islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5128
EURO
34,7988
ALTIN
2.427,11
BIST
9.714,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Perşembe Parçalı Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Az Bulutlu
19°C

Acaba Komplocular Haklı Olabilir Mi? HAARP’I Ne Kadar Biliyoruz?

Acaba Komplocular Haklı Olabilir Mi? HAARP’I Ne Kadar Biliyoruz?
16 Şubat 2023 16:45
A+
A-

Çoğunlukla alay konusu olan bir zümre var, amatör veya profesyonel esrarengiz meseleleri araştırmacı taifesi. Bunlar ilginç meselelerle, sır ilmiyle, politik – stratejik konularla meşgul olduklarından pek ciddiye alınmıyor. Fakat içlerinde çok ciddi verilere ve bilgilere ulaşan, söyledikleri zamanla doğrulananları da mevcut. Bahsettiğimiz yazarların ilmi sistemlerden ve disiplinlerden haberdar olanları bulunmakla birlikte bir çoğu üniversite mezunu. Ancak bu kimseler yarı meczup görülmekte ve komplocu diye yaftalanmaktalar.

Rahmetli Aytunç Altındal, hemen herkesin saygı duyduğu bir insandı. Rus Devletine danışmanlık yapmıştı. Doktorası Türkiye’de geçerli sayılmadı ancak çok dil bilen ve alanında uzman olan bir kimseydi ki dünya çapında şöhreti vardı. O’nun Türkiye’de açtığı bir yol var. Veyahut da daha doğru tabirle onunla kısmen meslektaş olan kimseler var. Kısmen diyorum çünkü hiçbirisi onun eline bu alanlarda su dökemediğinden söylemleri ve iddiaları temelsiz kabul edilmektedir. Esasen bu konuları onun gibi (yeteri kadar) özveri ile incelemeyenlerin yüzünden bu işler ayağa düşmüş gibi görünmektedir. Bir takım adamların yarısı hurafe yarısı sezgi olan bir takım kurgularını ne hikmetse bazı kanallarda pazarladığı dönemdeyiz. Fakat u bahsettiklerimin dışında çok önemli meselelere parmak basanlar var. Bugünlerde komplocu denilerek toptan bir başlık altında kurban edilen bu insanların söylediklerinde haklı yanlar olduğu göze çarpmaktadır.

Ertan Bey, Babil Yılan Kardeşliği’ni, Sun Teşkilatını ve COVID’i tespit edebilmiş bir araştırmacı. Bu bizce dahiane bir şeydir. İslami kitaplarda da modern filmlerde de karşımıza çıkan sembollerin ciddi mesajlar  taşıdığı bilinen bir gerçek. Gnostik ve Hermestik mekteplerin İslam içerisinde de varlığını sürdürdüğü Fransız Bilimler Akademisi’nin üyeleri tarafından da ele alınmıştı. Fakat aynı kimselere aynı ölçülerde taarruz edilmemişti.

Netice itibariyle bu olaylar biraz kurgu gibi gözüken gerçekte ise istihbarat faaliyeti olarak yürütülen çalışmaların varlığına delil olmaktadır. İşin zihni arkaplanını bilenler için söylenenler şaşırtıcı değil. Küçümseyenler aslında meselenin bu kadar basite indirgenmesini insan aklına hakaret saymaktalar. Oysa bir şeyi bulamıyorsan ortadadır sözü de bu durumu özetler mahiyettedir. Ertan Bey, şimdilerde Guidestone anıtını ve insan nüfusunun beşyüz milyona indirilmesi projesini gözümüze sokarcasına gündeme getiriyor. Bunu AB ve BM gibi ulusüstü kuruluşlarda görev alanlar da birebir itiraf ediyor. İnsan nüfusunun azaltılacağına dair ciddi demeçler verildi. Öte yandan fantastik bir kurgu gibi olsa da Simpsonların kehanetleri ve Amerikan oyun kartları insanları şaşırtıyor. Sanki birileri dünya ile dalga geçiyor. Bir müzik kanalı olarak bilinen MTV’nin binasında adının Masonic Temple Vision olduğu iddia ediliyor. Fakat bahsettiğim bunca evrak ve tesadüfi olay ve bu kıymetli araştırmalarda bulunan insanların iddiaları, kendi takipçileri dışında ciddiye alınmıyor.

Örneğin; Osman Pamukoğlu başarılı bir general. Kitabı geçtiğimiz yıl dünyada 36 (veya 56) ülkede gündeme oturdu. Söylemleri Büyük yankı buldu. Üçüncü dünya savaşı üzerine bir emekli Türk generalin kitabını bütün dünyada kimler neden gündeme taşıdı? Bu olay üzerinde durulması gereken bir olay. Fakat medyamız buna tesadüf diyebilir ve araştırmacılar da bunu elbette göz ardı edebilir. Oysa bu olayı yakalayanlar için bir anlam taşıdığı aşikar.

Deprem meselesinden önce Erkan Trükten ve Murat Akan, iki kıymetli araştırmacı olarak bir şeylerden bahsettiler. Yabancı elçiliklerin kapanması ve devletlerin Türkiye’de bulunan kendi vatandaşlarına uyarı yapması, Amerikan Gemisi’nde dev Amerikan Bayrağı’nın yanında ufak Türk Bayrağı’nın bulunması birer mesaj dediler. Aynı şeyi Amiral Cem Gürdeniz de belirtti. Bunlar kısmen olağandışı kısmen teamüllere aykırı olan bir takım işlerdi. Akşam Kağıthane’de garip seslerin duyulması ve bir depremin olması bunun arkasından ülkemizi vuran büyük yıkımın gerçekleşmesi tesadüften öte gibiydi. Nitekim Batılı uzmanların depremi tahmin etmesi de çok ilginçti. Hatta bir kaç saat arayla iki depremin olması da tuhaflıklar zincirinin devamıydı. Zincirleme gariplikler insanları gerçekten de düşündürmüyor mu?

Millenium Challenge adlı bir tatbikatın son günlerde aynı isimler tarafından hatırlatılması da çok önemlidir. Bunu Cihat Yaycı gibi bilgili bir amiral de teyid etmiştir ki kendisi “burada tatbikatın üzerinde yapıldığı ülke Türkiye’ye çok benzemektedir” demektedir. Acaba gerçekte NATO ile ters düşme ihtimali bulunan Türkiye’nin işgale uğraması söz konusu mudur? Türkiye’nin bir kaç yıl önce ABD nezdinde müttefiklikten potansiyel düşmanlığa evrilen bir konumu olduğunu diğer araştırmacılar hatırlatmıştı.  Türkiye’nin yanı başında beş on bin tırla PYD ve PKK’nın desteklenmesi de başlı başına bir problem olarak durmaktaydı. Bunu çok ciddi olan ve yaşı yetmişe dayanmış iki ayrı gazetecinin ısrarla bize hatırlatması da önemlidir. Bu insanlar da mı komplocudur? Tam tersine Batı’yı bilen insanlardır. Sonuçta bütün bunlar acaba adı geçen tatbikatın gerçekleştirilmesi için ön hazırlık mıydı sorusu akla geliyor. Acaba komplocular denen kimseler bu kez haklı olabilirler mi? Ülkemizi yakın gelecekte bir tehdit bekliyor mu?

Öte yandan bakanımızın ABD elçisine yönelik sert açıklamasının ardından bu depremin gerçekleşmesi üzücüdür. Amerikan Devlet Kademeleri ortak bir ağızla devletimizi depremde desteklediklerini bildirmiş, yas mesajlarını yayınlamış ve taziyelerde bulunmuştur. Bunlar dostluk nişaneleri olsa da bazı tuhaflıklar halk nezdinde sorgulanmaktadır. Örneğin 99 depreminin komplo teorisi isimli bir filmde mesele edilmesi ve bu deprem olayının da benzer şekilde biliniyor olması ilginç midir değil midir?

HAARP üzerine konuşan profesör ünvanlı jeolog şahıslar, bilimsel değil demektedirler. Evvela bu gerçekten de çok büyük cehalet örneğidir. Müfredat profesörleri acaba NASA, HAARP veya benzeri kurumlarda görev almış mıdır veyahut yüksek nitelikli başka çalışmalarda ve araştırmalarda bulunmuşlar mıdır? Daha da öte dünyadaki bütün ilmi birikime sahipler midir? Gizli faaliyetlere ne ölçüde katılmışlardır? İşin açığı Ortadoğulu uzmanların derme çatma üniversitelerden veya bu işlerin merkezinde olsa da bu çalışmalara nüfuz edemeden aldıkları diplomalarla kendilerinden ilerideki teknolojileri yoksaydıkları görülmektedir. Bu kimseler esasen HAARP’i tanımamaktadır. Bizler komplocu denen kimselerin bir çok noktada doğruyu tutturduklarına şahsen şahit olduk. Söylenenleri deli saçması olarak görmek esasen bir nevi körlük ve kibir durumudur. Nitekim bu konuda R. Kurtoğlu bir eser telif etmiştir ve kitabı önemli bilgileri ihtiva etmektedir.

Bu yazıyı yazdıktan sonra Jeolog Celal’in yanında yabancı uzmanı dinledim. Buraya da eklemek istedim. Yabancı uzman depremlerin tetiklenebileceğini ifade etti. Kimse haşa yoktan deprem yaratmıyor, fay hatlarını etkileyen sıvılar enjekte ediyorlar sadedinde bir şeyler dedi. Yani bir takım şeylerle mümkünmüş deprem oluşturmak. Benzer şekilde derin çukurlarda bombalamak ve başka şeylerle de fayları harekete geçirebilmek elbette ki mümkündür. Diğer yanda bilim tarihinde insana uçuk gelen bütün fikirler bir süre sonra gerçekleştirilmiş olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla yok diye bir şeyi kimse diyemez. Ona senin haberin yok veya sen görmemişsin derler, haline gülerler.

Sözün özü Allah milletimizin yardımcısı olsun. Her imkanı seferber etmeli ve bu konuları en azından kafamızda çözmeliyiz. Birisi böyle bir iddia attıysa ve bu gerçekten de uçuksa, onu yanlışlamak profesörlere düşer. Bizim kanaatimizce deprem pekala tetiklenebilir. Ayrıca çok ilginçtir ki büyük patlama sesleri duyduğunu söyleyenler mevcuttur. Bunlar önemli delillerdir. Biz HAARP hakkında yeterli bilgiye sahip uzmanların olmadığını çok rahat görebiliyoruz. İnşallah yakın zamanda devletimiz bu uzmanları yetiştirebilir.

ETİKETLER: Manşet
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.