islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,6007
EURO
34,8119
ALTIN
2.491,55
BIST
9.463,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
14°C
İstanbul
14°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Açık
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
21°C
Salı Az Bulutlu
22°C

ÂHİRET HAYATINA İMAN AKLIN DA GEREĞİDİR

ÂHİRET HAYATINA İMAN AKLIN DA GEREĞİDİR
15 Temmuz 2022 11:30
A+
A-

İslâm Dîni’nin iman temellerinden biri de ölümle başlayacak Âhiret hayatına; Cennet ve Cehennem’e iman etmektir.

İslâm Dîni’nin inanç esaslarından biri olduğu için, bu Dînin son kitabı olan Kur’ân ve onun açıklaması / uygulaması olan Sünnet, âhiret hayatı üzerinde ısrarla durmaktadır.

Âhiret hayatını bütün Peygamberler / ilâhi kitaplar tebliğ ettiği gibi, bilimsel akıl ve insan fıtratındaki adâlet ve ölümsüzlük duygusu da onaylamaktadır.

Kâfirliğin Ana Yolu

Bilindiği gibi insanların bir bölümü Âhiret hayatını kabul etmeyerek kâfir / inkârcı olmuştur ve olmaktadır.

Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e ve onun döneminden devrimize kadar Âhiret Hayatı’nı yalanlayanların temelsiz görüşleri de hemen hemen aynı olmuştur.

Onların, tarihî dönemler boyunca ileri sürdükleri gerekçeleri, Kur’ân diliyle ifade edersek şöyle olmuştur:

{“Ne o! Öldükten, vücudumuz toprak ve kemik yığını olduktan sonra mı diriltileceğiz.”

“Ölüp de toprak olup kemik yığınına dönüştükten sonra, biz mi diriltilip sorgulanacak; ceza veya mükâfat göreceğiz?.”}

Âhiret’e îmanı emreden Yüce Rabbimiz, Kur’ân’da, onların inkârlarının bir temele dayanmadığını, aklını kullanabilen ve mantıklı bir düşünceyle göklere, yerküresine ve insanın yaratılışına bakan bir insan için yeniden dirilişe, bir diğer anlatımla Âhiret’e îmanın kaçınılmaz olduğunu beyan buyurmuştur.

Biz burada, Kur’ân’dan yapacağımız akıllara yol açıcı, düşündürücü ve inancı pekiştirici aktarımlarla Âhirete; Cennet ve Cehennem’e îman konusunu temellendirmeye çalışacağız.

Yarattığı insanı, insandan iyi bilen Yüce Mevlâmız, Kur’ân-ı Kerîm’de Âhiret’e îmanı emretmektedir:

Ey îman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaplara îman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur.” (Nisâ 136)

Hakîkati inkâra şartlanmış olanlar, tekrar diriltilmeyeceklerini iddia ediyorlar! De ki: “Evet, Rabbime and olsun! Siz kesinlikle diriltileceksiniz, sonra da yaptıklarınız size mutlaka bildirilecektir! Bu ise Allah’a göre pek kolaydır.” (Teğabun 7)

Âhiret’e îmanı emreden Rabbimiz Kur’ân’da aşağıda örneklerini sunacağımız türden sorular yöneltmekte, şöyle buyurmaktadır:

Gökleri ve yeri yaratan ve onları yaratmada hiç bir güçlük çekmeyen Allah’ın ölüleri diriltmeye de gücünün yeteceğini görmüyorlar / anlamıyorlar mı? Evet, O, elbette her şeye gücü yetendir.” (Ahkâf 33)

“(Yeryüzünde) Allah’ın rahmetinin izlerine bir bak! Ölümünden sonra yeryüzüne nasıl hayat veriyor. O, ölüleri de böylece diriltecektir. O her şeye gücü yetendir.” (Rûm 50)

İnsan fışkırtılmış meniden bir damlacık / sperm değil miydi? Sonra o damlacık rahim duvarına asılı duran sülükümsü görünümlü döllenmiş yumurta hücresi oldu. (Allah da onu o hücreden) yarattı ve ona şekil verdi. Ondan da iki çifti; erkeği ve dişiyi var etti. Şimdi bunları yapan Allah’ın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?” (Kıyâme 37-40)

Düşünelim…

Âhiret hayatına inanan mü’minler olarak îmanımızı akıl plânında güçlendirmek için yukarıda sunulan âyetler izinde şöylece tefekkür edebiliriz.

a) Evrendeki, dünyamızdan irili ve ufaklı trilyonlarca gezegenin yörüngelerinde dehşet verici bir ahenkle seyrettiğini, milyonlarca yıldır güneş, ay ve dünyamızın mihverleri / eksenleri etrafında döndüğünü kabûl etmek kolay mıdır? Ama kabûl ediyoruz.

b) Bir küçücük tohumun düştüğü ve beslendiği toprağı çatlatarak büyük bir ağaç olduğunu, yüzlerce dala ayrıldığını, farklı hacim ve renk tonlarında yüzlerce, binlerce meyve verdiğini, hele hele yapı maddesi aynı olan toprağın on binlerce şekil, renk, tad, koku ve hacimdeki bitkileri sergilediğini kabûl etmek kolay mıdır? Ama kabûl ediyoruz.

c) Bitkisel ve hayvansal gıdalardan meni oluştuğunu, bir kaç damla menide milyonlarca sperm bulunduğunu, bunlardan yalnızca birinin döllediği dişi hücrenin akıllara durgunluk veren bölünmelerden sonra trilyonları aşkın hücreden teşekkül eden üstelik gören, işiten ve düşünen insanın vücuda geldiğini kabûl etmek kolay mıdır? Ama kabûl ediyoruz.

Şimdi sunduğumuz örneklerdeki gerçekleri kabul edebilen bir akıl, insanın toprağa karışmış vücud birimlerinden biri ile yeniden diriltilebileceğini nasıl kabul edemez? Kabul etme zorunluluğunu nasıl duyamaz? Kaldı ki nefis; rûh / can diridir. Diriltilecek olan toprağa karışmış vücuttur.

Şimdi varlık âleminde; vücut hücrelerimizde ve de her akşam sabah uykuya yatış ve kalkışta ölüm ve diriliş olayı her an yaşanırken düşünen bir insan, “Akıl yeniden dirilişi kabul edemez!” diyebilir mi?

Evreni, yerküresini, bütün canlıları ve tabîi kânunları yaratan Allah olduğuna, yeniden diriltecek olan da O olduğuna göre, akıl yeniden dirilişi nasıl kabul eder, denilebilir mi? Her doğan insan, toprak-ürün-kan-meni macerasını takip ederek topraktan dirilişi haber vermiyor mu?

Yoktan var eden Allah’ın ikinci bir defa yaratamayacağını ileri sürebilecek akıllarını kullanamazlara, Şanı Yüce olan Allah’ın sorduğu suali yöneltmek ve yaptığı açıklamayı duyurmakla yetiniyoruz:

Biz ilk yaratmadan âciz mi kaldık? Hayır, onlar yeniden yaratılmaktan şüphe ediyorlar.” (Kâf 15)

“(Yeniden yaratılıştan şüphe eden insan) kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek sundu da soruverdi: Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?

(Ey Peygamber! Ey Yükümlü insan!) cevap ver:

Onları ilk defa yaratan diriltecek. O yaratmanın (çeşitleri ve inceliklerini) çok iyi bilendir.” (Yâsîn 78-79)

Burada sözü, konumuzu özetleyen bir hadîsle bağlayalım.

Sahâbî Ebu Rezin anlatıyor. Allah’ın Resûlü’ne sordum:

Ya Resûlellah! Allah ölüleri nasıl diriltecek? Şu cevabı verdi:

– (Ya Eba Rezin!) Sen hiç, çorak iken geçtiğin bir vadiden yemyeşil olduktan sonra da geçtin mi?

Evet, (geçtim Ya Resûlallah!) İşte yeniden diriliş de böyle olacak; Allah ölüleri bu şekilde diriltecektir.

ALİ RIZA DEMİRCAN

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.