islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
23°C
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Az Bulutlu
22°C

Aşk’ı Bilmeye ve Yaşamaya Olan İhtiyaç

Aşk’ı Bilmeye ve Yaşamaya Olan İhtiyaç
12 Eylül 2017 14:46
A+
A-

Aşk, insanoğlunun varlık ve yaşama sebebi. Karşılıksız, manevi boyutu büyük ve yaşayışın en yüce hedefi olan sevginin en saf ve katıksız hali.

İnsan”dan Allah”a uzanan bu bağlılık seli içinde aşk, en uzun ve manalı birlikteliğin kaynağıdır. Allah”a aşık olmak, insanın kendi manasını en yüce bir seviyeye ulaştırması demek oluyor.

Ailevi birlikteliğin sosyal varlığının temelindeki sevgi, aşk haline ulaştığında, en olmazlar olur hale gelir; zorluklar aşılır, fedakarlıklar mucizevi noktaya ulaşır. İki insan birbiriyle ruhen ve sosyal manada birbiriyle kaynaşır.

İnsanın diğer cinsine karşı eğiliminin aşk haline gelmesi, duygusal dünyanın zenginliği ile mutluluğun zirveye çıkmasıdır. Bu duygu, hayatın en önemli mutluluğudur. Bu duygu ile her zorluğun üstesinden gelinir ve hayat, anlamlı ve değerli bir özellik kazanır.

Aşkın bir insanda varolabilmesi için, onun duygularına temel olabilecek hayat kültürünün o kişinin bilgi dünyasında bulunması gerekir. Yani insanın muhayyilesi, aşkın önemi ve büyüklüğü ile temellenmiş olmalıdır. Aksi halde, aşkın kişiyi hangi istikamete ve ne tür istikametlere götürebileceği bilinmez.

Dünyada en büyük eserler ve hareketler, büyük bir aşkla yapılmış ve büyük insanlar kendi benliklerinin üzerinde bir gayeyi ve değeri gerçekleştirmek üzere hareket ederek tahmin edilemeyecek işleri başarmışlardır. Peygamber, Allah aşkı ile en hayırlı ve mükemmel insanlar haline gelmiş ve bu aşkı, insanlara yansıtabilmişlerdir.

İnsanda, karşı cinse olan aşk da, aslında ideal ve yaratıcıya olan aşkın bir parçası olarak kabul edildiğinde, çok büyük bir rol ve tesir gücüne ulaşabilmektedir. İnsanoğlu sevdiği kişinin derdi ve sevgisi ile, nice sıkıntılara katlanır ve büyük sabır ve gayretin gerçekleşmesine sebep olur. Aşk seviyesine gelen sevgi, insanı en güzel duygulara ve en hassas tutumlara ulaştırır ve bu güzelliklerle derin ve ince bir ahlakı ortaya koyabilir.

Günümüzde aşk kelimesi, bu kutsal ve manevi özelliğinden uzaklaştırılarak basit ve cinsi arzuların ifadesi haline getirilmiştir. Böylece, hem aşk gibi yüce duygunun sönüp, küllenmesine sebep olmuş; hem de cinsellik gibi aslında belli ölçüler içerisinde tabii ve hayırlı bir arzuyu, ihtiras ve nefsin isteklerine alet edilmiştir. Dolayısıyla günümüz gençliği, ilahi ve insani aşk duygularına ya birbirine karıştırmakta veya bunların ne olduğu hakkında en ufak bir bilgi sahibi olmadan amaçsız ve sadece bedeni istekleriyle yaşayan hayvanlarla eş bir seviyeye inmektedir.

Medya ve tüketim endüstrisi, insanın kendisini aşırı ve gereksiz bir şekilde yücelterek,

“kendine tapacak” hale getirip, sadece dış güzelliği ve çekiciliği ile karşı cinsin arzularını uyandıracak bir “ruhi kaos”a yol açmakta ve onu azdırmaktadır.

Bilindiği gibi cinsi istekler, meşru bir sistem ve ahlak içinde gerçekleşmediği zaman, belli bir süre içerisinde tatmin olup ve daha sonra tamiri mümkün olmayan kayıp ve huzursuzluklarla sonuçlanmaktadır. Bu durumu, en çok renkli hayatlar yaşayıp da, yaşlandıkları zaman hatıralarını anlatan film, tiyatro ve manken gibi mesleklerin insanlarından öğreniyoruz.

Gençlerin, en güzel ve verimli zamanlarını, kişilik ve onur gibi değerli özelliklerini kaybetmeden, aşk duygularıyla evlilik gibi saygın ve huzurlu bir yuvanın kurulmasına ve böylece, medeni bir hayatı elde etmeleri çok önemlidir. Aksi halde bu tür kişiler, hayatın ruh, mana ve sevgi ile dolu gerçek yüzünü elden kaçırarak, “herkesin malı” olan fakat, yakınlarının sevgisinden mahrum kalma ızdırabı ile hayatlarını manasız ve boş bir hale getirebilirler.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.