Makale

ÜLKEYE CAN, DÜNYAYA NİZAM, TARİHE ŞAN VERME FIRSATINI KAÇIRMAMALIYIZ!

Dünya ülkelerinin hemen hemen tamamı, küresel krizden kaynaklı iktisadi ve idari düzenlerinin bozulduğu bir sürece girmiş bulunmaktadır.

Ülkeler birinci dünya savaşından sonra Batılı devletlerin kurduğu iktisadi ve idari bir düzen çerçevesinde bugünlere kadar gelmiş bulunmaktadır. Yaklaşık yüzelli yıldır dünya düzeni adaletsiz ve hakkaniyetsiz bir şekilde yeryüzü insanlığının aleyhine işletilmektedir. İnsanlığa huzur ve mutluluk getirmediği için gelinen noktada insanlık yeni bir iktisadi ve idari düzen arayışı içerisine girmiştir. Bugüne kadar yeryüzü insanlığına dayatılan küresel iktisadi ve idari düzen nedeniyle bizim gibi gelişmekte olan ve geri kalmış milletler kendi içi politikalarını görüntüde bağımsız gibi olsa da küresel düzene bağımlı olmaya bir şekilde mecbur bırakılmışlardır. Bu mecburiyet çerçevesinden kendisini kurtaramamış milletler dünya da ki iktisadi ve idari sistem değişikliğinde kendi geleceklerini belirleme imkanından mahrum kalmaya mahkum olacaklardır. Söz konusu bu mahkumiyete mecburiyet milletlerin kendilerini idare eden önderlerinin yönetim tarzlarından kaynaklanmıştır.

Bizim ülkemizde son yirmi yıl hariç yüz elli yıldır dünya ülkeleri arasında son derece haksız ve sadece kendi menfaatlerini düşünen Batılı ülkelerinin dayattıkları politikalarla yönetilmek mecburiyetinde bırakılmıştır.

Son beş-altı yıldır Ülkemizin menfaatine olmayan iktisadi ve idari politik dayatmaları elinin tersiyle geri çevirme cesareti ve maharetini gösteren; Geçmişte devlet gücünü bu milletin aleyhine, ecnebilerin lehine kullanan bir takım vesayet odaklarının varlığını, canı pahasına ortadan kaldıran Muhterem İnsan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidar da muktedir maharetli liderlik vizyonu sayesinde “Biz bize yeteriz Türkiye” heyecanı ve inancıyla hem milletimize, hemde kısmen insanlığa sunduğu katkının yansımalarını hayatımızın her alanında bizzat yaşayarak hissetmekteyiz.

İslamiyet öncesi ve sonrası, tarihte ki geçmişimize baktığımızda Türk Milleti olarak devlet-i ebed müddetin zaman zaman inkıtaya uğrasada sürekliliğinde ki maharetin devletin kendisinde değil devleti yöneten marifetli, gayretli, cesur yürekli liderleri sayesinde birçok defa tarihe şan vermek suretiyle süregelmiştir.

Devlet-i ebed müddet anlayışıyla içimizden öyle yiğitler çıkmıştır ki Metehan’dan Bilge Kağan’a; Alpaslan’dan; Kılıçarslan’a; Fatih Sultan Mehmet Han’dan Gazi Mustafa Kemal Paşaya kadar nice gözü kara yiğit liderlerden bazıları kendi ülkelerine can, bazıları da dünyaya nizam ve tarihe şan vermişlerdir. Kritik zaman dilimlerinde canları pahasına liderlik yapmak suretiyle devlet-i ebed müddet bayrağı kimi zaman el değiştirse de surlardan hiç inmemiştir.

Gazi Mustafa Kemal’in başlattığı Cumhuriyet döneminin bugünkü Cumhurbaşkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan son yirmi yıldır millet çoğunluğunun gönüllerini fethetmiş, onlardan aldığı devlet yetkisini milletimizin geneline hizmet ve eser sunarak hükümet etmiştir.

Ne tesadüftür ki dünya yine bir çağın kapanışı ve yeni bir çağın açılış sürecine girmiştir. Bu sürecin doğurduğu küresel krizlerin girdabında bir çok ülkeler ve milletler çaresizliğe düşmüşlerdir. Gelişmiş batılı ülkeler dahi sarsıntı geçirmektedir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ki hükumetimiz dünyanın düşeceği bu girdabı öncesinde görerek tedbirlerini almak için her türlü ulusal ve Uluslararası politik riskleri göze almak suretiyle süreci en az zayiat ve zararla geçirmenin mücadelesini ve gayretini göstermiştir. Göstermektedir. Maharetli liderliği sayesinde Türk ve İslam alemini bir kulvarda buluşturmak suretiyle güç birliği yapmayı başarmıştır. Zihinlerine kin ve nefret tohumları saçılan bazı kesimlerin Cumhurbaşkanımızın şahsına ve ailesine yönelik olarak seviyeli ve yapıcı muhalefetten öte; dedikodu ve iftiradan ibaret yalan yanlış propagandaların sürdürüldüğünü ve bu dezerformasyonların bazı muhalefet parti yönetici kademelerinde de neşvü nema bulduğunu üzülerek görmekteyiz. Bu tip bir zihniyeti ve muhalefeti şiddetle kınamak ve reddetmek bu ülkede yaşamakta olan herkesin vatandaşlık görevidir.

Dünyanın girmiş olduğu son derece yıkıcı ve can acıtıcı olacağı beklenen zaman diliminde bu vatan topraklarında yaşamakta olan istisnasız herkes için Türkiye ittifakında, milli şuurla buluşmanın ve kaynaşmanın temenniden öte mecburiyet olduğunu düşünenlerdenim.

Recent Posts

  • Gündem

Osmangazi Üniversitesi Öğrencilerinden Filistin’e Destek Yürüyüşü

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğrencilerinden Filistin'e Destek Yürüyüşü Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) öğrencileri, ABD üniversitelerindeki Filistin…

15 saat ago
  • Gündem

İsrail’in Saldırıları Nedeniyle Gazze’de Eğitim Sistemi Durdu

İsrail'in Saldırıları Nedeniyle Gazze'de Eğitim Sistemi Durdu İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları sonucunda, Gazze Şeridi'nde eğitim…

15 saat ago
  • Gündem

Denizlerin Bir Sonraki Süper Gücü Türkiye mi?

Denizlerin Bir Sonraki Süper gücü Türkiye mi? TCG Anadolu'nun uzunluğu 231 metre, genişliği 32 metre ve…

16 saat ago
  • Gündem

Hamas’tan İsrail’e “Kırmızı Çizgimiz” Mesajı

Hamas'tan İsrail'e "Kırmızı Çizgimiz" Mesajı Son günlerde İsrail ve Hamas arasındaki gerginlik tırmanırken, Hamas yetkilileri…

17 saat ago
  • Ekonomi

Yeni Otomobil Düzenlemesi: Araç Bayilerde Zamlanmayacak

"Araç bayilerde zamlanmayacak" düzenlemesi, otomobil satış süreçlerindeki fiyat istikrarını sağlamak amacıyla hayata geçiriliyor. Ticaret Bakanlığı'nın…

19 saat ago