islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,6013
EURO
34,8092
ALTIN
2.492,47
BIST
9.508,99
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
14°C
İstanbul
14°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Açık
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
21°C
Salı Az Bulutlu
22°C

Bir Ârife Soralım: Şeytanî Telkinlere Karşı Nasıl Korunabiliriz?

Bir Ârife Soralım: Şeytanî Telkinlere Karşı Nasıl Korunabiliriz?

Soru: Hocam; Son gerçekleştirdiğimiz sohbetimizde marifet ve ilim arasındaki münasebete yer vermiştik. Bu çerçevede şeytandan da bazı zararlı telkinler gelebilir konusuna kadar gelmiştik. Anladığım kadarıyla melekler, temiz kalpli Müslümanlara ilham yoluyla güzel düşünceler ve bilgiler aktarabilir. Ancak şeytan da var olduğuna göre şeytanî telkinler de olabilir değil mi?

Ârif: Evet, doğrudur evladım! Unutmayalım Allah tek ve birdir ama varlıkların tümü çift olarak yaratılmıştır. Nasıl ki melekler, nurlu kalplere ilham vererek, iyiliği emretmekte ve kötülüğü engellemekte hayır işliyorsa meleklerin zıddı olan şeytanlar da tam tersine kötü kalpli kişilere şerli şeyler telkin eder. Hayra davet eden ilhamlar ne kadar melek merkezli ise kalbe gelen şerli telkinler de o kadar şeytanîdir. Biz buna vesvese deriz. Yani vesvese de ilhamın tam zıddıdır. Bu bakımdan kalbin dış dünyası, şeytana da meleğe de açık bir konumdadır.

Soru: Hocam; Şeytan, hangi yöntemlerle kişileri vesveseye sürükler? Bir örnek verebilir misiniz?

Ârif: Mesela kişi, bir hayır yapmaya niyetlenir. Ama ne zaman ki teşebbüse geçmek istese şeytan o kişiyi, özellikle yoksullukla korkutur ve kişinin cimri olmasını sağlayabilir.

Soru: Bununla ilgili olarak Kur’ân’dan bir delil sunabilir misiniz?

Ârif: C. Hak, ilgili âyetinde konu çerçevesinde şunları beyan etmektedir: “Şeytan içinize yoksulluk korkusu düşürür ve çirkin şeyler yapmanızı emreder. Allah ise kendinden bir bağışlama ve lütuf sözü vermektedir. Allah, her şeyi kuşatmakta ve her şeyi bilmektedir.” (Bakara: 268).

Soru: Bu âyeti nasıl anlamamız lazım? Bilhassa “Allah, kendinden bir bağışlama ve lütuf sözü vermektedir.” sözünde C. Hak, bize şeytanî vesveseye karşı ne gibi teminat vermektedir?

Ârif: Şeytana uymayıp buna rağmen bir hayırda bulunursak C. Hak, bu akli selim davranışımızın karşısında bizlere mağfirette bulunacağını ve bereketimizi artıracağını vaat etmektedir. Kul, şeytanî telkinlerden ne kadar uzaklaşırsa C. Hak da kuluna, doğru yolu bulması, iyiyi ve güzeli hayatında gerçekleştirmesi için lütfuyla yardımda bulunur. Çünkü sadece Allah, bu güce sahiptir.

Soru: Şeytan, fırsat buldukça insanın aklına olmadık düşünceler, kalbine de olumsuz duygular soktuğuna göre bu gibi vesveselerden nasıl kurtulabiliriz?

Ârif: İnsan, sadece şeytanî telkinlere muhatap olmuyor ki. Meleklerin ilhamına da muhatap olduğuna göre kişi, böyle durumlarda aklını kullanıp iyi düşünmelidir. Bu iki zıt yönlendirme arasında doğru olana kulak verip onu rehber edinmelidir. O zaman hayırlı bir karar vermiş olur ve böylece şeytanın mağlup olmasını sağlamış olur.

Soru: Böyle iradeli kişiler hakkında Kur’ân ne diyor?

Ârif: Allah, nefsine hâkim olup da şeytana direnebilen böyle kişilere hikmet vereceğini söylüyor. Mezkûr âyetin devamında C. Hak, şöyle buyurmaktadır: “O, dilediğine hikmeti verir ve kime hikmet verilirse o kimse birçok hayra nail olmuş demektir. Bunu ise ancak derin kavrayış sahibi olanlar düşünüp anlar.” (Bakara: 269).

Soru: Hocam! Hikmet kavramı çok derin manalar ihtiva etse gerek. Ne dersiniz?

Ârif: Evet evladım; âyet zaten bir ipucu veriyor. Fıtratı bozulmamış, kalbini manen temiz tutmuş müminler, Allah’ın kendilerine ilham yoluyla bahşettiği hikmet sayesinde neyin doğru, neyin yanlış olduğunu ayırabilecek güçlü bir tefekkür meziyetine sahiptir. Hikmetli bir kişi, basiretiyle şeytana karşı tedbirlidir ve alacağı isabetli kararla kendini manevî yönden koruyabilmektedir. Bunun içindir ki hikmette pek çok gizli ve açık hayır gizlidir.

Soru: Peygamberimiz (sav) bu konuda ne buyuruyor? Özellikle şeytanî telkinler kalbimize geldiğinde ne yapmamızı tavsiye ediyor Peygamberimiz (sav)?

Ârif: Peygamberimiz (sav) bu konuya şu sözleriyle bir açıklık getirmektedir: “Kalbe gelen iki şey vardır. Birisi melekten gelen şeydir ki hayrı vadedip, hakkı tasdik eder. Bu bakımdan kim kalbinde bunu görürse, bilsin ki bu Allah’tan gelen bir lütuftur ve bunun için Allah Teâlâ’ya hamt etmelidir. Düşmandan gelen ikinci bir şey vardır. O da şerri vaat edip hakkı yalanlar ve hayrı yasaklar. Kim kalbinde böyle bir şeye rastlarsa kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınsın!” (Tirmizî, Nesâî). Peygamberimiz (sav), bu bilgileri Kur’ân’a dayanarak tavsiye etmektedir. İlgili âyet ise şunu telkin etmektedir: “Eğer şeytandan bir fitleme seni dürtüklerse hemen Allah’a sığın! Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir.” (Ar’af: 200). Kısacası şeytan, kalbe vesvese verdiğinde kişi, hiç tereddüt etmeden derhal tevbe istiğfar etmeli, zikirlerle Allah’a sığınmalıdır.

Soru: Ama Hocam; Bazen içimizdeki duyguların şeytanî olup olmadığını tam anlayamıyoruz. Bu durumda ne yapmalıyız?

Ârif: Takva, yani Allah’ı hakkıyla bilmek, O’nun kudretine saygı gösterip gazabından korkmak ve O’na ihlasla kulluk görevi ifa etmek, şeytana karşı en iyi tedbirdir. Böyle bir durumda şeytan, fırsat bulup yine de telkinde bulunsa bile, mümin bunu hemen fark eder ve tuzağa düşmez. İlgili âyet, buna işaret etmektedir: “Takva sahipleri, içlerine şeytandan gelen bir saptırıcı fikir doğduğunda O’nu düşünüp hemen gerçeği görür.” (Ar’af: 200). Müslüman da kalbine şüpheli ve yıkıcı bazı düşünceler gelmişse hemen bunlara uyup zarar verici eylemlere girişmeden önce ilk önce sabredip zihnî melekeleriyle düşünmeli, vicdanının sesine kulak vermeli ve halen tereddüt hâlinde ise akıllı bir bilene danışmalıdır.

Soru: Hocam! Sohbetimizi bir dua ile tamamlayalım mı?

Ârif: Öyle ise Müminun suresinin 97. ve 98. âyetlerinden esinlenerek şöyle bir dua yapalım: Euzübillahimineşşeytanirracim. Allah’ım! Kovulmuş şeytanın şerrinden Sana sığınırız. Rabbim! Şeytanların gizli kışkırtmalarından, vesvese ve tahriklerinden Sana sığınırız. Onların yanımızda bulunup bizi tesir altına almalarından da Sana sığınırız! Bizi şeytanın ve gafletin etkisiyle Kur’ân’ın emrettiği hayat biçiminden uzaklaştırma. Bizi takva ehli kullarının seviyesine yükselt. Bizi şeytanın davet ettiği sapık yollardan uzak tut. Bizi emrettiğin dosdoğru yolda kalmamızı sağlayacak güçlü bir iman ve teslimiyet şuuru ver. Amin.

 Prof. Dr. Ali SEYYAR

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.