Başkalarına Yapılan Zulme de Karşı Çıkılmalıdır III

Başkalarına Yapılan Zulme de Karşı Çıkılmalıdır

Büyük hatalarımızdan biri de nefsimizi öne çıkarıp “bana zulmedilmedi“diyerek başkalarına yapılan zulümlere seyirci kalmamızdır. Örneğin bir işçi gerçekten haksız olarak işten çıkarıldıysa veya bir kimse aşağılanarak dövüldüyse ya da biri iftira atılarak sürüldüyse… işlenen suçlar cezası bırakıldıysa bu durum bizi ilgilendirmez diyemeyiz. Bizi ilgilendirir. Rabbimiz Cennetle mükâfatlandıracağı kullarını Kur’an’ında bizlere şöylece tanıtır:

“Onlardan biri zulme uğradı mı birlik olup karşı koyarlar.” (Şûra 42/39)

Son dönemlerde kullanılan güzel bir slogan var. “Sıra sana gelecek.” Başkalarına yapılan zulme sessiz ve ilgisiz kalınırsa sıra elbette bize de gelecektir.

Zalime karşı yardımlaşılacak ama zalimle de yardımlaşılacak. Peygamberimiz “Zalim de olsa mazlum da olsa mümin kardeşine yardım et,” buyurur. Sahabiler sorarlar: Ya Resulellah mazluma yardımı anladık da zalime nasıl yardım edelim. Şöyle buyurur:

• Zalime de zulmünü engelleyerek yardım edin. (Mişkât’ül-Mesabîh Hn. 4957)

Zalimler bir ülke bir millet olursa onlarla  savaşırız. Savaşmak da namaz gibi görevimiz olur. Sadece bize savaş açanlarla savaşmak da yetmez. Kur’an bizi Nisa 75’ de “Dünyanın neresinde olursa olsun Allah’a iman taşıyan ve yardım dileyen mazlumlara yardımla” yükümlü kılmaktadır.

Müslümanlar arasında yapılan savaşlarda da mazlumdan yana zalime karşı savaşmakla yükümlü kılındık,

Hucürat 9’da şöyle buyrulur:

“O halde, müminler içinden iki grup çatışırsa onlar arasında barışı sağlayın; ama iki gruptan biri diğerine haksız şekilde saldırırsa, Allah’ın barış buyruğu gerçekleşinceye kadar, haksızlık yapan taraf ile vuruşun; yaptıklarından vazgeçerlerse adil bir şekilde aralarını bulun ve onlara eşit davranın: çünkü Allah, eşit davrananları sever.”

1. Zalim Ötekileştirilip Cezalandırılmalıdır

Yukarıda değinmiştik ötekileştirmek adil olarak cezalandırmaktır. Allah zalimleri ötekileştirdiği için dünyada da cezalandırmak için Kur’an-ı Kerim’de öldürmeye, yaralamaya, meşru İslâm düzenine başkaldırmaya cezalar koymuştur. Gerçi zulmün ana cezası ahirettedir. Ahirette zalimlerin hiçbir dostu; aracısı ve yardımcısı da olmayacaktır. Rabbimiz zalimleri bizim de ötekileştirip cezalandırmamızı emretmektedir ama cezalar Rabbimizin koyduğu şekilde af ve tazminat seçenekli olmalıdır. Bu ceza sisteminin adı Kısas’tır. Örneklendirelim:

Malum giderek artan oranda kadınlar öldürülüyor. Bütün toplum kesimleri feryat ediyor. Buyurun engelleyin, engellenemiyor. Yaratandan kopuk olduğumuz için ilkeliz. İlkel olduğumuz için kasıtla insan öldürene ve yaralayana af ve tazminat seçenekli Kısas sitemini uygulayamıyoruz. Örneğin maktulün varisleri tarafından talep edilmesi halinde bile ölüm cezası verilemiyor. Madurun talebiyle bile yaralamanın cinsinden ceza uygulanamıyor.

Değil bir kişiyi onlarca kişiyi öldüren kişinin alacağı ceza belli. Üstelik sistemimiz hapis cezasıyla katilden çok, onu bakmakta yükümlü kıldığı toplumu cezalandırıyor ve yıllarca beklemeye mecbur edilen katilin ailesini cezalandırıyor. Zalim, yaptığı zulmün karşılığını göreceğine inanmalı ve uygulama ile inandırılmalıdır. Yaradan bu suça bire bir ceza olan kısas sistemini Kur’an’da dile getirirken; “Ey akıl ve gönül birliktelikleri kuranlar, siz de bu ceza sisteminde hayat vardır,”buyuruyor ama Allah’ın verdiği aklı kullananlar nerede? (el Bakara 2/179)

Kısas aklidir, zalimi de mazlumu da tatmin edicidir. Maktülün varislerini koruyucudur. Af ve tazminatı içerdiği için erdemlidir. İnsan doğasıyle uyumlu olduğu için demokratik laik bir düzen içinde de uygulanabilir.

• Allah’a ve Ahiret Sorgulaması ve Cezasına İman Pekiştirilmelidir.

Zulüm ve zalimle mücadelenin asli yöntemi de budur.

Aziz kardeşlerim İslâm kâfir, mümin ayrımı yapar ama kişiyi kafir olduğu için ötekileştirmez. Mümin de olsa zalimi ötekileştirir.

Zalim ötekidir. Başta mümin kardeşlerimiz olmak üzere hiçbir insanı yani zalim olmayanı ötekileştirmemeliyiz. Bizim siyasî, iktisadî ve kültürel iktidarımız mahza adalet olmalıdır. Bizim hakimiyet alanımızda liyakatli insan mağdur edilememelidir. Bize düşman olanlar bile adil olduğumuzu, zalim olmadıkça kimseyi ötekileştirmeyeceğimizi bilmelidir. Bizim hakkımızda, ‘bunlar adil insanlardır, adaletten sapmazlar’ denilmelidir.

Hepinize adaletle dolu zulme tavırlı ömürler niyaz ederim.

Ali Rıza DEMİRCAN

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi