani sosyal adalet açısından zekât, sosyal içerikli bir vergidir. Çünkü zenginlerden (üst gelir gruplarından) başta fakirler olmak üzere değişik muhtaç sosyal gruplara (alt gelir gruplarına) doğru gerçekleşen bu sosyal transfer sayesinde, toplumda sosyal adalet sağlanabilmektedir.

Zenginliğin sadece bazı kişilerin elinde toplanmasına fırsat veren ve kamusal sosyal transferleri arka plana atan piyasa odaklı liberal ekonomik model, İslâm’ın sosyal ilkelerine göre sakıncalıdır. Zekât kurumu, kamusal sosyal transferleri ön planda tuttuğu için, mal ve mülkün (gelirlerin) sadece bazı kişilerin elinde toplanmasına fırsat vermemektedir. Kur’an, servetin ve ekonomik gücün insanlar üzerinde bir sömürü aracı olarak kullanılmasını yasaklamaktadır.

Bundan dolayıdır ki elde edilen gelirlerin, sosyal adalet ilkelerine göre muhtaçlara ve alt gelir gruplarına aktarılması gerekmektedir. Aşağıdaki âyet, her ne kadar savaşsız elde edilen ganimet (fey) ile ilgili ise de dağıtım açısından zekâtın fonksiyonu ile hemen aynı konumdadır.

“Allah’ın o şehir halkının (malından), Resulüne fey olarak verdiği, artık Allah’ın, Resulünün, ona yakınlığı olanların, yetimlerin ve yoksulların ve yolda kalmışlarındır. (Bu) içinizden zengin olanların arasında elden ele dolaşan bir mal (ve dolayısıyla gelir dağılımında eşitsizlik) olmaması içindir. Ve Resul, size ne verdiyse o zaman onu alın. Ve o, sizi neden yasakladı ise bu durumda ondan vazgeçin. Allah’a karşı takva sahibi olun. Muhakkak ki Allah, azabı şiddetli olandır.” (Haşr: 7).

Şu veya bu şekilde biriken veya elde edilen servetin, bir başka ifadeyle tedavülde olan malların, fey gelirlerinin, savaşta kazanılan ganimetlerin ve(ya) halk arasında geçerli olan değerli şeylerin sadece zenginler arasında dönen bir meta olmaması ve sosyal adaletsizliğe sebep teşkil etmemesi için, peygamber olmanın yanında bir devlet başkanı olan Resulünün servetin dağıtımına yönelik önerileri, Müslüman yöneticilerin dikkate almaları gereken bir sosyal politika konusudur.

İslâm tarihinde Müslümanlar tarafından oluşturulan birçok devlet modelinde, zekât gelirlerinin bütünü kamusal sosyal transferlere dönüştürülmüş ve yoksulların yararına işletilmiştir. Bir başka ifadeyle zekât kurumu, yoksulların ve muhtaçların sosyo-ekonomik durumlarını iyileştirerek, hem yoksullukla mücadelede, hem de sosyal adaleti ve dengeyi sağlamada önemli bir işlev görmüştür. Asr-ı saadette zekât kurumu, daha çok devlet aracılığı ile işletilmiştir.

Müslüman Yöneticiler Yoksullar Adına Zekât Toplam Yetkisine Sahiptir

Hem teorik, hem de pratik boyutuyla zekât (zorunlu sadaka), aslında ne tesadüfî, ne de bir defalık olarak yapılan bir yardım biçimidir. Zekât, zengin Müslümanların düzenli olarak verdiği (vermesi gereken) bir nevi mecburî sosyal vergidir. Zekât sisteminin düzeninde zengin Müslümanların hangi varlıklarından yüzde kaç olarak kime verecekleri Kuran-ı Kerim ve Sünnette belirlenmiştir.

Zekât, zengin Müslümanlarca sürekli olarak, yani her hicrî yılın belirli bir zaman diliminde sosyal adaletin tesisine yönelik yapılan (yapılması gereken) maddî bir katkıdır. Müslümanlar, zekât verme yükümlülüklerini, zengin oldukları sürece, acıma ve merhamet gibi vicdanî duyguların ötesinde zekâtı toplamak ve muhtaç kişilere dağıtmakla yükümlü olan (İslâmî) devlete (devletin ilgili kurumuna/beytülmale) yerine getirmek zorundadır.

Kur’an, Müslüman toplumların Müslüman yöneticilerine, sosyal adaletin temini için zekât toplama yetkisi vermiştir. Buna bağlı olarak kendilerine âyetle verilmiş olan bu yetkiyi Müslüman yöneticiler, sosyo-ekonomik tedbirler açısından ihtiyaç duydukları sürece kullanma hakkına sahiptir. Yoksulluğun yaygın olduğu dönemlerde Müslüman yöneticiler, bu yetkilerini kullanmadıklarında özellikle muhtaçların hakkını koruyamayacaklarından dolayı vebal altına girmektedir.

Ezcümle

Müslümanların yaşadığı ülkelerde gelir dağılımı eşitsizliği diğer Müslüman olmayan ülkelere göre çok geride seyrediyorsa bunun bir sebebi de toplumsal boyutuyla ihtiyaç olduğu halde zekât toplama yetkisini kullanmayan Müslüman yöneticilerin İslâm’ın zekât gibi sosyal adalet mekanizmalarının varlığından bîhaber olmalarından kaynaklanmaktadır.

Yoksa haberleri olduğu halde bunu laiklik gibi engelleyici sebeplerden ötürü hayata mı geçirememektedir? Öyle ise laikliğe dokunmayalım ve sosyal adaletsizlik içinde yoksulluğun kalıcılığına razı olup değil Avrupa’da dünyada gelir dağılımı eşitsizliğinde en kötü ülkeler arasında yer alalım. Buna gönlünüz razı mı?

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Recent Posts

  • Gündem

Balığı Uçmaya Kuşu Yüzmeye Zorlamayacak Bir Eğitim Sistemi…

Balığı Uçmaya Kuşu Yüzmeye Zorlamayacak Bir Eğitim Sistemi lazım. İlkönce haberimizi okuyalım: CHP'li Milletvekilleri, MEB…

32 dakika ago
  • Gündem

ERDOĞAN – ÖZGÜR GÖRÜŞTÜ MÜ GÖRÜŞTÜRÜLDÜ MÜ?

Türkiye Cumhuriyeti, anayasası ile kendisini tanımlamıştır ve ülkemizde bütün yapılanmalar anayasaya göredir. Bu yapıyı bir…

44 dakika ago
  • Gündem

ABD Polisi UCLA Kampüsünde Filistin Dayanışma Kampını Dağıttı

ABD Polisi UCLA Kampüsünde Filistin Dayanışma Kampını Dağıttı ABD'nin Los Angeles kentinde bulunan California Üniversitesi'nde…

2 saat ago
  • Gündem

“KURBAN KARDEŞLİKTİR”

“KURBAN KARDEŞLİKTİR” ARDEV olarak kurbanlarınızı bu yıl Tanzanya’da ki kardeşlerimize ulaştırıyoruz. Ayrıca kurbanınızın kesim vidosunu…

3 saat ago
  • Gündem

İrlanda’da da Eurovision Şarkı Yarışması’na Katılan İsrail’e Protesto

İrlanda'da Eurovision Şarkı Yarışması'na Katılan İsrail'e Protesto İrlanda'nın başkenti Dublin'de, İsrail'in Eurovision Şarkı Yarışması'na katılması…

4 saat ago
  • Gündem

Türkiye, İsrail ile Tüm Ticaret İlişkilerini Durdurdu!

Türkiye'nin İsrail ile ticareti durdurma kararı, son dönemdeki diplomatik gelişmelerin en çarpıcı ve önemli adımlarından…

5 saat ago