islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3292
EURO
35,0378
ALTIN
2.280,52
BIST
8.996,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
20°C
İstanbul
20°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

Sosyal Medyanın Kişisel ve Toplumsal Zararları III

Sosyal Medyanın Kişisel ve Toplumsal Zararları  III

Sosyal medyanın bir zararı da ahlaki nitelikli haramlara düşürebilmiş olabilmesidir. Bir diğer anlatımla kötü zan, gıybet, iftira ve aşağılama gibi insan onuruna tecavüz türünden hatalara/azim günahlara düşürebilmesidir. Açıklayalım:

Su-i Zan

Kesin olarak bilmediğiniz hususlarda su-izanda yani kötü zanda bulunmak Kur’ân buyruğu ile haramdır. Böyle iken sosyal medya haberlerine dayalı olarak suizanna kapılıyoruz. Zannın iyisi bile hakikat ifade etmezken masum insanlar hakkında karanlık yargılara varmak elbette su-izandır/haramdır. Bunu için Rabbimiz bize “ Ey İman Edenler! Zandan sakınınız, çünkü zannın bir kısmı su-izan olarak günahtır,” buyurmaktadır. (Hucürat 12)

Kanıtsız Haberleri Onaylama

Bir de önümüze gelen haberleri doğruluğunu araştırmaksızın hemen paylaşıyoruz. Oysaki İslâm ahlâkı buna engeldir. Hucürat suresinin 6. âyetinde Rabbimi şöyle buyurur:

“Ey iman edenler size güvenilemeyecek insanlar bir haber getirdiği zaman onu iyice araştırın/araştırmadan paylaşmayın. Yoksa pişmanlığını duyacağınız işlerin faili konumuna düşebilirsiniz.”

Gıybet, İftira

İnsanları, hoşlanmayacakları tarzda anma olan Gıybet mümin kardeşimizin ölüsünün etini yemek gibidir ve Kur’ân ile yasaklanmıştır. Suizanlar gıybete ve gıybet de bizi iftiralara iletebilmektedir. Kur’ân-ı Kerim’de Hucurat Sûresinin 12. âyeti bize gıybeti haram kılarken Nisa 112 de iftiraları haram kılmaktadır.

Bu haramlarla yoğrulmak ise ahiret hayatımızın azabına neden olabilir. Bu noktada konuyu biraz daha açabiliriz.

Suizan diyor, gıybet diyor, iftira diyor ve basit konulardan söz ediyor gibi tavır takınıyoruz. Oysaki bu gibi ırza/insan şahsiyetine tecavüz eylemlerinden ötürü kişilerden helallik alınmazsa aleyhimize kul hakları oluşur.

Melekler Sosyal Medya Hayatımızı da Kayda alıp Filme Çekiyor

Bilmemiz gerektiği üzere vazifeli melekler konuşmalarımızı kayda alıyor, iradeli davranışlarımızı/işlerimizi çok yakından filme çekiyor. Biz bütün iradeli hayatımızdan sorgulanacağız. Yaptıklarımız karşımıza getirilecek. Eğer bu yaptığımız suizanlardan, gıybetlerden, iftiralardan, aşağılamalardan, küçük düşürmelerden helallik alamazsak bu haramlar ahiret hayatımızı iflasa düşürebilir. Nitekim Peygamberimizde bizleri şöylece uyarmaktadır:

“Kıyamet gününde kişi, oruçlu, zekâtlı, namazlı olarak gelir ama şuna sövmüş buna hakaret etmiş, gıybette bulunmuş, iftira atmış, filancanın malını yemiş bütün bunlar ortaya konacak ve hak sahiplerinin günahlarından kişiye yüklenecek. Eğer sevapları biterse hak sahiplerinin günahlarından kişiye yüklenecek. Böylece kişi cennetlik olabilecekken cehenneme yuvarlanabilecektir. İşte iflasın böylesinden Ey ümmeti Muhammed, korunun.”

Yalakalık

 Sevgili kardeşlerim sosyal medya bizi bir taraftan da yalakalığa düşürmektedir. Kur’ân bize “Nefislerinizi temize çıkarmayın…” buyuruyor. Peygamberimiz de yalakalığı, yalakalık yapılan kişinin boynunu vurmak olarak bize açıklıyor.

Günah İşlenmesine Sebep Olmak

Burada önemli bir noktaya daha değinmeliyiz. Bakınız biz suizan yapıyor, gıybet ediyor, iftira atıyor, yalakalığa düşüyorken karşı tarafı da günaha sokuyoruz. Karşı taraf da suizanna, gıybete, iftiraya yöneliyor. Böylece hem günah işliyor hem de günah işlemesine sebebiyet veriyoruz. Oysaki günah işlenmesine sebebiyet vermek de İslâm’da başlıca günahlar arasında yer alır. (Enâm 6/108)

Zaman İsrafı

Sosyal medyanın hepimizi kuşatan bir zararı da zamanımızı da israf ettirmesidir. İsrafın her türlüsü haramdır. Elektrik israfı, su israfı, elbise israfı, ekmek israfı, yatırım israfı, faydasız konuşma israfı hemen hemen her alanda israflar var ama zaman israfı bu israfların en önemlilerindendir, çünkü biz kulların en büyük sermayemiz ömür sermayesidir. Onun için Peygamberimiz “İki büyük nimet vardır ki insanların büyük çoğunluğu bunlardan gaflet ediyor” buyurmaktadır. Bu nimetlerden biri de değerlendirilemeyen / israf edilen vakitlerimizdir.

Bilgi Kirliliği

Sosyal medya bilgi kirliliğine de neden oluyor. Doğru ile eğri, çirkin ile güzel, hak ile batıl karışıyor. Bilgi kirliliği bizi faydasız bilgileri yüklenme durumuna getiriyor. Oysaki zararlı bilgiler bizim için manevî bir yüktür. Peygamberimiz bize misal olucu dualarında Rabbimize şöylece yakarmıştır:

“Allah’ım fayda sağlamayacak / zarar nedeni olacak bilgilerden sana sığınırım.”

Peygamberimiz uyarıcı bir hadislerinde de şöyle buyurur: 

“Kişinin Müslümanlığının güzelliğinden bir bölüm de faydasız işlerle iştigal etmemesidir.”

Sosyal medya, bilinçle kullanılmazsa bizi ilgilendirmeyen, dünyamıza ve âhiretimize yararı olmayan işlere yönlendirebilmektedir.

Kötülükleri Doğallaştırıp Meşrulaştırma

Sosyal medyanın kötülükleri örneklendirmesi ve doğallaştırması da ayrı bir belay-ı azimdir. Sosyal medyanın tetiklediği yaralama, dolandırıcılık, intihar ve öldürme gibi olaylar giderek artmaktadır. Daha acı olanı yetkililerin bilinçsizliğidir. Onlar oplumu yönetmenin yalnızca ekonomiyi yönetmek olduğunu sanmaktadırlar. Onu da becerememekte, ülkemizi borca dayalı para sistemine ve faize mahkum etmektedirler.

Beğenilir Olma Zaafını Artırma

Son olarak değinmek istediğimiz bir sosyal medya zararı da bizdeki beğenilir olma zaafımızı kaşıması ve böylece riyakârlığa götürücü paylaşımlarımıza sebebiyet vermesidir.

Sosyal medyayı bilinçsiz ve rezilce kullanıyoruz; görgüsüzlüğümüzü reklam edercesine yediklerimiz, içtiklerimiz, giydiklerimiz ve konuştuklarımızı hep sosyal medyaya atıyoruz, bu da bizi riyakârlığa götürüyor.

İbadetlerimizin Ruhunu da Katlediyoruz

İnsanımız örneğin Kâbe-i Muazzama’da haccın ve umrenin en önemli görevi olan tavafı yaparken bile akıllı telefonları ellerinde sürekli görüntü alıyor üstelik bir de de canlı yayına veriyorlar. Riyakârlığı doğallaştırıyoruz.

Sosyal Medya da Hepimiz Hatadayız

Yazı dizimizde değindiğimiz zarar verici hataların bütününü değilse bir kısmını hepimiz yapıyoruz. İnsanlar arasında açıkça yapamayacağımız hataları, işleyemeyeceğimiz haramları yanımızda kimsecikler yok diye rahatlıkla yapabiliyoruz. Çünkü bizimle vazifeli olan meleklerin her iradeli sözümüzü kayda, her bir davranışımızı ve işimizi yakın çekimle filme aldığını unutuyoruz. Bizim için bir hayat dosyası, Kur’ân ifadesi ile el-Kitab hazırlanıyor. Bu el-Kitab’a göre sorgulanacak ceza görecek veya mükafat alacağız.

Sözü Rabbimizden ayetlerle bitirelim:

“İman edip de İslâmi çizgide güzel güzel ameller yapanlar, sosyal medyayı da İslâmî çizgide kullanabilen kullar yok mu? O nlara sınırsız nimetlerle dolu cennetler vardır. Orada ebedi olarak kalacaklardır. Bu Allah’ın kullarına bir vaadidir. O karşı konulamayacak güç sahibi ve her şeyi de yerli yerinde yapan Rabdir.” (Lukman 31/8,9)

Ali Rıza DEMİRCAN

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.