AKŞENER’İN FATİH BENZETMESİ

Cevdet paşanın güzel bir sözü var:

“Tarih bilmeyen devlet adamı, pusula kullanmayı bilmeyen kaptana benzer”

İyi parti genel başkanı Sayın Meral Akşener’in, İBB başkanı İmamoğlu hakkında yapmış olduğu Fatih benzetmesi, siyasetin gündemine oturmuş durumda. İşin siyasi manevralar ile olan ilgisi bir tarafa da…

Bu benzetme kanaatimce hiç olmadı Meral Hanım!  Zira II. Murat’ın oğlu Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul’u Bizans’ın elinden alırken, çağ açıp çağ kapatıyordu ve Doğu Roma İmparatorluğunu da  yıkıyordu…

Peki size bu benzetmeyi yaptıracak İmamoğlu’nun bir icraatını kamuoyunla paylaşır mısınız?

Yedi lisan bilen ve batı kültürüne de aşina ve tam bir deha olan Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul’u Doğu Roma imparatorluğunun sonunu getirerek fethetti. Hem de Peygamberimizin (sav) övgüsüne nail olma şerefini elde ederek…

 Peki Sayın İmamoğlu İstanbul’u kimin elinden aldı ki böyle bir benzetmeyi yapabiliyorsunuz?

*Görevi olduğu halde Başakşehir hastanesinin yolunu yapmayan,

*Atık su tesisi için temel atmama töreniyle tarihe geçen ve Marmara denizini müsilaja maruz bırakan,

*Basına yansıyan haberlere göre, İşçi maaşlarından başka gideri olmayan İSPARK’ın, iki yıl gibi kısa bir süre içinde konkordato ilan edecek duruma düşüren,

*Fatih Sultan Mehmet Han’ın türbesine girerken yaptığı saygısızlıktan sonra, İmamoğlu için yapmış olduğunuz Fatih  benzetmesi gerçekten olmadı Meral Hanım!..

Anlaşılan o ki, ilk etapta pohpohlanarak şişirilen ama balonu iki yıl içimde pekte çabuk sönen Sayın İmamoğlu’nun; CHP genel başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığına aday olabilirim açıklamasından sonra aklımıza gelen tespitimiz şu oldu.

“Herhalde millet ittifakında, Cumhurbaşkanlığı adaylığı noktasında kılıçlar çekildi. Kılıçdaroğlu’nun aday olabilirim açıklamasından sonra İYİ parti karşı bir manevraya geçerek İmamoğlu’nu koz olarak öne sürmek maksadıyla, Meral hanım böyle bir benzetme yapma gereği duydu”

Yoksa bir Üniversite hocası olan Sayın Meral hanımın, tarih bilmemesi herhalde düşünülemez…

YARGITAY BİNASININ DUA İLE AÇILMASI 

Yeni Yargıtay binasının dua ile açılması, “Hoppala yavrum yaz geldi, pazara kiraz geldi” misali, bizim Kemalistleri pek kızdırdı.

“Vay efendim laik bir ülkede bu olamazmış…”

Gazeteci Merdan Yanardağ,  katıldığı bir televizyon programında epey kızmış olmalı ki, “Orta çağ karanlığı” falan gibi laflar etmiş.

Bendeniz de diyorum ki, bunlar İslam’ı bilmediği gibi, laiklik kavramını da anlamaktan yoksunlar. Ya da içi boşaltılmış ve istediği zaman istediği gibi içini doldurdukları bir laiklik, Kemalist takımın her zaman işine geliyor. Yoksa ekserisi Müslüman olan toplumumuzda, adaletin terazisinin şaşmaması, adil hükümlere imza atılabilmesi, yanlış kararlar almaktan yüce yaratıcımıza sığınılmasından daha doğal ne olabilir ki?

Allah aşkına bırakın artık şu “Laiklik aşağı, laiklik yukarı” teranesini…

Yeni Yargıtay binasının açılışında, Diyanet işleri Başkanımız Sayın Prof. Dr Ali Erbaş dua yapmıştır ve bu da pek güzel ama pek güzel olmuştur…

Gerisi laf-ı güzaftır vesselam…

FERHAN ŞENSOY

Tiyatro sanatçısı Ferhan Şensoy’un vefatı, yakınlarını ve sevenlerini şüphesiz üzdü. Ama hepimiz şunu çok iyi biliyoruz ki bu dünyaya geldiysek, bir gün gelecek yüce rabbimizin “Her nefis ölümü tadacaktır” ilahi emrine muhatap olacağız.

Ferhan Şensoy’un siyasi görüşü ve bu konuda yaptığı açıklamalar ile şu an ilgilenmek ve onu gündeme getirmek, biz Müslümanlara yakışmayan bir hareket olur. Sözün doğrusu “Allah ameline göre muamele etsin” demek olur.

Ancak cenaze merasimi sırasında yaşanan tatsız olaylar, beni derinden üzdü. Allah aşkına cenazelere de mi saygımız kalmadı ya hu? Bu nasıl bir kafadır ki, yarın, belki yarından da yakın bir süre içinde o tabutun içinde bizlerde olacağız diye düşüneceğimiz yerde; Beşiktaşlı birkaç taraftar cenaze esnasında “Yuh” çekmişler. Karakola götürülen bu şahıslar “Özrü kabahatinden büyük” misali, “Ferhan Şensoy’un cenazesi olduğunu bilseydik yapmazdık” demişler. Yorumu size bırakıyorum…

Cenaze merasiminde, tiyatrocu ve oyuncu Cihat Tamer’in söyledikleri ise ayrı fecaat ve büyük bir  provokasyon… Konuşma listesinde sırası bile olmayan bu zavallı söz istemiş ve şunları söylemiş:

70 senedir bu ülkeyi din bağımlısı hükümetler yönetiyor. Ona rağmen 70 senedir inadına tiyatro yapıyoruz. Ferhan da inadına tiyatro yaptı…”

Vah ki vah!

Allah akıl fikir versin…

Bu arada şunu da belirtmek istiyorum ki, eski şaman dininden kalma ilkel bir gelenek olan cenazenin arkasından alkış yapmak, İslami değerler ile bağdaşmamakta, bir Müslüman gözüyle bakıldığında da pek hoş bir görüntü oluşmamaktadır. İslami ritüeller bazında dua etmeyi orta çağ karanlığı olarak görenlerin, cenazenin arkasından alkış tutmayı nasıl anladıkları ve nasıl gördükleri önemli olsa gerekir.

Cenazeye saygı konusunda  da Peygamberimizin (sav) mübarek hayatı bizlere örnek olmalıdır. Bir gün yoldan geçen bir cenazeyi gören iki cihan güneşi, cenazeye saygı mahiyetinde ayağa kalktılar. Etrafındakiler;

“Ya Rasulullah bu bir Yahudi cenazesidir” dediklerinde ise, şu cevabı verdiler:

“O da bir insan değil miydi?  

Selam, saygı ve muhabbetlerimle….

Şaban DOĞAN