islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
23°C
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Az Bulutlu
22°C

ALLAH’TAN KORKUP SAKIN DA GEL!

ALLAH’TAN KORKUP SAKIN DA GEL!

Ey iman edenler! Allah’a ittika edin ve O’na yaklaşmaya vesile arayın ve O’nun yolunda mücâhede edin ki felaha eresiniz (Mâide 5/35)
Şüphesiz Allah doğru söylemiştir.

Nasıl da rabbimin sesi kalbimize işliyor. İlahi sesin çarpıcı daveti ayetten can bulup, vücut bulup, nasıl da ölmüş ya da solmuş ruhumuza, aklımıza, idrakimize, duygumuza rağmen bizi diriltiyor. Ayeti kerime adeta mübin bir gerçek olarak perdesiz karşımızda durmuş, bize gülümsüyor ve ‘’haydi gel, gel!’’ diyor.
Gel!
Allah’tan korkup sakında gel!
Çekin!
Günahlardan ve bütün kötülüklerden kendini çek ve koruda gel!..
Sakın!
Takvâ ile amel et ve kendini sakın da gel!
Korkma, yürü!
Sakınmayacağın tek BİR şey var bu fani hayatta:
ALLAH!
Allah Azze ve Celle!

O Allah ki evvel ve ahir dost, sevgili, sahip ve Mevla’dır sana.
O’na yaklaşmaya vesile ara! O’nun yolunda gayret, çaba, azim, olanca gücü ve kuvvetini sarf et ve mücadele et Allah yolunda.
Senin için kurtuluş ve ebedi mutluluk işte burada.
Prof. Dr. Fuat Sezgin hocamız ne kadar güzel söylemiş:
“Boş şeylerle uğraşıyoruz. Zamanın Allah’ın bize verdiği büyük bir nimet olduğunu unutuyoruz.”
Oysaki hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamak, bu dünyadaki hayalimiz iken bu asılsız hayal, ilk atamız Adem as‘ın şahitliğinde yıkılmamış mıydı? Bu asılsız hayal ancak, İblis aleyhillanenin bize zerk ettiği bir vesvese ve zandı. Bu durum hâlâ anlaşılmadı mı? Ve o kötü zan, dört ilahi din üzerinden anlatılarak tescillenmişti. Yüzyıllardır yanılan, unutan, şaşıran, kısaca gafil olan her şahsın hazin yaşanmışlıkları üzerinden çoktan iflas etti ve sonuçta yalanlandı.

O vakit iman edenlere yakışan ancak ve ancak Maide suresi 35. ayette bize söylenen ve çağlar boyunca yerler, gökler ve ikisi arasında ne var ise onlar tarafından beklenen, özlenen o safi Müminlerden olmaya çabalamaktı.
‘’ Ey iman edenler! Allah’a ittika edin ve O’na yaklaşmaya vesile arayın ve O’nun yolunda mücâhede edin ki felaha eresiniz.’’
13 yıl önce işte böyle bir çabanın güzide taşıyıcıları olan ve her birisi kendi bulunduğu mekânların ve ortamların içerisinde safi ve samimice iman ederek Allah’tan sakınan, Allah’a yaklaşmaya vesileler arayan yurdumun güzel insanı on kardeşimiz vardı. Dünya’nın gözü önünde Allah’a adayışın timsali oldular. Uluslararası özgür sularda, katil ve zalim İsrail’in fütursuz saldırısı ile şehadet şerbetini yudumladılar. Barışın, iyiliğin taşıyıcısı olan altı gemiden beşi, büyük bir olay olmadan İsrail tarafından ele geçirildi. 800 yolcusu bulunan Mavi Marmara gemisi ise 10 yolcusu, gemiye çıkan katil İsrail komandolar tarafından şehit edilirken, 60 yolcusunun yaralanarak gazilik makamına yükselmesinin şahitliğini yaşadı. Mahşere dile gelecek inşallah.

Şehit olan can kardeşlerimizin isimleri:
Cevdet Kılıçlar, Necdet Yıldırım, İbrahim Bilgen, Furkan Doğan, Fahri Yaldız , Cengiz Songür, Uğur Süleyman Söylemez , Çetin Topçuoğlu, Cengiz Akyüz ve Ali Haydar Bengi idi. Rabbim şehadetlerini kabul etsin ve şefaatlerini bizlere nasip etsin dileriz. İşte o şehitlerden birisi de hayatına yakından şahit olduğumuz Şehit Çetin Topçuoğlu idi. 1956 yılında Adana’da doğan; tekvando, boks, güreş, judo gibi pek çok spor dalı ile ilgilenen Şehit Çetin Topçuoğlu tekvandoda uluslararası şampiyonalarda önemli dereceler alan can parçası kardeşimiz idi. Hayatı şehadetinden iki buçuk yıl önce eşinin yıllardır süregelen gayretli duası ve şehidin hidayeti celbeden Allah katındaki muradı ile, O’na razı olunacak ve razı olacağı yakınlık makamını ve şehitlik duasının tastamam kabulüne vesile olacak şehadete yükselten makamın kapısını açtı.
Bu muhteşem rövanşın, iki buçuk yıl süren tarihçesinde hepimize büyük bir ayet ve ibret vardı.
Oysaki İslam’ın kutsal mekânlarına hizmet veren, ilahi vahyin dünyada yüceltilmesi için gereken tebliğ koşullarında öne geçen ve nebevi emanetin hayata yansımasında ömrünü veren niceleri vardı. Canla, başla, malla, evlatla, eşle, velhasıl her şeyiyle adanıp da ortaya sunulduğu mücadelelerde, varoluşun, can koyuşun arayışı ile nice alimler, şehit olmak ya da olamasalar dahi şehitlik makamında canını Rabb’ine sunmak hususunda ne kadar da çabaladı.

Alimleri, abidleri en masum kıskançlıkla kıskandıran, imrendiren bu izzetli, aziz, yüce makam herkese aynı soruyu sordurdu.
Nasıl?
Neden?
Niçin bize değil de bu şehit kardeşimize ve ciğer parelerimiz diğer şehitlerimize bu kader yazıldı?
Tabii ki bu sorunun cevabını ancak Alim olan Allah bilir. Gerçeğin bilgisi şüphesiz ancak mahşerde öğrenilir?
Fakat şehitlerimizin hayat hikâyeleri üzerinden bizlerin tefekkür etmesini gerektiren nice güzel ibretler ve nasihatler vardır.
Biz Adanalılar bu ibret ve nasihatleri Tekvandocu Çetin Topçuoğlu’nun son yazısı örnekliğinde okumaya çalıştık. Biz Müslümanlara Çetin Hoca ne güzel insan, ne güzel hizmet arkadaşı idi. Diğer şehitlerimizin de hayat hikâyeleri incelendiğinde, ne denli safi ve duru bir talep ile Rabbe yakınlık makamında durduğu aşikâr bir şekilde görünüyor. Bizlere yaşantıları nasihatin en güzelinden yana zengin bir miras olarak kalıyor.

Buyurun!
Şehit Çetin Topçuoğlu’dan Muhammed Ümmetine miras kalan adayış hikâyesini kısacık da olsa anlamamıza yardımcı olan O MEKTUP:
‘’Bismillahirrahmanirrahim.
İnsanlar hayatlarında bir kere doğar ve ölür. İnsanlara ilahi şahadet şansı doğumdan ölüme kadar verilir. Bizler yaşarken ilahi şahadet şansını yakaladık.
Sizlerin maddi ve manevi yardımlarıyla bu kutlu yolculuğa Gazze konvoyuna ‘Filistin’e yol açık kervanına katıldık. Bu kutlu yolculukta kendi adıma farklı değerlerle tanıştım. Hayatım çok değişti. Dualarımda sadece kendime ve aileme dua ederdim. Şimdi ise dualarım ümmete…
Yaşam bir gerçektir ölüm de bir gerçektir. Hakikat ise yaşarken ölümüne, öldüğünde de yaşadığına şahit olmaktır. Bizler şu esnada ‘anı’ yaşıyoruz. Yaşanan an kendi tarihini yaşatır insana. Biz burada kendi tarihimizi ve anımızı yaşarken Gazze’deki kardeşlerimiz de kendi tarihlerini yaşıyorlar. Biz bireysel, onlar ise toplumsal yaşıyor. An be an tarih yazıyorlar. Yaşayarak yazdıkları bu tarih, Muhammed ümmetini canlandırıyor, güçlendiriyor ve kalkındırıyor, onurlandırıyor.

Onlar, ‘Biz ölmeyelim.’ diye ölüyorlar. Bizler dünya hayatına geçmeden şehitliğin en üst mertebesi olan şahitliği yaşamışız. Ruhlar aleminde yaşadığımız bu şahitlik, bu tasdik, bize şehadetin zirvesini yaşamakta yardımcı olacak.
Kelime-i şehadet getirerek de aslında ruhlar alemindeki o şehadeti dünyaya taşımış oluyor.
Biz şehitliği Gazzeli Müslüman kardeşlerimizden öğrendik. Gazzeli kardeşlerimiz, ‘Hakkı ayakta tutan şahitler, şehitler olun!” emrini mallarıyla, canlarıyla, ibadetleriyle, kanlarıyla ayakta tutmaya çalışıyor. Hakka olan şahitlikleri şehitlikle sonuçlanıyor. Peki ya bizler hayatımızın hangi noktasına bu idraki koyabiliyoruz?

Birçok dünya yükünün çilesini çeken, sorumlulukların altında ezilen kadın kardeşlerimiz, şahadetin dünya görüntüsünü yaşayarak, dualarla, yaptıkları mantı satışlarıyla sermaye ederek, yardım ve iyilik için şehitliği ve şahadetin bir cüzünü, kadınsı gayretleriyle gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Şahitliğimiz Allah katında kabul olsun.
Şehadet bilgisini bize öğretenlerden Allah razı olsun.
Hakkınızı helal edin! Çetin Topçuoğlu.’’

Yazı başından sonuna kadar okunduğunda ve kelimenin ardındaki ruh çözümlenmeye çalışıldığında:
_’’Şehadet makamı şansı’’nın ölüme kadar her vesile ile verildiğini anlaması,
_’’Gazze ve Filistin halkının mücadelesi’’nden son derece etkilenip nasihat çıkarması,
_’’Yaşam ve ölümün’’ aynı perdeden seyredilmesi gereken bir hakikat olarak farkındalık ile ifade etmesi
Bu farkındalıktan doğan bir sorumluluk olarak şehadetin yaşarken de, yaşamdan vazgeçerken de bir vazife olarak addedilmesi ve icra edilmesi zarureti,
-Müslüman Hanım din kardeşlerine gıpta ederken, Hanım kardeşlerinin Allah’a ve peygamberine şehadetleri canlı tutma çabası ile yaptığı salih işlere sarıldığı gerçeği, Çetin Hoca’mız tarafından nasıl güzel anlaşılmış meğer…
-Adanalı Müslüman hanım kardeşlerinin, hayat yüküne rağmen boş durmadan, mantılar dökerek, onu satarak, İslam’ın tebliği için koşturması, dula, yetime, öksüze, fakire, fukaraya yardıma koşması çok büyük bir ibret olmuş, ne kıymetli gelmiş şehidimize…
Rabbimiz gerçek iman sahiplerinin sayılarını arttırsın.
Oysaki çok derin bir ilmi İslami eğitim alamamış Şehit Çetin.
Belli ki ‘’Samimi iman kitaba sığan değil’’miş.
Meğerki ‘’Hayata taşan iman’’ da varlığını pratikte gösteren imiş.

O mübarek şehitler ve Suat Koşmaz kardeşimiz gibi muhterem gazilerimiz ki; vakit kaybetmeyenler ve Rabbimin ayetinde buyurduğu üzere Allah’tan sakınmaya çalışan, bilgi ile amel etmek için çırpınan gönül erleriydi.
Adana gazisi Suat Koşmaz kardeşimin dünya medyasına düşen ve Yahudi askerinin saldırısı ile ayağından ağır yaralanmış , acılar icinde kıvrandığı halinde dahi; “Zalimler için yaşasın cehennem” derken ki hali hepimizi gözyaşlarına boğmuştu. Şehit Çetin’in şehadet menzilli seferinde kendisini yalnız bırakmayan kıymetli eşi Çiğdem Hanım ise; eşinin şehadet haberi ile büyük bir buhran yaşayarak ağlayıp dövünmesi normal kadınsı bir tepki olarak beklenirken; Gazi Suat kardeşimizin yaralanan ayağına ilk yardımı bizzat kendi yaptığı gibi, gemide tüm yaralanan kardeşlerimizin ilk yardımlarında, öncü kimlik olarak davranacak metaneti göstermesi de inanç ve adayışa dair ibret verici.

Buradan da anlaşılıyor ki, Rabbimiz bizden destan yazmamızı hiçbir zaman istemedi ve beklemedi. Yalnızca samimi bir yürek ve amel istedi. Destanı yazmak, çağlara duyurmak Rabbimin iradesi ile mührü kendinde saklı duran bir ziynetti. Şehit Çetin Topçuoğlu’nun Adana’dan Antalya limanına gitmek için yola çıkacak olan uçağa binmeden, güvenlikten geri dönerek kıymetli eşim ile yanımıza geldiği ve dua istediği o an halen zihnimde capcanlı ve diri.
-“Bana dua edin hocam.
-Kardeşim! O nasıl söz? Elbet duamızdasınız.
-Hayır hocam! Öyle dua değil. Şehit olmam için, şahit olmam için dua edin.
-Siz öyle şehid olup kolayca cennete gidecek, biz buralarda sizlersiz mi çalışmalara koşacak ve dinin yükünü zayıf halimiz ile mi yükleneceğiz?
Yok öyle kardeşim! Dipdiri gidin, dipdiri gelin, diye dua edeceğiz.’’ dedik.
Rahman olan Allah’a şehidin duası, bizim duamızdan kıymetli gelmişti. Bizler: “Onun duası kabul edildi, bizimki kabul edilmedi.” diye gözyaşı dökerken Rahman olan Allah ‘’ Dipdiri gidin dipdiri gelin!’’ duamızın bin beş yüz yıl evvelden kabul ettiğini, bize Kur-an’ı Kerim ile fark ettirdi:
‘’ Allah yolunda öldürülenler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler fakat siz bilemezsiniz.’’
(Bakara154)

Şüphesiz Allah doğru söyledi.
İyiliğe dair ne varsa etrafımızda kök salan, vefaya dair kim var ise bizimle dostluk kuran, hayra dair her ne ise bizden doğan ve bize doğan ulaşan güven ve huzur dolu sonsuza kadar uzanan hayatlar dilerim.
Özgür ve hür, barış ve esenlik dolu iklimlerde Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa, Özgür Kudüs, Beyt-ül Makdis, ata yurdu Özbekistan, Saray Bosna, Endülüs ve tüm dünyada bütün arzda ve hatta Rabbimin yüce Arşında secdeler, rükûlar, kıyamlar yapmamız en büyük hayallerimiz, temennilerimizdir.
Selam ve dua ile kalınız.

 

Hatice Şebnem Diktürk 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar
  1. Hürbala dedi ki:

    EvelALLAH
    AhirALLAH
    La ilahe illALLAH
    Ve her daim ALLAH diyoruz ALLAH

    1. Hatice Şebnem Diktürk dedi ki:

      Başka hiç bir şeyin anlamı yok.
      İlla Allah

  2. Serap dedi ki:

    Rabbim idrak etmeyi hikmeti görebilmeyi nasip etsin rabbim o kutlu şehitlerden razı olsun bizleride şahit olanlardan kilsin

    1. Hatice Şebnem Diktürk dedi ki:

      Amin kıymetli kardeşim

  3. Hamiyet gezer dedi ki:

    Allahü Ekber 🙏 kalemine yüreğine sağlık

    1. Hatice Şebnem Diktürk dedi ki:

      Allah razı olsun

  4. SUAT koşmaz dedi ki:

    Allahu ekber anılarım tekrar tazelendi
    Allah kabul etsin.

  5. Hiç dedi ki:

    Çok sevgili ve kıymetli kardeşim Rabbim kabul etsin inşaAllah, bu değerli yazılarınla hissetmemize vesile olduğun her ulvi duygu için dünya ve ahiret makamını yüceltsin. Mümin olanın her halinde onun için bir hayır vardır muhakkak bununla birlikte yüce Rabbimin o zalimler güruhundan intikamımızı alacağı günü sabırsızlıkla bekliyoruz. Vallahu hayrun mekirin.