islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5233
EURO
34,7513
ALTIN
2.491,44
BIST
9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
14°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
19°C

Bir de Psikoloğa Soralım: Benim Çocuğum Neden Saldırgan?

Bir de Psikoloğa Soralım: Benim Çocuğum Neden Saldırgan?

Psikolog: Hoş geldiniz. Size nasıl yardımcı olabilirim?

Anne: Hoş gördük. Benim size bir sorum olacak. Çocuklar neden saldırgan olur?

Psikolog: Hayırdır. Bunu niçin sorma ihtiyacı duydunuz?

Anne: Belki anlamışsınızdır. Benim hemen öfkelenen ve saldırgan 14 yaşında bir erkek evladım var. Okulda kendisine bir laf atıldığında veya kendisine birisi ters baktığında acayip kızıyor, eliyle duvarlara veya pencereye vuruyor. Bazen de öfkelenmesine sebep olan çocukları dövüyor.

Psikolog: Çocuğunuz şiddete meyilli ve kızdığında etraftaki eşyalara veya insanlara zarar veriyor öyle mi?

Anne: Evet, maalesef. Ama ben bu duruma çok üzülüyorum. Neden benim çocuğum böyle, bir türlü anlayamıyorum? Neden bu kadar saldırgan?

Psikolog: Çocuğunuzun saldırganlığı birçok sebebe bağlı olabilir. Aile eğitimi veya yapısı, okul sistemi veya ortamı, genlerin yapısı, hayat şartları, aşırı duyarlılık ve hassasiyetler veya sosyal medyanın etkisi olabileceği gibi bunların her birisinin de belirli bir etkisi olabilir. Ama verdiğiniz örneklerden anladığım kadarıyla çocuğunuz, belirli bakışlardan veya sözlerden psikolojik olarak rahatsızlık duymakta ve hatta bunların kendisine acı verdiğini düşünmek lazım. Acısını bastırmak için, ya yanı başındaki eşyaya zarar verebilmekte ya da karşısındakinin kendisinden daha zayıf olduğunu görünce bu sefer ona şiddet uygulayabilmektedir. Özellikle başkalarından şiddet görmüş olan çocuklar, bazen öfkelenmelerine sebep olan kişiye saldıramadıkları için, kendilerinden daha zayıf olan başka bir çocuktan, başka bir mekân ve zamanda intikam alabilir. Yani hiç ilgisi olmayan başka bir çocuğa zarar vermelerinin sebebi bu gibi durumlar olabilmektedir. Ama yine de şu bir gerçek ki çocuklarda görülen saldırganlık, haddizatında bir yardım çağrısıdır?

Anne: Nasıl yani? Bunu anlamış değilim.

Psikolog: Okulda, ailede veya çocuk parkında saldırgan olan ve şiddet uygulayan çocukların hemen hepsinin nihayetinde bazı özel sorunları var diyebiliriz. Özellikle aile bağlarının zayıf olduğu, kendilerine yeterince ilgi ve saygı gösterilmeyen ve vakit ayrılmayan çocuklar, daha çok şiddete başvurabilmektedir. Bu saldırgan durum, çocuğun kendine yakın olanlara yönelik “bana değer verin, benimle oynayın, benimle alakadar olun” mesajından başka bir şey değildir. İşte ihmal edilen çocukların acıklı akıbeti genelde böyle olmaktadır maalesef. Yeterince sevgi göremeyen veya bizzat şiddete maruz kalan çocuklar da ne yazık ki kendilerini güvende hissetmez ve psikolojik sıkıntılarını şiddet ile gidereceklerini düşünür.

Anne: Yani evde çocuklara sevgi ve saygı gösterilirse çocuklar, şiddetten daha uzak durur demek istiyorsunuz. Bu nasıl olacak?

Psikolog: Ailelerinden sevgi ve saygı gören çocuklar, kendilerine de saygı duyar. Kendine saygı bilinci, hak duygusu ile birlikte gelişir. Bu yüzden bir çocuk, şiddete başvurmadan hem kendi hakkını talep etme becerisini kazanmalı, hem de başkasının hakkına zarar vermeme bilincini benimsemelidir. Ama bir çocuk, aile içinde kendi hakkını arayamıyor, arasa dahî azar işitiyorsa bu sefer çocuğun kendisine ait hak duygusunu kazanmasını engellemiş oluruz. Kendi şahsiyetine ve bedenine saygı gösterilmeyen bir çocuğun başkalarına saygı göstermesi herhalde beklenemez. O halde bir çocuğun şiddete yönelmemesi için, öncelikle kendisine ve bedenine saygı gösterilmelidir. Yani anne veya baba, ne çocuğun şahsına hakaret etmeli, ne de kendisine fizikî şiddet uygulamalıdır. Ebeveynler, birbirlerine ve evlatlarına karşı ne kadar çok doğru davranışta bulunursa çocuklar da o kadar çok başkalarına hürmetkâr davranacaktır. Çocukların terbiyesini sadece aşırı otorite, emir, ceza, psikolojik ve fizikî tehdit ve baskı yoluyla elde etmek isteyen ebeveynler, çocuklarından ne kendilerine, ne de başkalarına karşı içselleştirilmiş bir saygı bekleyemez. Tam tersine bugün zayıf buldukları başkalarına karşı nasıl ki saldırgan bir tutum sergiliyorlarsa yarın bizzat büyüklerine karşı şiddet uygulayabilir.

Anne: Çocuklar fiziksel acı çektiklerinde saldırgan olabilir dediniz. Hangi faktörler bir çocuğun acı çekmesine yol açabilir?

Psikolog: Beyin araştırmacıları, bazı olayların kişiye fizikî sancının yanında psikolojik ıstırap da verdiğini tespit etmiştir. Mesela bir çocuğun sosyal dışlanması, aile içinde yeterince şefkat görememesi veya sevgi alamaması, haksızlığa uğraması, kötü muamele görmesi veya kendisine saygısızlıkta bulunulması gibi dışsal faktörler, çocukta ruhsal sıkıntılara yol açabilir. Bu da bir çocuğa tıpkı fiziksel acı gibi psikolojik acı verebilir. Şiddete başvurmanın içsel kaynağı da bu olabilmektedir.

Anne: Size bütün bu anlamlı açıklamalarınızdan sonra acı bir itirafta bulunmak istiyorum. Bunu gizleyemem artık. Galiba benim çocuğumun saldırgan olmasının başlıca sebebi babası olmalıdır. Çünkü kocam, maalesef asabi ruhlu, çocuğuma hiç ilgi göstermediği gibi öfkelendiğinde çocuğuma hem bağırır, hem de dayak atar. Çoğu zaman ben müdahale ederim…günlerim ağlamakla geçiyor…artık buna ben dayanamıyorum!

Psikolog: Istırabınızı anlıyorum. Buna çok üzüldüm. Bu hususta size çok sabır ve metanet düşüyor. Ne yazık bir birçok baba Bâtıl bir söz olan ‘’dayak cennetten çıkmıştır’’ sözünden hareketle çocuklarını dayak atarak, disipline edeceklerini düşünmektedir. Yeterince iletişim becerisine sahip olmayan özellikle çabuk sinirlenen bazı duyarsız ve merhametsiz babalar, maalesef terbiye etme yolunun dayaktan geçtiğine inanır. Halbuki dayak ile disiplin sağlamak mümkün olmadığı gibi çocuğun daha çok sinirlenmesine ve kendi kendine öfkelenmesine sebep olur. Biraz önce ifade ettiğim gibi sürekli olarak dayak yiyen bir çocuk, kendisini doğru ifade edemez, okulda problemlerini konuşarak değil de şiddet yoluyla çözeceğine inanır, gittikçe daha çok asosyal davranışlar sergiler ve ilerleyen yıllarda daha büyük suçlar işleyebilir.

Anne: Bu tehlikeli gidişatı ben de görüyorum. Onun için ben de bunu önlemek istiyorum. Ama ne ve nasıl yapacağımı tam olarak bilmiyorum? Bana nasıl yardımcı olabilirsiniz?

Psikolog: Haksızlığın veya zulmün herhangi bir türünün olduğu yerde susmak, şeytanla işbirliği yapmak anlamına gelir. Onun için kocanız da olsa şiddete karşı bir tavır koymanız Hak adına takdiri şayandır. Sakin ve uygun bir atmosfer yakaladığınızda kocanızla bu konuyu ciddî bir şekilde konuşunuz ve onu Allah rızası için, sorumlu bir baba olmaya davet ediniz. Kocanıza her bir çocuğun masum ve Allah’ın kıymetli bir emaneti olduğunu iyice hatırlatınız. Burada konuştuklarımızı kendisine de anlatınız. İkna edebilirseniz kendisine öfke kontrol eğitimi verebiliriz. Kocanız, yaptıklarından dolayı pişmanlık duyması ve çocuğunuzdan özür dilemesi halinde çocuğunuzun öz güveni yeniden tesis edilebilir, sevgi ve saygı görmesi ile birlikte dışarıda saldırgan olma ihtiyacı duymaz. Eğer bütün bunlar gerçekleşemezse kocanıza Türk Ceza Kanununu hatırlatınız. Buna göre kocanız size veya çocuğunuza şiddet uygulamaya devam etmesi halinde kendisine kötü muameleden dolayı hapis cezası verilebilmektedir. Bu müeyyide caydırıcı bir nitelik taşımaktadır.

Anne: Anladım. Kocamın hapis cezası almasını elbette istemem. Ama çocuğuma şiddet uygulamasına da artık göz yumamam. Belki de en doğrusu onu bu davranıştan vazgeçirecek manevî ihtarlarda bulunmak, bu da yetmez ise öfke kontrol eğitimini almasını sağlamaktır. Kötü muamelenin hapis cezası ile sonuçlanacağını idrak etmesi halinde bu kötü alışkanlığını terk edeceğine inanıyorum. İnşallah, kocamı şiddetten uzaklaştırabilir ve çocuğum da saldırgan olmaktan vaz geçer.

Psikolog: İnşallah. Her zaman iletişim halinde olalım. Gelişmelerden beni bilgilendiriniz lütfen. Allah, işinizi kolaylaştırsın.

Anne: Âmin. İlginiz için teşekkür ederim.

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.