islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5608
EURO
34,8287
ALTIN
2.417,33
BIST
9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
24°C
İstanbul
24°C
Az Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
22°C
Perşembe Az Bulutlu
20°C
Cuma Açık
20°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C

Yöneticiliğin Ağır Vebali, Hz. Ebubekir’in Muhteşem Hutbesi

Yöneticiliğin Ağır Vebali, Hz. Ebubekir’in Muhteşem Hutbesi
18 Temmuz 2019 11:45
A+
A-

Hep taze olup hiç eskimeyecek olan Kur’an’ın muhteşem ayetlerinden biri de şudur:

اِنَّ اللّٰهَ يَأْمُرُكُمْ اَنْ تُؤَدُّوا الْاَمَانَاتِ اِلٰٓى اَهْلِهَاۙ وَاِذَا حَكَمْتُمْ بَيْنَ النَّاسِ اَنْ تَحْكُمُوا بِالْعَدْلِۜ اِنَّ اللّٰهَ نِعِمَّا يَعِظُكُمْ بِه۪ۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ سَم۪يعًا بَص۪يرًا

“Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman da adaletle hükmetmenizi emretmektedir. Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte ve her şeyi görmektedir.”[1][1]

Şayet çok kısa zamanda en yakın ve en uzak çevrenizi bütün krizlerden kurtarmak, anarşi ve terörden korumak istiyorsanız, Allah’ın bu ayette istediği iki kurala uymanız farzdır. Neydi o iki kural?

1-Emaneti ehline vermek, her işi ve görevi erbabına teslim etmek. Bu ehil kişi bizim gibi düşünen ve bizim gibi inanan biri olmasa da.

2-Adaletle hükmetmek, haklıların hakkını teslim etmekte geç kalmamak. Bu haklı kişi kızdığımız ve sevmediğimiz biri de olsa. Bunları biz, Allah emrettiği için yaparsak, müşrikler de Müslüman olur, düşmanlar dahi dost olur.

Allah’tan gelen bu ayetlere ilk muhatap olan ve bu ayetleri harfiyyen uygulayan Peygamberimiz, 23 sene gibi kısa zamanda vahşet asrını saadet ve medeniyet asrına dönüştürdü. Bedevileri medenileştirdi, birbirini boğazlayan insanları birbirini doyuran, yaşatan insanlar haline getirdi, barış ve kardeşliği hâkim kıldı. Ne ile yaptı bunları? İşte bu ahlakla, bu ayetlerle. Emaneti, yani görevleri ehil insanlara verdi, bütün kararlarında ve kurumlarında adaleti esas aldı. “Muhammed’in nefsi kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki Muhammed’in kızı Fatma dahi hırsızlık yapsa mutlaka onun da elini keserim”[2][2] dedi.

Peygamberimizin ashabından Ebuzer anlatıyor:

-Dedim ki: Ey Allah’ın Rasülü! Beni vali olarak atamaz mısın? Rasulullah (sav) elini omuzuma koydu, sonra şöyle dedi:

-Ey Ebuzer! Sen zayıfsın, istediğin o görev ise emanettir. Kıyamet gününde de (ehil ve layık olma0yanlar için) pişmanlık ve rüsvaylıktır.”[3][3] “Ben kendim için istediğimi senin için de isterim. İki kişiye dahi yönetici olma, yetim malının sorumluluğunu üzerine alma.”[4][4]

Yine böyle yöneticilik isteyen iki kişiye de Hz. Peygamber (sav)şöyle demiştir: “Vallahi biz onu isteyene değil, ehil olana, layık olana veririz.”[5][5]

Bu görevler kendilerine verilenler, eğer göreve ehil iseler ve görevlerini su-i istimal etmezlerse Peygamberimizin duasını almış olacaklar, eğer tersi olursa, Peygamberimizin bedduasına hedef olacaklardır. Peygamberimizin yöneticilere yönelik duası ve bedduası da şudur:

“Allahım! Ümmetimin yönetimini üstlenip te onlara zorluk çıkaran kimseye sen de zorluk çıkar. Ümmetimin yönetimini üstlenip te onlara yumuşak davrananlara sen de yumuşak davran.”[6][6]

Peygamberimizin zekât toplama görevini verdiği memurlarından biri, topladıklarıyla birlikte Peygamberimize geldi. Getirdiklerinin bir kısmını Peygamberimize uzattı: “Bu sizin, bu da bana hediye edilenler.” Dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz adama şöyle dedi:

“Sen bu görevde değil de ananın ve babanın evinde oturan biri olsaydın acaba bunlar sana yine hediye edilir miydi?”

Devlet yönetiminde bulunup ta millet malını kendi hesabına geçirenler içinde de şöyle buyurmuştur: “Sizden her kim devlet yönetiminden birine getirilir de o da bir iğneyi ve ondan daha az bir şeyi saklarsa o sakladığı şey, kıyamet gününde kendisine bir kelepçe olarak gelir.”[7][7]

Söz yönetimden açılmışken Hz. Ebubekir’i (r.a) ve muhteşem hutbesini hatırlamadan edemedik. Bilindiği gibi Hz. Ebubekir (r.a) Peygamberimizin vefatından sonra ümmetin başına gelen ilk devlet başkanıdır. Hz. Ebubekir (r.a) halife seçilir seçilmez halkı topladı, minbere çıktı. Rasûlullah’ın (s.a.v) hutbe okuduğu basamakta değil, onun bir altındaki basamakta durdu.[8][8] Allah’a hamd ve sena, Rasulullah’a salat ve selamdan sonra şunları söyledi:

Ben sizin en hayırlınız olmadığım ve istemediğim halde sizin başınıza halife seçildim.[9][9] Kur’ân nazil olmuş, Hz. Peygamber dinin hükümlerini açıklamıştır.[10][10] Ey insanlar! Onun bize  öğrettiklerinden öğrendik ki, akıllıların en akıllısı Allah’tan korkan, yani Allah’ın emirlerini yerine getirip, yasaklarından uzak durandır. Acizlerin, zavallıların en zavallısı da helal haram demeden günahlara dalandır. Sizin en güçlünüz, benim katımda zayıfın hakkı kendisinden alınıncaya kadar en zayıftır. Sizin en zayıfınız da hakkı alınıncaya kadar benim yanımda en güçlüdür. Ey insanlar! Ben ancak Hz. Peygamber’in yoluna uyarım. Kendiliğimden bir şey icat edici değilim. Eğer iyilik yaparsam bana yardımcı olunuz. Eğer doğru yoldan saparsam beni düzeltiniz.[11][11] Allah yolundaki cihadı (Allah’ın dinine hizmeti, iyiliği emretme, kötülükten sakındırma görevini) terk eden bir millet mutlaka fakr u zaruret ve zillete düşer. Bir toplumda fahişelik (zina ve lutîlik yani eşcinsellik) yayılırsa Allah hepsine belayı gönderir. Ben Allah’a ve Rasulüne itaat ettiğim müddetçe siz de bana itaat ediniz. Allah ve Rasûlüne isyan ettiğim zaman artık bana itaat etmeniz gerekmez.[12][12] Ey insanlar! Benim yanımda doğruluk emanettir, yalancılık ise hiyanettir.[13][13] Söyleyeceklerim şimdilik bundan ibarettir. Hem kendim için hem de sizler için Allah’tan af ve mağfiret dilerim.[14][14]

Dr. Vehbi KARAKAŞ


[15][1] Nisa, 4/58

[16][2] Buhârî, Enbiyâ 54, Megâzî 53, Hudûd 11, 12; Müslim, Hudûd 8, 9. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Hudûd 4; Tirmizî, Hudûd 6; Nesâî, Sârik 6; İbni Mâce, Hudûd 6

[17][3] Müslim, İmare, 4

[18][4] Müslim, İmare, 4

[19][5] Bkz. Müslim, İmare, 3

[20][6] Müslim, İmare, 5; Ahmet b. Hanbel, Müsned, VI, 92, 257

[21][7] Müslim, İmare, 7

[22][8] Bkz. Es-Suyûtî, Celalüddin, Tatîhu’l-hulefa, 72

[23][9] Bkz. Aynı eser, 69.

[24][10] Bkz. Aynı eser, 71.

[25][11] Bkz. Aynı eser, 71-72

[26][12] Aynı eser, 69

[27][13] Ayynı eser, 69

[28][14]Bkz. Aynı esr, 72; Bkz. Aynı esr, 72; Es-Sâbûnî, Muhammed Ali, Ebubekir es-Sıddîk, 126 Daru’r-Ravza, 2017-İstanbul.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi


ETİKETLER: Veba
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.