islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4660
EURO
34,7572
ALTIN
2.440,00
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
17°C
Salı Çok Bulutlu
17°C

Çocuktan Öğren Namazı

Çocuktan Öğren Namazı

Önce, National Geographic’den ilginç bir belgesel anekdot aktaralım:

“Kartallar, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek zorundadırlar. Kartalların yaşı 40′a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir. Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır; ya ölümü seçecektir, ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir. Bu yeniden doğuş süreci, 150 gün kadar sürecektir. Bu yönde karar verirse, kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkartır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisinin 20 yıl veya daha uzun süre yaşamasını sağlayan meşhur ‘yeniden doğuş’ uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.”

Hepimiz hayatımızda bir “yeniden doğuş” ihtiyacı duyarız; siyasetçisinden ilim ehline, gazeteci-yazarından din gönüllüne, esnafından tüccarına kadar her birimiz rutinleşen, sıradanlaşan, kanıksanan ve kısırlaşan söylemlerimizi, eylemlerimizi, çalışma tarzlarımızı yenilemek, geliştirmek zorunda kalırız.

Söylem, eylem ve yöntemlerini yenileyemeyenler bir tür tıkanmışlık/tükenmişlik/ölüm yaşarlar.

Bu bağlamda “Namaz Gönüllüleri” olarak biz de kendimizi yenilemeye, yeni usuller geliştirmeye gayret ediyoruz. Namaz kıyamete kadar değişmez, ama onu anla(t)ma biçimlerimizi yenilemeliyiz…

Son yıllarda muhataplarımız çoğunlukla gençler ve çocuklar… Enerji dolu gençlerimizin heyecanı ve kıpır kıpır çocuklarımızın masumiyeti, namaza dair sohbetlerimizi daha hasbi/samimi ve aktif-dinamik kılıyor… Özellikle çocuklarımızın namaz üzerine söyledikleri, fıtratın ve masumiyetin sesini yansıtıyor. Bu yüzden, ‘çocuktan al haberi’ misali, namazın hikmetini ve namazla ilişkimizi onlardan öğreniyoruz.

İmdi, “niçin namaz kılıyoruz/kılmalıyız?” sorumuza çocuklarımızın verdiği bazı cevapları görelim:

“Allah’ın rızasını/hoşnutluğunu-sevgisini kazanmak için.” (Peki, namazı sevmeyeni Allah sever mi?)

Cevabı belli ikinci sorularımız veya kısa açıklamalarımızla muhabbetimizi hareketlendiriyoruz…

“Allah’la iletişim kurmak, konuşmak, O’na yakın olmak için.” (Biliyor musunuz gençler; sevgili Peygamberimiz (s.a), Kul namazda kiminle konuştuğunu bilse o namazı hiç bırakmak istemez buyurmuş.)

“Allah’a kulluğumuzu göstermek için”, “Allah emrettiği için”, “Allah’a dua etmek için”… (Gençler! Allah buyuruyor ki: Ey iman edenler! Sabırla ve namazla Allah’tan yardım dileyiniz -Bakara 2/153-…)

“Allah’a teşekkür etmek için”, Sevap kazanmak için”, “Cennet’e girmek için”, “Mutlu olmak için”…

(Yine Peygamberimiz, Cennetin anahtarı namazdır buyurmuş. Yani namazsız Cennet olmaz…)

“Kötülüklerden, günahlarımızdan, sıkıntılarımızdan, Cehennem’den kurtulup huzura ermek için”…

(Gençler, Kur’ân’da, Namaz, (insanı) hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar -Ankebut 29/45- deniyor. Öyleyse sevgili gençler, huzuru yanlış adreslerde aramayalım; zira ‘huzur Allah’ın huzurunda!’)

İkinci bir soruyu bu kez tersinden soruyoruz: “Peki, çoğu insanlar niçin namaz kıl(a)mıyorlar?”

“Namazın önemini bilmedikleri için”, “Namazı önemsemedikleri için”, “Namaz kılmaya üşendikleri için”, “Dünya işlerine daldıkları için”, “Vakit bulamadıkları için -onlara göre-”, “İnanmadıkları için”…

(Peki, gençler, namazı önemsemeyenleri Allah önemser mi? Bakın, Furkan suresinin 76. âyetinde şöyle buyuruluyor: “De ki: Duanız (ibadetiniz, namazınız) olmasa, Rabbim size ne diye değer versin!”)

Namaz Gönüllüleri olarak gençlerle sohbetlerimiz bu minval üzere sürüp gidiyor… Efendimizin (s.a) “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz!” talimatı doğrultusunda, namazı sevdirmek ve kolaylaştırmak için söylemlerimizi ve yöntemlerimizi yenilemeye gayret ediyor ve diyoruz ki:

“Haydi çocuklar! Anne-babanız, kardeşleriniz ve sevdiklerinizle birlikte namaza koşun!”

Rabbim cümlemizi, kendi rızası uğrundaki çalışmalarımızda muvaffak buyursun. Âmin.

Abdullah YILDIZ

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.