Mustafa TOPAL

Ön kapağında ezan, son kapağında salâ, İki kapak arası kitap gibidir ömür; Satırları; kim bilir, belki bir em her kula Belki de bir ızdırap, azap gibidir ömür   Yazan Kâdir-i Mutlak, kulu bildi de yazdı Hayat yolculuğunda, ikazın bir bir...

YÜCE HUZURDA Azametin karşısında, Aciz cüssem büklüm büklüm Cuma günü  Huzurunda, Affın umar fakir aklım Şu kalbimin tek sahibi Sensin; olmaz gizlim, saklım Yalvarırım, Adem gibi, Bana kulum de Allah’ım Takvimlerde bugün Cuma Yüzüm kara benim ama, Dergâhında yer yok...

Her günü sayılı mahdut hayatta Dünyada kim kalmış ki biz kalalım Emeli dolmadan ölen var hattâ Dünyada kim kalmış ki biz kalalım Süresi verilmiş sarp bir yoldayız Biz de bilmiyoruz ki ne haldeyiz Dünya konukevi biz yâd eldeyiz Dünyada kim...

  Zulmün ile ocakları söndürdün Senin de ocağın sönsün İsrail Nice gül çehreyi küle döndürdün Suretin maymuna dönsün İsrail   Doğumun yenidir, önceden yoktun Hanelere nice elem bıraktın Zalimliğinle çok yürekler yaktın Evin barkın, yurdun yansın İsrail   Zulmün bilirdik...

Üstümüze çökmüş gaflet hâbımız Belki bundan olmaz isticabımız Lâkin zulme rızan olmaz Rabbimiz Bari bu sebeple secdegâhımız Azad olsun yâ Rab kıblegâhımız!   Titretirken arşı mazlum feryadı İslam dünyasının sarsılmaz yâdı Gafletten başka yok bunun bir adı Dokunmaz gayretullaha âhımız...

Şehâdet sevdasıyla çıktık bu kutlu yola Bu davaya baş koyduk, ebeddir seferimiz Aştık dağları alpler, alperenler kol kola Dökülen kanlar bizim, Hakk’ındır zaferimiz   Asırlar bizi söyler, hep maruftur şanımız Adımız, sanımız Türk, İslam’dır imanımız Şunu çok iyi bilsin ki...

          Hakk ezelî varlık, kaim binefsih, Varlık; gördüğün, bir de ötesi var. Âdemoğlu bilsin, bu ona tenbih, Yaşadığın değil, yaş ertesi var.   Varın, madde bir de var mânâ yüzü, Madde, kabuk ise mânâ da özü,...

Unutursun deme sakın, Yıllar geçse de unutmam. İster uzak ister yakın, Yıllar geçse de unutmam.   Bakıp, Yakub’a kıyasla, Bir değil bin umut besle, Vazgeçerim sanma asla! Yıllar geçse de unutmam.   Sözündeki yalancı dil, Unutulur gibi değil Unutmamı aklından...

Ben ki, kış içinde kış yaşıyorum Size bahar gelmiş, öyle mi kuşlar? Virane gönlümle hep üşüyorum Size bahar gelmiş, öyle mi kuşlar?   Tutunmuşsunuz da o kuru dala Bilmem yeşerecek mi ki bu yıla Kurudu dört buçuğa on üç kala...

Deprem dediğimiz hali yaşa da Dayanabilirsen haydi gel dayan Kefensizi görüp de bir köşede Dayanabilirsen haydi gel dayan Belki bacı gardaş, belki arkadaş Belki bir yastıkta ölmüş iki baş Sanarsın sanki taş kesilmişler taş Dayanabilirsen haydi gel dayan Çıkıyor enkazdan...

Benim inci ülkem, bir ben değil cihan yanar Seni görüp de için çekmeyen var mı acep? Bundandır ki uğruna, nice cân, cânân yanar Aşkının önünde diz çökmeyen var mı acep?   Ecdadım, senin için üç kıtadan vaz geçti Çok diyara...

Sevmek hissîdir. İnsanın iç dünyasında oluşan,  ruhî bir yöneliştir. Yaratılışında var olan, ama sadece insanda değil bütün yaratılmışlarda bulunan yüce bir duygudur. Biliyoruz ki aslımız toprak, yani toprakla mayalandık. Bunu özellikle vurguluyoruz ki mayasını topraktan alan sadece biz değiliz. Daha...

Babam, tenhâ bir gün tutup elimden “Sana bir çift sözüm var oğul” dedi Sezmiş olmalı ki şaşkın halimden “Dünyayı anlamak zor oğul” dedi   Millet arasında sevgi kalmazsa Büyük, küçük saygı nedir bilmezse Karşılaşınca yüz, yüze gülmezse “Ölmeden mezara gir...

Ey şu gök kubbenin muhteşem alı Semada sendeki duruşu sevdim Dedemin kanına doğan hilâli Kan kırmızıdaki sarışı sevdim   Şanınla yücelttin aziz milleti Seninle, kölelik denen zilleti, Üstümüze gelen her bir illeti Çelik iradenle kırışı sevdim   Şehrin çarşısında hem...

Şimdi yine düştün garip yadıma Hicranın yarası derinmiş meğer Şu satırlarım hep kendi adıma Asıl bende kalan yerinmiş meğer   Hâlâ sıcak bana nemli bakışın Engin tevekkülün, dizin çöküşün Yol gösterirmiş her kulak çekişin Üstümde nazarın uğrunmuş meğer   Gözünden...

Söze gerek var mı Yunus deyince Zaman durur, âlem susar, söz onun Çağlar aşan sadasını duyunca Gönülleri hoşnut eden yüz onun   Taptuk Emre tezgahında dokundu Hakkı buldu, hak diliyle yakındı, Hikmet ile dolup kemden sakındı Hakikati yudumlayan öz onun...

Razı edemedim huysuz gönlümü Dur bir dinle dedim, söz dinlemedi Kızmam, kırıştırmam da şu anlımı Lâkin anla dedim, söz dinlemedi   Baktım ki demekle yüzü gülmüyor Boş dolmaz, doluya koysam almıyor Âh ah! Sözlerimin kârı olmuyor Danış senle dedim, söz...

Yüreğimi yokla, yâr diye atar, Olmadığın sinem bir yüktür bana, Sıcak tebessümün, cana can katar Lahza iltifatın, kucaktır bana,   Hasretin yakar, çöl sıcağındayım, Yol bulup gelsem de ırağındayım, Ersem diyarına, yol ağındayım, Kapında kul olmak, uzaktır bana   Elinde,...