islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5467
EURO
34,9817
ALTIN
2.420,36
BIST
9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Parçalı Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
17°C
Pazar Az Bulutlu
19°C
Pazartesi Az Bulutlu
19°C

Tıp İlmindeki Keşifler Bize Ne Söylüyor: Hormonlar ve Bakterilere Dair

Tıp İlmindeki Keşifler Bize Ne Söylüyor: Hormonlar ve Bakterilere Dair

İnsan vücudu içinde milyonlarca hücrenin, mikrobun, mikroorganizmanın varlığı ve mücadelesi söz konusu. Birkaç yıl önce bir kanser hücresini parçalayan mutluluk hormonu mikroskoplarla ve kameralarla kayıt altına alındı. İyilik ve kötülük belki de her mekanda, bir kan hücresi içinde bile mücadele ediyor. Oluş ve bozuluş kainatın temel konularından biri ancak bu temel olma özelliği sadece metafiziğe veya pozitif bilime ait birer konu olmaktan öte birbiriyle bir çok cihetten alakalı görülmesi gereken bir durum gibi gözüküyor.

Modern tıbbın keşifleri, hastalıkların kaynaklarını ve tedavi yöntemlerini bulma konusunda epey aşama kaydetti. Bugün bu şansa eriştiğimiz için şanslıyız. Bundan da öte sürekli temizliğe önem veren ve su ile haşır neşir olmamızı sağlayan bir dine sahip olduğumuz için de ayrıca talihli olduğumuzu gösterdi. Afrika’da veyahut dünyanın diğer bölgelerinde gelişmekte olan toplumlarda ilkel adetler yaşanmakta ve sağlıklı olmayan gıdalar tüketilmekte. Bunlar elbette hepimiz için olumlu veya olumsuz birer örnek olmakta.

Batılı araştırmacılardan birisi, abdest suyunun değdiği bölgelerde termal kamerayla gözlemde bulunmuş ve bir kalkan gibi uzuvları bir enerjinin sardığını müşahade etmiş bunun sonucunda da abdestin koruyuculuğuna şahit olarak Müslüman olmuştur. Abdestin yanı sıra gusül abdestinin ve hatta vücut temizliğinin önemi de ortaya çıkmaktadır. Yakın zamanda vefat eden kıymetli psikolog Doğan Cüceloğlu’nun taharet musluğu başlığı altında şahane bir yazısı vardır. Esasen tuvalet kültürü, gelişmiş denen Batı’da bugün bile oturmamıştır ve insanın midesini kaldıran görüntüler kamuya açık alanlarda bile görülmektedir. Batı’nın iddia edilen bunca gelişmişliğine rağmen hala bir tuvalet kültürünün olmaması anlaşılabilir veyahut makul kabul edilebilir midir? Rusya’daki stadyumların ve halka açık mekanlardaki lavaboların hali kaldırılacak cinsten değildir.

Temizlik Nebi (a.s.)’dan gelen bir rivayete göre imanın yarısıdır. Temizliğe önem vermek Müslümanların ortak bir uzlaşısıdır. Psikologlar koklanan güzel kokunun vücutta mutluluk hormonu salgıladığını söylemektedir. Benzer şekilde dokunduğumuz maddeler de bünyemizde bir etki bırakmaktadır. Doğal taşların sakinlik verip vermediği veya zindelik kazandırıp kazandırmadığı ilmi çalışmalara konu olmaktadır. Bunun gibi kirli, paslı şeylere temas etmek, rutubetli ortamlarda kalmak da bünyeye zarar vermektedir. Bunların hepsi, peygamber döneminden bize kalan önemli bilgiler olduğunu göstermektedir. Gönül isterdi ki biz Müslümanlar bu bilgilerin üstüne gidelim, bizler üstüne koyalım, ancak bu olmadı, bizim de hatamız bu oldu. Tıbbı Nebevi’yi kabul etmeyen alimler olsa da Leeuwenhoek’tan çok daha önce bakterilere dair İslam Alimlerinin tespitleri bulunmaktadır.

Bakterilerin keşfi rönesanstan önce İslam Dünyası’nda biliniyordu. Örneğin; Peygamberimizin (sav) ertesi güne kalan yemekleri yemediği rivayet edilmektedir. Yine birçok rivayette tıbbın altın kuralları onun sahih sünnetinde mevcuttur. Bunlar, bugün, dün, yarın için de Batılılar için hep araştırma konusudur. İbni Sina’nın bütün hastalıkların sebebi çok yemektir demesi önemli, ancak bugünün Müslümanlarına bunu anlatmak tuhaftır.

Müslümanların sahip olduğu o eski bilgelik dönemlerine bugünlerde daha çok ihtiyaç duymaktayız. Bin yıl önceki Müslümanların, tıp, astronomi, fizik gibi ilimlerde çalışma yaptığını çocuklarımıza daha çok hatırlatmalıyız. Az yemek, mikrop ve bakterilerden uzak olmak ve güzellik ve temizlik ölçütleriyle olumlu düşünerek hayata başka bir boyut kazandırmak bize dini vazife olduğu kadar yüksek bir hayat kalitesini de sunmaktadır.

 

ETİKETLER: Manşet
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.