islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3784
EURO
34,7289
ALTIN
2.433,87
BIST
10.056,00
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Salı Hafif Yağmurlu
15°C
Çarşamba Az Bulutlu
18°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Hafif Yağmurlu
17°C

Yeni Dünya Düzenine Geçildi Mi? Yoksa Her Şey Buna Hazırlık Mıydı?

Yeni Dünya Düzenine Geçildi Mi? Yoksa Her Şey Buna Hazırlık Mıydı?
26 Haziran 2023 09:00
A+
A-

Abdurrahman Dilipak, son zamanlarda yaptığı hemen hemen tüm yayınlarda, küresel oligarşi tarafından gerçekleştirilen projelerden dem vurmaktadır. O’nu haklı bir şekilde sorgulamaya ve karşı durmaya iten projeler, insanlığı büyük belalar içerisine iten yok oluş senaryolarıyla yakından ilgilidir. O’nun da ifade ettiği gibi bütün hamlelerin kasıtlı olarak yapıldığı ve kaos ortamının bilinçli şekilde oluşturulduğu görülmektedir.

Nobel ödüllü yazar Saramago’nun yakın dönemde yaptığı bir konuşma mevcut. Bizleri bekleyen tehlikeler üzerine öz fakat manidar sözlerle birtakım şeyleri bizlere hatırlatmaktadır. Saramago’nun söylediğine göre kurulmak istenene yeni düzende sadece zenginlere yer var. Bu elbette bir nevi kitle imha projesidir. Öyle ki, zenginler ve güçlüler, halkın birbirine düşeceği ve birbirini öldüreceği bir anarşi ortamını oluşturarak kendi ellerini kana bulamaktan kaçınmayı hedeflemektedir. Yani bırakın birbirlerine düşsünler zihniyeti hâkim. Bu konuyu birkaç ayrı mesele ile daha yakından görmemiz elzemdir. Zira sınırların kalkması, mahremiyet duygusunun ortadan kaybolması, insanların haddi aşmaları ve temel ilke ve kaideleri yok saymaları çoğalmış hatta aşırı boyutlara gelmiştir. Bu husus İslam fıkhının kötülüğe giden yolu kapatma anlayışının da tam tersinedir. Sedd-i zeria yerine serbesti ve curcuna ortamı meşru bir hayat zemini gibi tanıtılmaktadır.

Bozukluklar birileri tarafından pompalanıyor dendiği zaman insana komplocu muamelesi yapılıyor. Oysa temel görgüsü, ahlakı ve saygısı olmayan kimselerin zararlı/yıkıcı faaliyetlerde bulunduğu gözden kaçırılıyor. İnsan, eşrefi mahlukat olmanın yerine başka bir tercihe yönlendiriliyor. Başkalarının haklarını ve hukukunu hiçe sayma, haysiyet kırma ve şeref, din ve can güvenliğine kast etme bir özgürlük ve hak gibi tanıtılıyor. Haz ve fayda anlayışına sahip kapitalist ekonominin reklamlarla, filmlerle ve dahası her şeyle diğer fikirlere galip getirilişi görmezden gelinemez.

Bir diğer mesele Dünya Sağlık Örgütü’nün işleridir ki çok tenkit almaktadır ve hiç de masum gözükmedikleri ortadadır. Aşı meselesinin bir fiyasko olduğu kanıtlandıktan sonra DSÖ çok ciddi töhmet altındadır. Öte yandan yeni pandemilere hazır olmamız bize telkin edilmektedir. Bütün bunlara daha başka gözle bakanlar da mevcut. Bunlar içerisinde birisi ciddi bilgilere sahip olmasıyla öne çıkıyor. Dr. Lima Raibow, uluslararası kurumlarda görev almış bir hekim ve o, soykırım ajandasını yirmi yıl öncesinden gördüğünü ve bunun dünyanın gidişatı için yürürlüğe konduğunu bizlere bildirmektedir. Dr. Raibow, insanlığı katletmek üzerine projeler tasarlandığını ve maalesef en güvenilir kurumlarca bunun hayata geçirilmek istendiğini söylemektedir.

Öte yandan 2014 yılında Turkcell Zirvesine katılan fizikçi Michio Kaku, birçok mesleğin ortadan kaybolacağını, birçok insanın işsiz kalacağını o günlerde söylemişti. Robotlar ve yapay zekanın sektörlerde yayılması ile ekonomik yıkımlar ve intiharlar artacak gibi gözüküyor. Bu bir çok insanın işsiz ve meşgalesiz aynı zamanda gelirsiz kalması ile başlayan bir sosyal yıkıma sebep olacak.

Diğer yanda NATO, 2030 yılına kadar şehirlerde büyük sorunların olacağını, altyapı, su ve gıda teminlerinde aksamaların ve buna bağlı olarak sağlık sorunlarının ve ölüm oranlarının artacağını bildiren bir raporu yayınlamıştı. Hatta o rapora göre köylere göç elzem hale gelecek, zira ekonomisi çökmüş ülkelerde haydutluk ve hırsızlık ile birlikte diğer suçlar fuhuş, tefecilik, cinayet ve bağımlılık tavan yapacaktır. Olayın bir de ulus devletlerin yıkılıp, küresel para, din ve kültür düzeninin yerel yönetimler aracılığı ile bireylere hakim olması projesi eklenirse çok çetrefilli dönemlerle ve zor olaylarla karşı karşıyayız demektir.

Pekiyi sizce pandemi, 6284 ve erkek karşıtı söylemler, aileyi yıkan yayınlar, ahlaka ve dine saldırılar ayrıca diğer bütün örtülü operasyonlar ve tezgahlanan savaşlar, para oyunları ve diğer bütün siyasi, kültürel ve ekonomik hamleler acaba bu senaryo için bir başlangıç mıydı yoksa çoktan yeni düzene geçiş yaptık mı? Şu anki durumun daha beteriyle mi karşılaşacağız?

ETİKETLER: Manşet
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.